Deprem nedeniyle eski yapı sayılan kerpiç evlerimizle şehrin hafızası yıkılıp yok edilirken, 19. YY Osmanlı Dönemi Mimarisi’ne ait olan tarihî ve tescîlli yapı Ferit Bey Konağı, yıkıma terk edilmiş durumda…
*Gazeteniz TURAN’a konuşan ÇEKÜL Vakfı Elazığ Temsilcisi Eğitimci Mustafa BALABAN, yasa gereği harekete geçmesi gereken kurumların yanı sıra yerel Kamu ve Özel STK’ları da sorumluluk almaya davet etti… 

19 Yüzyıl’da yapılmış olan Osmanlı Dönemi’ne ait sivil mimarimizin en önemli örneklerinden biri konumundaki tarihî ve tescîlli Ferit Bey Konağı, mevcut yasalar gereği korunması gerekli kültürel varlıklarımızdan biri olmasına rağmen, yapı âdeta yıkıma terk edilmiş durumda…
HEMEN HER KONUMDA HİZMET VERDİ               
Tapunun 134 Ada 1 Parsel numarasında kayıtlı, kapanan eski Elazığ ve Harput Eğitim ve Araştırma Hastanelerinin üst tarafında Elazığ Pertek Karayolu’nun 2. kilometresinde yolun sol tarafında Fevzi ÇAKMAK Mahallesi Gökalp Sokak No 65’te yer alan Ferit Bey Konağı adındaki taşınmaz, 19. YY Osmanlı Dönemi Mimari yapısı olarak iki katlı olup yapı malzemesi taş, kerpiç ve ahşaptır.
Başta İpekböceği yetiştiriciliği, sonra; Meslek Lisesi, Rüştiye, At Seyis Bakımevi, Konukhane, Jandarma Karakolu, Bağevi, Han, Marangoz, nihâyetinde Ferit Bey’in, Hayri Bey’in, ya da Baytar’ın konağı olarak anılan bu konak, o dönemlerde yoğun insan ve yük taşıma amaçlı hayvan trafiğine sahne olan, sırasıyla patika, şose, şimdilerde de asfalt olan büyük öneme sahip Pertek Caddesi üzerinde bulunmaktaydı…
ÇATI VE TUĞLA ONARIMLI DUVAR DIŞINDA ORİJİNAL   
Ferit Bey Konağı, 19. Yüzyıl Osmanlı evlerini yansıtmakta olup kullanım evrelerindeki çeşitliliğe karşın, yapı Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında askerlik Şubesi olarak kullanılmıştır.
Üst yüzeyi sac çatı ile kaplanmış, yapıların duvarlarında yer yer tahribatlar olmuş ve aslına bağlı kalınmadan tuğla ile onarılmış, çatı kısmı ise beşik çatı ile yapılmış olup orijinalliğini kaybetmiştir. Bunların dışında konak orijinalliğini korumaktadır.
Yapının üst katlarına geçişler ahşap merdivenlerle içerden sağlanmakta, giriş katında altı adet değişik işlevli mekânlar bulunmakta olup, birinci katta üç adet oda, bir salon, teras kısmı ise bir hol şeklindedir. Ana girişin üstünde bir adet cumba bulunmakta, cumbanın sağ ve solu tümüyle Dikdörtgen pencerelerle kaplıdır. Diğer yönler güney kısmına göre sağır tutulmuş, az sayıda pencereye yer verilmiştir…
YASALAR GEREĞİ GÜVENCE ALTINDA         
Ferit Bey Konağı, 2012 Yılı’nda Elazığ Müzesi tarafından tescîllenmiş, “Kültür Varlığı” olarak kentimizin önemli bir eseri kabul edilmiştir. TURAN’ın kamuoyuna tanıtmak için kullandığı tarihî yapıya ait bilgilerin büyük böümü tescîl kayıtlarında mevcuttur.
Koruma konusunda tarihî ve tescillî kültür varlığı olmasına rağmen Ferit Bey Konağı’nın korunması hususunda bugüne dek hiçbir girişim olmamıştır. Oysa Kültür Varlıkları Yasası’na göre, tescîlli bir yapının korunması zorunludur. Bu konuda mülk sahibi de gerekirse uyarılır ve cezalandırılır.
Yani, özellikle bu tür yapılar bu şekilde tescîllenip kaderine ve yıkıma terk edilemezler...
Gayrimenkul zengini bir aile olan mülk sahipleri de ilgili yasa gereği evlerini korumak zorundalar. Bilindiği gibi birçok mülk sahibi tarihî ve tescilli evlerini bilinçli olarak yıkıma terk ediyorlar. “Yıkılsın, tescîlden düşelim ve arsa olarak satalım” düşüncesiyle hareket ediyorlar.
2863 No’lu taşınmaz, Kültür Varlıklarının Korunmasına Dair Kanun Maddesi’nin 5. ve 10. Maddelerine göre devlet tarafından korunması ve yasanın hükmüne göre kişisel mülk de olsa yapının gerekli onarımlarının yapılarak geleceğe taşınması zaruridir. Kanun burada açıkça kültür varlığını tanımlıyor ve sorumluluk olarak tarihî ve tescilli yapının onarımını, ayakta tutulmasını yasalarla güvence altına alıyor.
KÜLTÜR VE TURİZM İL MÜDÜRLÜĞÜ İLE BELEDİYE SORUMLU     
Bu amaçlarla 2863 Nolu Kültür Varlıklarının Korunmasına Dair Kanun Maddeleri’nin uygulanması gerekli. Burada ilgili kanunun 5. ve 10. Maddelerinde kültür varlıklarının korunmasına dair hükümler çok açık ve net olarak belirlenmiş. Kültür Varlığının korunmasından Kültür ve Turizm Bakanlığı sorumlu. Bakanlık teşkilatı bu yasanın bağlayıcı hükümlerini uygulamalı. Kişisel mülk olması, bu yapının kişinin istediğinde kültür varlığını yıkması anlamına gelmiyor. Yasa burada mülk sahibini de bağlayıcı hükümler içeriyor. Mülk sahibi, tescîlli yapıda ihmal, kasıt, bilerek yapının yıkımından sorumlu. İlgili idare bu durumda mülk sahibini yasanın hükümleri karşısında sorumlu tutuyor.
Söz konusu yapının korunmasından da başta İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü olmak üzere kültür Bakanlığı sorumlu.
Kent merkezinde olan bu yapıların korunmasında belediyenin sorumluluğu da büyük. Belediye’nin kısa adı “KUDEB” olan Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu tarafından Ferit Bey Konağı’nın yapı denetimleri yapılarak ivedi şekilde korunmasının önerilmesi ve takibi yapılmalı diye düşünüyoruz…
İŞTE ÇEKÜL VAKFI’NIN GÖRÜŞÜ…   
Kısa adı “ÇEKÜL” olan Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı Elazığ Temsilcisi Mustafa BALABAN’a bu konuda düşüncesini sorduk. BALABAN, vakıf olarak görüş ve düşüncelerini dile getirirken, şu ifâdelerde bulundu; “Ülkemiz doğal ve kültür varlıklarını korumada zor bir süreçten geçiyor. Depremler, yangınlar ve salgınlarla sarsılan gündemimizde en önemli zenginlik kaynağımız olan kültürel varlıklarımızın korunmasında, kaynaklarımızı çok dikkatli kullanmanın ve eksiklerimizi gidermenin önemli olduğuna inanmaktayım.”
“KENTİN HAFIZA MEKÂNLARI KORUNMALI”   
ÇEKÜL Vakfı Elazığ Temsilcisi Mustafa BALABAN, Elazığ özelinde yaşananlara karşılık, kentin kamu ve özel STK’larına çağrıda bulunarak, kentin hafıza mekânlarını hep birlikte korumamız gerektiğini belirtti ve sözlerini şöyle tamamladı; “Kentimiz özelinde önce deprem ve arkasından gelen salgınlar sürecinde kültürel varlıklarımız da ciddi zarar gördü. Özellikle Elazığ sivil mimarisinin son örneklerini deprem nedeniyle yitirdik. Kalan çok az sayıda evimiz, sokağımız, çeşmemizi kentin hafıza mekânları olarak korumak zorundayız. Kentimizin kamu, yerel, sivil toplum örgütleri ve özel sektörümüzün temsilcileri, kültürel varlıklarımızın korunması ve yaşatılması hususunda sorumluluklar almalı. Artık kaybedecek tek bir kültür varlığımızın olmamasına çalışılmalı, bu doğrultuda ilimizde kararlı adımların atılması gerekiyor. Kültür şehri olarak kendini tanıtan kentimizin, kültürel varlıklarını korumada acil uygulama örneklerine ihtiyacı bulunmakta. Tescîlli yapılarımız ise devlet korumasında olduğu için yasaların gereğinin ivedilikle uygulanmasını talep ediyoruz.”
SANDALCILAR KONAĞI GİBİ OLMASIN!  
TURAN Gazetesi olarak diyoruz ki; Tescîl kayıtlarında orijinal kullanımı Konak, bugünkü kullanımı ise depo olarak geçen Ferit Bey Konağı gibi Elazığ’daki kültürel varlıklarımızdan elimizde çok az yapı kaldı. Deprem nedeniyle ne yazık ki eski sayılan kerpiç evlerimizi, şehrin hafızasını yıkıp yok ettik. Elde kalan yıkamadığımız yapıları da bu şekilde Ferit Bey Konağı gibi yıkıma terk ediyoruz. Bu yapı çok önemli, konum olarak ve etrafında betonlaşma olmadığı için çevresiyle birlikte kentin “kültür varlığı” olarak değerlendirilebilir…
Tescîllendiği tarihin üstünden geçen 9 yılda, tarihî yapı için ne yapıldı? Bu yapı da Hüseynik’teki (Ulukent’te) Sandalcılar Konağı gibi yıktırılıp tescîlden düşürülmek mi isteniyor? Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı ve ona bağlı Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ile Elazığ Belediyesi KUDEB Sorumluları ve ayrıca Mülk Sahiplerinin ne düşündüğünü merâk ediyoruz doğrusu?
Elazığ Şehri’nin kalan son izlerini de bir bir yitiriyoruz. Bu kentin 100 yıl içinde mimari izlerini yitirmesi, bizleri tedirgin ediyor. Dolayısıyla kentin, “kültürel varlıklar” konusunda ciddi kararlar alması gerekli.



 

Editör: Haber Merkezi