HARPUT’TA KAHVE FİNCANI MÜZESİ

Kahveyle pek aram yoktur, gençlik yıllarım da bazı gecelerin sabahın da faydalı olacağına inandığım için içerdim. Neyse o günler geri de kaldı. Sonrasında ise nasıl ola ki işte bazen yeğenim Ecem, ‘’Amca sana kahve yaptım deyince’’ içmemek olmaz deyip, içmeye başladım. Bu aralar ise ziyaretlerine gittiğim evler de kahve içme aşkım başladı, özellikle de Elazığ’ın eski ailelerinden olan evleri ziyaret ettikçe…

Aslında içme sebebim ise kahve sevdiğim falan değil fincanları merak ettiğimden. Kahveyi içim peltesini de parmaklayıp fincanı tam boşaltim ve başlim incelemeye, altına üstüne bakıp eski bir fincan olduğuna kanaat getirince de ev sahiplerini ikna turlarım başli. Diyim ki ilimiz de ETUDER Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet BULUT ciddi bir çalışma yapıp, Harput’ta Kahve Fincan Müzesi kurmuş, bu müze eski ve nadide fincanlardan oluşan bir müze. Burada toplanıp sergilenen fincanlar ya da fincan takımları kime ait olduğu da üzerlerine yazılarak sergilenmiş. Gelin sizde elinizdeki eski aile yadigarı, antika fincanlarınızı buraya hediye edin ve gelecek nesillere aktarılmasına vesile olun. Kaybolmaz, kırılmaz ve müze var oldukça burada adınızla beraber sergilenir. Hadi vermediğinizi düşünün yarın öbür gün siz ölünce 6 fincanlık takımınız mirasçılarınız arasında bölüşülecek ve kırılıp kaybolup gidecek. Ben bir halının varisler arasında makaslarla üç dört parçaya kesildiğini görmüş biriyim. Halıyı bile kesen fincana neler yapmaz ki? Hadi artık ne durisiz Fincanlar Harput’ta Ahmet BULUT hocamızın kurduğu müzeye. İl dışındaki hemşerilerimiz de destek de bulunursa sevincimiz ikiye katlanır. Hiç değilse Elazığ’da dikili bir fincanız olur! Teşekkürler Ahmet BULUT hocam, ellerine sağlık…

***  ***  ***

MAHALLİ KONSERLER

Şehrimizde severek ve koşarak gittiğimiz en büyük eğlencelerimizden biri de mahalli sanatçılarımızın sahne aldığı halk konserleridir. Bu ilginin en büyük sebebi de kesinlikle sanatçılarımızın üstün performansları ve kendilerini halka sevdirmeleridir. Durum böyle olunca ve bende sanatçılarımızı sevince soluğu Kültür Park’taki konserlerde aldım fakat izleyemeden döndüm, çünkü konser alanı tıkım tıklımdı ve oturacak yer yoktu. Sahnenin arka tarafında ufak bir kısım boştu ama oradan da sanatçıyı görmek biraz sıkıntılıydı. Arkada kalınca sanatçı beni, bende sanatçıyı tam göremeyecektim dolayısıyla izleyemeden geri dönüp televizyondan izledim…

Şimdi konserlere ilgi bu kadar çoksa, bazı hamleler yapmak lazım. Bu hamleler neler mi? Birincisi Kültür Park’taki konser alanını genişletmek, eğer bu mümkün değilse ikincisi acilen döner bir sahne yapılması lazım. İkincisi biraz masraflı olabilir fakat müthiş bir reklam olur. Eğer döner sahnede karar kılarsanız hızını iyi ayarlayın zira sanatçılarımızın başı dönmüye! Döner sahne olursa kimsede sanatçının arkasında kalmaz, sanatçıda herkesle daha iyi diyalog kurar. Mesela Ömer ÇAPAR ile Tekin BULUT beni görüne, ‘’Oooo Bir Garip Bedo’da gelmiş’’ derler. Bende ekranlarda görünüp asker arkadaşlarıma el sallarım.

***  ***  ***

UÇAN ARABA

Bundan 20 sene önce yeğenlerim, ‘’Amca artık arabanı değiş’’ dedikleri zaman elektrikli ve yerli arabayı beklim çıksın değişeceğim diyidim. Dediğim özelliklerde araba çıktı ama yanına yaklaşılmi! Şimdi ben değişmemek için nasıl bir bahane bulam? Acaba yerli uçan arabayı beklim, çıksın değişeceğim dersem inanırlar mı, yoksa bana sen ipe un mu serisin mi derler, şaşırdım kaldım…

Hele bana biraz akıl verin, yerli Uçan araba yakın tarihlerde çıkar mı? Yeğenlerimi oyalayabilir miyim?

Yerli uçan arabanın adı UÇTOGG olabilir mi?

***  ***  ***

SİLAHLAR

Elazığ Emniyet Müdürlüğü’nün yaptığı kontrollerde şüpheli şahıslardan çıkan silahları görünce aklıma eski bir anım geldi…

Rahmetli babamdan kalan ruhsatlı silahları emniyete götürüp, ruhsatları üzerime almak isteyince görevli memur da 6 tüfek 1 tabanca ve 1 kılıcı görünce, ‘’Abe hayırdır savaş mı çıktı, bu ne kadar silahtır?’’ Demişti. Bende, memur bey bunları size bağışlayam kurtulam hem de ruhsat parası vermekten kurtulurum deyince kabul etmedi. Bende halen para vermekten kurtulamadım. Bir kısmından da resmi olarak nasıl kurtulduğumun devamı da var ama fazla uzatmayayım. Yeri geldiğin de bir gün yazarım. Oldum olası silaha karşıyım ve bir türlü sevemedim!

 HAFTANIN FOTOĞRAFI: