Gazeteniz TURAN’a açıklamalarda bulunan Kovancılar ilçesine bağlı Ekinözü köyünün eski muhtarı HABAP Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Hayati SİNEM, 1956 yılında Ekinözü köyüne tahsisi yapılan 11 bin dönüm mera alanının 1970 yılında bir vakıf tarafından, üç bilirkişinin beyanına dayandırılarak bir vakfa devredildiğini iddiâ ederek; ‘’Köyde ekilmesi ve biçilmesi mümkün olmayan arazilerin tamamına susuz tarla statüsü kazandırılıp, yıllarca ekilip biçiliyormuş gibi gösterilerek Tarım İl Müdürlüğü’nden mazot, gübre desteği, tarım teşviki adı altında yıllarca haksız kazanç elde edilmiş, yetimin malı çalınmış, devlet kurumlarını aldatmaya yönelik evraklar düzenlenerek insanların alın teri ve emeği peşkeş çekilmiştir’’ dedi…
ESKİ MUHTAR HAYATİ SİNEM’İN İDDİASI: ‘’11 BİN DÖNÜM MERA ALANI PEŞKEŞ ÇEKİLMİŞ’’
ESKİ MUHTAR HAYATİ SİNEM’İN İDDİASI: ‘’11 BİN DÖNÜM MERA ALANI PEŞKEŞ ÇEKİLMİŞ’’
Kovancılar İlçesi’ne bağlı Ekinözü (Habap) bir önceki dönem Muhtarı ve aynı zamanda HABAP Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Hayati SİNEM, köyün bulunduğu bölgede 11 dönüm mera arazinin bir vakıf aracılığıyla devredildiğini iddia etti.
Gazeteniz TURAN’a konuyla ilgili elinde resmî belgeler olduğunu ve onların eşliğinde konuştuğunu belirterek vahim iddialarda bulunan Hayati SİNEM, 11 bin dönüm mera arazisinin gasp edilmesinin yanında bir büyük vahim iddiada daha bulunarak, bölgede ekilmesi ve biçilmesi mümkün olmayan arazilerin tamamına susuz tarla statüsü kazandırılıp, yıllarca ekilip biçiliyormuş gibi gösterilerek Tarım İl Müdürlüğü’nden mazot, gübre desteği, tarım teşviki adı altında yıllarca haksız kazanç elde edildiğini ifade ederek, ‘’Yetimin malı alınmış, devlet kurumlarını aldatmaya yönelik evraklar düzenlenerek insanların alın teri ve emeği peşkeş çekilmiş. Usulsüz bir şekilde vakıf adına tescil edilen bu taşınmazların hiçbiri ekilebilir nitelikte değildir. Tescil harici yerleri dahi tescile uygun göstermek amacıyla gerçeğe aykırı bir şekilde tapuya tarla vasfında kaydedilmiştir. Taşınmazların hiçbiri ekilebilir nitelikte değildir ve bugüne kadar hiçbir şekilde ekilmemiştir’’ dedi.
‘’Usulsüz bir şekilde vakıf adına tescil edilen taşınmazların büyük çoğunluğu aslında mera vasfındadır. Meraların hukuki statüsünü düzenleyen Mera Kanunu’nun 4’üncü maddesinde; ‘Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zaman aşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz’ madde hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere, üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin yasadışı bir şekilde vasfı değiştirilen meraların tekrar mera olarak tescil edilmesi yasa hükmü gereğidir’’ diyerek açıklamalarını sürdüren Hayati SİNEM şöyle devam etti; ‘’Köyümüzde 1956 yılında yapılan haksız ve hukuksuz tescilleri dile getirmek, bu konuda da kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla gerçekleri açıklamak durumundayım. 1956 yılında Türkiye’de yapılan Toprak Reformu ile yoksul halkı topraklandırma amacıyla eskiden Palu’ya şimdide Kovancılar’a bağlı olan Ekinözü köyünün tamamı kamulaştırılmış, kamulaştırma bedeli ödenmiş, ilgili ‘vakıf’ ise bu kamulaştırma bedeli ile Vakıflar İdaresi’nde hisse senedi almak kaydıyla değerlendirmiştir. Dolayısıyla kamulaştırılan Habap köyünün tek bir bölgesi değil tamamı kamulaştırılmış, kamu bedeli ne kadardır Milli Emlak tarafından belirtilen fiyatlar üzerinden anlatılmış ve buna göre kamu bedelleri ödenmiştir. Habap Köyü’nde Vakıflar İdaresi’ne ait arazilerin 4753 ve 5616 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun 14’üncü maddesi uyarınca kamulaştırılarak muhtaç çiftçilere dağıtılması cihetine gidilerek üzerine belirtilmesi için tayin edilen... diye bir madde var. 1956 yılında Türkiye genelinde yapılan yoksul vatandaşları topraklandırma kanununa göre tarıma elverişli arazilerin tamamını halkın ekip biçmesi için tahsisi yapılmıştır. Geriye kalan köy ortak olarak da malumunuz meralar, köy meydanları, dere yatakları vardır.’’
‘’11 BİN DÖNÜM MERA ALANI GASP EDİLDİ’’
‘’Bunlar bu köyün ortak yaşam alanlarıdır, insanları ve hayvanları için. Fakat 1956’da köyümüze tahsisi yapılan 11 bin dönüm meranın nasıl oluyorsa 1970 yılında ilgili vakıf 3 tane bilirkişinin beyanına dayandırılarak 11 bin dönüm mera arazimiz gasp edilmiştir. Bu gasp sonucunda yaşanan zorluklar, sorunlar, bilinçli olarak köyümüzü göçe zorlama ve boşaltma planları yapılmıştır. Köyümüzde yıllardır süregelen çok ciddi sorunlarımız var. Gasp edilen mera araziler var. İçme suyuna 200 metre mesafede taş ocağı var. Bu minvalde ilgili tüm yerlere müracaatlarımız olmuştur. Köy ciddi bir mağduriyet yaşamaktadır. Mağduriyetlerin en büyüğü ise 11 bin dönüm mera vasfına sahip arazilerimizin, özel bir silsileden gelen aile vakfına dönüştürülmesidir. Bunun sonucunda ne burada yaşayan insanların ne de burada hayvancılık eden insanların ve hayvanların yaşam alanına tasallut olunmuştur.’’
‘’TESCİLLER GERÇEĞE VE HUKUKA AYKIRIDIR’’
‘’Naçizane talebimiz; köylüler adına tescilli bulunan alanlar konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Bu alanlar 1956 yılında bedeli ödenmek suretiyle köylüler adına tescil edilmiştir. Ancak 1970’li yıllarda malum vakıf adına tescil edilen tüm taşınmazlar konusunda ihtilaf bulunmaktadır. Tesciller gerçeğe ve hukuka aykırıdır. Bu nedenle talebimiz vakıf adına kayıtlı tüm taşınmazların 1956 kayıtları gözetilerek tapu kayıtlarının düzeltilmesi, gerçek vasıflara avdet ettirilmesinden ibarettir. Köyümüzün bu zulümden kurtarılması, kamu malı olan köyümüz meralarının tapu kayıtlarının düzeltilmesi için gereğinin yapılmasıdır. Bu minvalde yetkililerimizden gerekenin yapılıp bu konuda da bize destek sunmalarını önemle rica ediyorum.''
‘’KÖYÜMÜZDE TAŞ OCAĞI KURULDU VE İÇME SUYU KURUDU’’
‘’Bu gasp edilen 11 dönüm mera arazisinin 1970 yılında tescilini yaptıkları için farklı dallarda farklı kategorilerde ki iş insanlarına kiralamak kaydıyla köyün güneyine taş ocağı kurulması suretiyle içme sularımıza köye 200 metre mesafedeki bu taş ocağı köyün yüzde 80’inin su ihtiyacını karşılayan su kaynaklarını kuruttu.’’
KURULAN GES KÖYÜN GEÇİM KAYNAKLARINI BİTİRDİ VE TOPRAĞI ÇÖLLEŞTİRDİ
‘’Bunun yanında köyümüzün güneyine ise 450 dönüm üzerine kurulu devasa bir Güneş Enerji Sistemi kuruldu ve bu GES nedeniyle köyün yakın bölgelerinde bahçelere, bağlara, insanları geçim kaynağı olan meyveciliğe zarar vermiş, tamamının kurumasına ve etrafının çölleşmesine sebep olmuştur. Ekinözü köyünde yapılan bu haksız ve hukuksuz tescilin bir tek amacı olabilir; bilinçli, planlı bir şekilde köyün göçe tabi tutulması ve zorlanmasıdır.’’
‘’TARİHİ VE ARŞİV BELGELERİN TAMAMI ELİMDE MEVCUT!’’
‘’İkinci bir husus; bütün tarihi, arşivli belgelerinin tescilli evraklara rağmen köy ve ev yerlerinin kaç metre olduğu, hangi ada ve parsel olduğu, kaç lira bedel karşılığında halka dağıtıldığına dair evrakların olmasına rağmen bugün yaklaşık 300 haneden oluşan köyde hiç kimsenin ev yeri tapusu yoktur, tarihi kayıtlarda ise tapusu vardır. Ev yeri, cami, mezarlık, okul, sağlık ocağı tarihi çeşmeler, kiliseler ve köy odası başta olmak üzere tamamı 1970 yılında bir Ali Cengiz oyunu ile bir silsileden gelen aileye gelir elde etmek için kurulan malum vakıf tarafından gasp edilmiş. Köyde ekilmesi ve biçilmesi mümkün olmayan bu arazilerin tamamı susuz tarla statüsü kazandırılıp, yıllar yılı ekilip biçiliyormuş gibi gösterilerek Tarım İl Müdürlüğü’nden mazot, gübre desteği, tarım teşviki adı altında yıllarca haksız kazanç elde edilmiş, yetimin malı çalınmıştır, devlet kurumlarını aldatmaya yönelik evraklar düzenlenerek insanların alın teri ve emeği gasp edilmiştir.’’
‘’KÖY HALKI ‘İÇİLEMEZ’ RAPORLU SUYU İÇİYOR!’’
“Ekinözü Köyümüzün yakınlarda 2020 yılında taş ocağı kuruldu. Yüzyıllardır köyümüzü besleyen içme suyu kaynaklarının bulunduğu alanlar vakıf adına tescillidir. Köyümüzün meraları vakıf adına kapatılmıştır. Köyümüzün diğer tarafı da vakıf tarafından kiraya verilerek güneş panelleri ile kapatılmıştır. Köyümüzün diğer tarafı da yine vakıf tarafından taş ocağına kiraya verilmiştir. Taş ocağı tarafından yapılan patlatmalar neticesinde köyümüzün içme suyu kaynaklarının önemli bir kısmı kurumuştur. Yapılan çalışmalarda kaynakların formasyonun kırıklı çatlaklı yapıdaki kireç taşlarında beslendiği görülmüştür. Kaynaklar üzerinde 2019 yılı içerisinde drenaj çalışması yapıldığı ve çalışma sonrası kaynakların üçünde toplamda 100- 110'luk PVC boruyu dolduracak kadar (3000-5 litre/saniye) debideki bir suyun elde edildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu suyun arazide yapılan çalışmalar tarihi itibarıyla kuruduğu görülmüştür. Bu kaynakların güneydoğusunda yaklaşık olarak 200-250 metre mesafede de bir taş ocağı işletilmektedir. Kaynaklar kireç taşlarının kırık ve çatlaklarından beslendiği için taş ocağının işletilmesi esnasında kullanılan patlayıcılarla bahse konu kaynakların yer değişmeleri veya tamamen kaybolmaları söz konusu olmuştur. Taş ocağından dolayı su sorunu çeken köylüler, yeni bir kaynak suyu buldu. Ancak yapılan incelemenin ardından bu suyun sağlığa zararlı olduğu raporu verildi. Buna rağmen, köylülerin su sıkıntısından dolayı halen günümüzde bu suyu kullanmak zorunda.”