ÖZEL HABER

ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERİN SESİNE ‘SES’ OLUYORUZ!

Seslerini ilgili kurumlara duyurabilmek için Gazeteniz TURAN’a gönderen mağdur öğretmenler, ‘’Şunu ifade etmek isteriz ki atama yapılması gerekirken öğretmenler bu yanlış sisteme mecbur bırakılarak çalıştırılmıştır’’ ifadelerine yer verdiler…

Ücretli öğretmenlerle ilgili durumu özetleyen bir dosya hazırlayan ve bu dosyayı seslerini ilgili kurumlara duyurabilmek için Gazeteniz TURAN’a gönderen mağdur öğretmenler, ‘’Şunu ifade etmek isteriz ki atama yapılması gerekirken öğretmenler bu yanlış sisteme mecbur bırakılarak çalıştırılmıştır’’ ifadelerine yer verdiler…

‘’Ücretli öğretmenler bir statüye oturtulmadıkça maddi ve manevi sömürü devam edecektir’’ denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: ‘’Bizim mücadelemiz sistemin kendisiyle, yanlış bir sistem diyoruz. Haklarımızı almamıza karşı olan herkes bu sisteme evet diyor. Herkes ücretli öğretmenlere gereken ödemeyi yapın desin, bakın ücretli öğretmen çalıştırıyorlar mı? Hak derken alamadığımız maaştan, SSK priminden bahsediyoruz.

Bunlar bizim hakkımız talep etmek zorundayız. Neden çocuklarımızın rızkını bırakalım? Dosyayı atmak istedim gerçekleri bilin istiyoruz. Dosyada da belirttim ama işi olmadığı halde bu işi yapan yani öğretmenlik vasfını taşımayanlar bizi ilgilendirmiyor.  Biz öğretmenlik vasfını taşıyanlar için konuşuyoruz. Bilerek o ayırıma girilmiyor hepsi aynı kefeye koyuluyor ki kimse hak talebinde bulunmasın! Düşünün geçen yıl çalışan 75.000 ücretli öğretmenin sadece üçte biri öğretmenlik vasfını taşıyordu. Biliyorsunuz meclis açıldı gündeme gelebilmemiz için ücretli öğretmenlerin sesine ses olursanız çok seviniriz. Ücretli öğretmenler bir statüye oturtulmadıkça maddi ve manevi sömürü devam edecektir.’’

‘’ŞARTLAR VE TALEPLERİMİZ!’’

‘’Bizler devlet okullarında ek ders karşılığı ücretli öğretmenlik yapmış, eğitim fakültesi mezunu, formasyon sahibi ücretli öğretmenleriz. Yıllarca meslektaşlarımızla aynı işi yapmamıza rağmen “eşit işe eşit haklar’’ ilkesinden faydalanmadık. Şimdi bizler hak talebinde bulunurken devlet okullarında çalıştık diye değil; bedavaya çalıştık diye bulunuyoruz. Bizler o okullarda olabilmek için gece yarılarına kadar ek işler yapmak zorundayız. Bu torpil işidir diyenlere cevabımız, madem bu torpil gerektirecek kadar güzel buyurun siz yapın biraz, biraz da siz sömürülün bu kölelik sistemi içerisinde! Bu sadece ya gerçekten mecburiyet ya da öğretmenlik aşkı bunun başka bir açıklaması olamaz. Kimse de bu işi yapıyoruz diye bizi suçlayamaz. Bize sadece teşekkür edilmesi ve iadeyi itibar tarzında haklarımızın teslim edilmesi gerekiyor. Bizler öğretmen adayı değil öğretmeniz, öğretmen adaylarıyla değil kadrolu öğretmenlerle karşılaştırmalıyız. Haklarımızın da onlarla eşitlenmesi gerekiyor. Bize şart koşmaya çalışanlara söylüyorum, öncelikle bir çalışma şartlarımıza baksınlar orada yeterince şart var: Asgari ücret altında maaş; aslında bir maaş değil kadrolu öğretmene ek ders olarak verilen ödül bir maaşmış gibi lanse ediliyor. Yarım yatırılan sigortalar; bu da ücretli öğretmen işsiz kalınca işsizlik maaşı almasın, emeklilik prim gün sayısını doldursa bile emekli olmasın anlamına gelmektedir. Nöbet ücreti yok. Bu işi yapacaksın ücretini almayacaksın. Kırtasiye yardımı yok. Öğretmenlerin öğrencilere harcaması için verilen para ücretli öğretmen almasın diye öğrencilerden kısıtlanmış. Aile ve çocuk yardımı yok. Ücretli öğretmenlerin ailelerinin ve çocuklarının rızkı gasp edilmiş. MEBBİS yok. Bakanımız her hafta öğretmenlere değer veriyorum diye öğretmenler toplantısı yapıyor, MEBBİS adresiyle randevu oluşturulan bu toplantıya ücretli öğretmenler katılamıyor. O toplantıya katılan birçok öğretmenden daha uzun çalışmış olsalar bile. Öğretmen kimlik kartımız yok. 20 yıl çalışan bir ücretli öğretmenin öğretmen kimlik kartı yok dolayısıyla kadrolu hocanın yararlandığı hiçbir haktan yararlanamıyor. Öğretmenevinde öğretmen olarak kalamıyor.’’  

‘’MAAŞ PROMOSYONU YOK’’

‘’Bir kadrolu öğretmenin aldığı yıllık promosyon ücreti bir ücretli öğretmenin dönemlik gelirine denk gelmektedir! Ücretli öğretmenlerin banka promosyonları kimler arasında nasıl bölüştürülmektedir? Bankalar ile pazarlıkta ücretli öğretmenlere promosyon vermiyorsunuz o zaman bize fazla para verin diye talepte bulunulmaktadır. Mazeret izin hakkı yok. Hastalık ve refakat durumlarında sevk ve rapor alır ama ücret kesilir. Ücretli öğretmenlerin hastalanmaya hakkı yoktur. Sınıf öğretmenliği ve sosyal kulüplerde görev alır ama herhangi bir ücret ödenmez! Bu işi yapacaksın karşılığını almayacaksın. Kadrolu öğretmen gelince ücretli öğretmenin işine son verilir. Yasal olarak çalışma alanı ve özlük hakları kısıtlıdır, istenmeyen herhangi bir durumda birinci dereceden suçludur. Deprem bölgesinde olan ücretli öğretmenlere deprem tazminatı ödenmez! Depremden sonra psikolojisi bozulur diye meslektaşlarımıza tayin hakkı verildi evi başına yıkılmış çadırdaki ücretli öğretmenin deprem tazminatına el konuldu okuldaki hizmetliler bu haktan faydalandığı halde! Uzman öğretmenlik adı altında 10 yıl kadrolu olarak devletin bütün nimetlerinden faydalanan kadrolu öğretmenlere uzmanlık unvanı verilecekken 10 yıl ülkesine bedavaya hizmet etmiş olan ücretli öğretmene hiçbir hak verilmeyecektir. Ayrıca ücretli öğretmenlikte geçen günler uzman öğretmenlikten sayılacak diye bir madde eklenerek statüsü olmayan ücretli öğretmen bu haktan faydalanacakmış gibi kamuoyuna lanse edilmiştir. Hani ücretli öğretmen sadece askere giden veya doğum iznine ayrılan kadrolu öğretmenlerin yerine bakıyordu?  Özel eğitim sınıflarında görev alan ücretli öğretmenlerimizin şartları ve sorumlulukları daha ağır olmasına ve bu sınıflarda kadrolu olarak çalışan özel eğitim öğretmeni diğer kadrolu öğretmenlerden daha fazla maaş almasına rağmen özel eğitim sınıfında veya özel eğitim uygulama okullarında ücretli öğretmen olarak çalışan arkadaşlarımız aynı ek ders ücretine tabi tutularak çok daha ağır durumlara maruz bırakılmaktadır. Ayrıca özel eğitim sınıfındaki herhangi bir derse giren veya idareci olup da kendisine ek ders yazılan ve bu sınıflarda görevliymiş gibi ek ders ücreti alan bir kadrolu öğretmene ek ders ücreti %25 fazla ödenirken neden bu sınıflarda veya okullarda görev yapan ücretli öğretmenler için bu ücret %25 fazla ödenmeyip oraya (ücretli öğretmenler hariç) maddesi düşülmüştür? Bu maddeyi kim uygulamaya koymuş neden bu şekilde vebalin de vebaline girilmektedir? Ücretli öğretmenler için MEB sitesinden Ağustos ayında başvuru butonu açılmıştı başvurularımızı yapmıştık ancak hemen çıkarılan bir yönetmelikle bu engellendi. Buradan da bizim alın terimizle kazanacağımız üç kuruşu engellemiş oldular. Ücretli öğretmenlik yapmayıp atanamayan öğretmen adaylarının vebali ücretli öğretmenlerin boynunda değildir! Onları biz biriktirmedik! Bizler o okullarda bedavaya çalışırken kimsenin sesi çıkmadı. Şimdi bir hak talebinde bulunduğumuzda da herkes bize tepki göstermeye başladı! MEB biriktirdiği binlerce öğretmen adayının sonucunda biz ücretli öğretmenlerin haklarını vermiyor. Bu insanları biz biriktirmedik, biz sömürülen maaş, SSK, nöbet ücreti, banka promosyonları, aile ve çocuk yardımlarının karşılığı istiyoruz. MEB bu emeğimizin karşılığını vermek istemiyor. Bizler hiç olmazsa sosyal medya aracılığıyla sesimizi duyurabilmeyi, yanlış bilinen doğruları anlatarak bütün toplumun bu sömürüye sessiz kalmayıp mücadelemize omuz vermesini bekliyoruz. Bizler bu yolda bütün siyasi partilerden, “ben eğitimle ilgiliyim” diyen bütün sendikalardan ve “ben gazeteciyim” diyen bütün medya çalışanlarından bu sömürünün üzerine gidilmesi için duyarlılık ve hassasiyet bekliyoruz.’’ 

‘’MADDİ VE MANEVİ SÖMÜRÜ DEVAM EDECEK’’

‘’Eğitimin açığını kapatan ücretli öğretmenlerin bu şartlarda çalıştırılmasıyla; sadece maddi olarak değil manevi olarak sömürülmesine de göz yumuluyor. Ücretli öğretmenler bir statüye oturtulmadıkça maddi ve manevi sömürü devam edecektir. Nitekim 21 yıldır bu şekilde devam etmektedir. Aklıselim büyüklerimizin bu konuya hassasiyet göstererek eğitimdeki sömürüden vazgeçirecek ciddi atımlar attırması gerekmektedir. Ücretli öğretmenlik fedakârlık isteyen bir iştir. Bu şartlarda çalışan bir öğretmenin hayatını idame ettirebilmesi için ek işler yapmaya ihtiyacı vardır. Herhangi bir iş yerinde sabaha kadar nöbet tutup oradan okula geçmek zorundadır.’’ 

‘’GEÇMİŞ DÖNEMDEKİ HAKLARIMIZI DA TALEP EDİYORUZ’’

‘’Biz ücretli öğretmenler net bir şekilde söyleyecek olursak talebimiz şudur: Bu mücadelede kalıcı istihdam ve özlük haklarımızın verilmesini isterken sadece içinde bulunduğumuz zamanın değil, geçmiş dönemlerdeki haklarımızın da verilmesini talep ediyoruz.’’

‘’2018 ATAMA MAĞDURİYETLERİ’’

‘’2018’de emek ataması diye ücretli öğretmenlere 5 bin kontenjan ayrılmıştır. Bu atamadan büyük mağduriyetler doğmuştur. En çok emek verenler okullarda halen ücretli öğretmen olarak sürünmektedir. Verilen 5 bin kontenjan tam olarak doldurulmayıp doldurulan kontenjanlara da mağduriyet doğuran atamalar yapılmıştır.’’

‘’PEKİ BU İŞİN ÇÖZÜMÜ NEDİR?’’

‘’Eğitimde kölelik sistemine bir önce son verilerek sistem içerisinde sömürülen öğretmenlerin geçmişe yönelik tüm hakları teslim edilmelidir! Ücretli Öğretmenlerin okulda geçen yılları KPSS puanına eklenmelidir. Yıllara göre verilecek puanlar mağduriyetleri de ortadan kaldıracaktır. Çok çalışana yüksek puanlar eklenecekken az çalışana az puan eklenecektir. Puanların dönemlik verilmesi daha doğrudur. Yani her dönem için belli bir puan. Bu puanlamalar ücretli öğretmenlerden kısıtlanan maddi ve manevi kaybı giderecek seviyede olmalıdır! Geleceksiz bir iş olamaz! Madem bu sistem kaldırılamıyor.’’ 

‘’BARİ UMUDUMUZU ELİMİZDEN ALMAYIN’’

‘’Sistemin önü açılmalıdır. Belli bir süre yapanlar direk kadroya geçmelidir. Belirlenen sürelerin altında çalışanlara bir sözleşme imzalanmalı eksik günler tamamlandıktan sonra onlarda kadroya alınmalıdır. 20 yıl çalışanın bile bir yere varamadığı göz önünde bulundurulunca bu da bir çözüm yolu olabilir. Ücretli Öğretmenlik sistemi adı altında geçmişini kararttığınız öğretmenlerin bir de geleceklerini karartmayın. Gelecek umut demektir, bari umudumuzu elimizden almayın!’’