Eski zamanlarda büyüklerimizin söyledikleri tecrübe kokan sözler, güncelliğini hiç kaybetmiyor. Ne güzel demişler; ‘’Sen doğru ol eğri belasını bulur…’’

    Gerçekten de bu söz; bu aralar yaşanılanlar için çok uygun olduğunu düşünüyorum. Türlü film ve fırıldaklarla iş yürütmeye, makam devşirmeye, mal toplamaya, itibar kazanmaya çalışanlar: bir bakmışsınız belalarını bulmaya başlıyorlar.

    Uymuyor hemşerim uymuyor. Ne kadar zorlarsanız zorlayın. Ne kadar ört pas etmeye çalışırsanız çalışın, bu pisliğin kokusu bir yerlerden sızıyor. Dönüyor dolaşıyor ve asıl sahibinin üzerine yapışıveriyor.

    Toplumda, ‘’Çamur at izi kalsın…” mantığı ile yapılmaya çalışılan eylemler olsa da sahte ve asıl arasındaki fark gece ile gündüz arasındaki fark gibi göze batıyor.

    Uzak durmak lazım böylesi hamlelerden. Doğruluk ve dürüstlük gibi erdemlerin, insanın ayrılmaz bir parçası olması gerekiyor ama nafile! Eline fırsat geçen, son hız dalıveriyor karanlık mağaralara…

    Tabi düşünsenize insan kendini ölümsüz zannediyor. Sağlığı sanki hiç bozulmayacak, gücü ve kuvveti her zaman şimdiki gibi olacak. Hesap verme ise asla gerçekleşmeyecek bir eylem gibi akla bile getirilmiyor. Direksiyon başına oturan, “Var mı bu dünyada benim kadar iyi bir şoför?..” diye diye duvara doğru sürdüğünün farkına bile varamıyor.

    Aslında gören gözler için o kadar çok örnek var ki etraflarında! Bir dönem önce sultan gibi gezenler, şimdi saklanacak kovuk arıyorlar.

    Bir de yüzünün astarı tamamen kaybolmuş bir grup insan var ki; onları anlamak mümkün değil. Yaptıkları ve yaşadıkları alenen ortada iken, toplum içerisinde gezme durumlarına; ilahi bir örneklendirme diyebilirsiniz. Yüce Yaradan “görün ya kullarım bu yüzsüzü ve sakın ha örnek almayın” dercesine, halkın içerisinde yüzsüz yüzsüz gezdiriyor. Bu tiplere rağbet eden sözde insanları da anlamak mümkün değil…

Kör bir insana bunu neden görmüyorsun? Demek de pek bir anlam ifade etmiyor!

    Her şeyin bir vakti olduğuna inananlardanım. Kimseye zulüm ve haksızlık etmemeli, kimseden de zulüm ve haksızlık görmemeye çalışmalıyız. Gün gelir devran döner. Yetkili yetkisiz, sağlıklı sağlıksız, güçlü zayıf, genç ihtiyar olacaktır. Dünyanın çarkının düzeni budur. Daim güçlü olan sadece Cenabı Allah’tır (C.C.). Onun içindir ki kimseye yanlış yapmaya çalışmak en akıllıca hareket olacaktır. Tek memnun etmemiz gerekeni unutmamak; hesap gününün geleceğini her daim hatırlamak gereklidir.

    Daha önceki yazılarımda da belirtiğim gibi; insanın dünya üzerine geliş amacı unutulduğunda, ortaya bu tarz eylemlerin çıkması; dünyevi çıkarların ve kaybolması kaçınılmaz olan beyhude heveslerin peşinde çabalamaları; insanı bu hallere düşürebiliyor. Yazık… Üç günlük dünya hevesleri için, sonsuz yaşamın olduğu ahiret hayatını mahvediyorlar.

   Sen doğru ol eğri belasını bulur. Herkes kendi yaptığından hesaba çekilecektir. Doğru söze diyecek daha fazla bir söz yok…