Fırat Üniversitesi Kardiyoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Başkanı Prof. Dr. Mehmet AKBULUT, Türkiye’de gluten, çölyak, diyabet, her türlü otoimmün hastalıkları, obezite, diyabet, alzheimer, demans, dikkat eksikliği vb. nörolojik ve romatizmal hastalıkların günden güne arttığını söyledi…
‘’Tüketici parasını neye verdiğini bilmelidir. Yerli ata tohumu ile geleneksel tarım ile üretilmiş, GDO'suz, kimyasal ilaç ve gübre olmayan, kimyasal katkı maddesi içermeyen’’ gıda talep etmelidir ve Ata tohumu ile üretim yapan çiftçiler devlet tarafından desteklenmelidir’’ çağrısında bulunan AKBULUT, açıklamasında şunları söyledi; ‘’1948 yılına kadar Ekmeğimiz esmerdi. Maya, ekşi maya olarak evde üretilirdi, organikti, doğaldı. Sofrada doyduğumuzu bilirdik. ABD, Anadolu’nun 14 kromozomlu siyez buğdayı ve 28 kromozomlu kavılca buğdayının genlerini oynayarak 48 kromozomlu "Cüce Buğday" türü geliştirdi. Sapının kısalığından dolayı bu buğdayımsı "Cüce buğdaylar" Pakistan ve Hindistan'a da ihraç edildi; üretim rekoru kırıldı. Dünyanın verimli tarlalarının, buğdayların kimyasal gübrelerle, zehirli ilaçlarla tanışma dönemi başladı. Tehlikenin farkında değillerdi. Buğdayın genetiğiyle sürekli oynandı; ortaya çıkan "buğdayımsı" bir şeydi! Kavılca ve siyez artık tanınmaz haldeydi. ABD, 1950'den itibaren "ihtiyaç fazlası" diye "yardım" adı altında bu buğdayımsı ürünü Türkiye'ye soktu. Türkiye kurak geçen yıllarda ucuz buğdayımsı "cüce buğday" adını verdiği genetiğiyle oynanmış GDO'lu buğdayı ithal etmeye başladı. Ülkemizde gluten, çölyak, diyabet, her türlü otoimmün hastalıkları, obezite, diyabet, alzheimer, demans, dikkat eksikliği vb. nörolojik hastalar ve romatizmal hastalıklar patladı.’’ Dedi.
‘’DÜNYA ORTALAMASININ BEŞ KATI EKMEK TÜKETIYORUZ’’
Dünya ortalamasına göre beş kat fazla ekmek tükettiğimizi ve beyaz ekmeğin sağlıksız olduğunu belirterek açıklamalarına devam eden Prof. Dr. AKBULUT; ‘’Demokrat Parti'nin iktidar vaadi 10'dan fazla katkı maddesi konan endüstriyel beyaz undan yapılan "Beyaz Ekmek"ti. Dönemin medyası, beyaz ekmeği "kalite", zenginlik ve refah göstergesi olarak sundu. Halk, beyaz ekmek yedikçe, acıktı ve acıktıkça, beyaz ekmek yedi. "Ekmeksiz doymuyorum" haline getirildi. Tıka basa yemenin sonucu sağlığı bozuldu. Diyabet olduk, astım olduk, alerji olduk ve hastalıklar ardı ardına sıralanmaya başladı. Fiyatı çok daha pahalı olan kara ekmeğin, aslında hem bütçe hem sağlık açısından çok daha ucuza geldiğini hiçbir beslenme uzmanı halka anlatmıyor. Dünya ortalamasının beş katı ekmek tüketiyoruz. Dünyada çöpe en fazla ekmek atan ülkeyiz. Çünkü beyaz ekmek dünyanın en çabuk bozulan ekmektir. Yıllardan sonra Marshall Yardımı ile Beyaz Ekmek yemeye başlayan Avrupa ülkeleri Beyaz Ekmek yemeyi bıraktı.’’ Dedi.
‘’İLAÇLARA DEĞİL SAĞLIKLI BESİNLERE SARILMAMIZ LAZIM’’
Vatandaşlara beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği tüketmeliyiz çağrısında bulunarak açıklamalarını sürdüren AKBULUT; ‘’Beyaz ekmek ile Tam Buğday ekmeği arasındaki farkı daha yeni anlamaya başladık şimdi. Hastalıklardan korunmak için ilaçlara değil sağlıklı besinlere sarılmamız gerekiyor. Tüketici parasını neye verdiğini bilmelidir. Yerli ata tohumu ile geleneksel tarım ile üretilmiş, GDO'suz, kimyasal ilaç ve gübre olmayan, kimyasal katkı maddesi içermeyen gıda talep etmelidir ve Ata tohumu ile üretim yapan çiftçiler devlet tarafından desteklenmelidir.’’ Diye konuştu.