İzzet TUMAY -Fırat Üniversitesi, Kardiyoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mehmet AKBULUT, kalp ritim bozukluğunun nedenleri ve ritim bozukluklarını tedavisi gibi birçok önemli konuda Gazeteniz TURAN’a özel açıklamalarda bulundu…

Fırat Üniversitesi, Kardiyoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mehmet AKBULUT, Gazeteniz TURAN’a yaptığı kalp ritim bozukluğunun nedenleri ve ritim bozukluklarının tedavisine ilişkin açıklamasında şunları söyledi; “Öncelikle kalp ritim bozukluğu (aritmi) nedir? sorusu ile başlayabiliriz. Bu sorunun cevabını tam olarak anlayabilmek için, öncelikle kalbin nasıl çalıştığını bilmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Kalbin kasılarak kendisine gelen kanı pompa gibi davranarak fırlatması elektrik akımları sayesinde kasılması ile olur. Dolayısıyla kalbi, elektromekanik bir organ olarak düşünebiliriz. Mekanik fonksiyon, bir takım kimyasal olaylar sonucunda oluşan elektrik akımının kalp kasını uyarmasıyla başlar, uyarılan kalp kası yine bir takım kimyasal olaylar sonucunda kasılır. Bir kalp atımı, kalbin sağ kulakçığının üst taraflarında bulunan ve sinoatrial (veya sinüs) düğüm adı verilen özelleşmiş bir hücre demetinden oluşan bölgenin elektriksel bir uyarı çıkarması ile başlar. Bu hücrelerin özelliği eşit aralıklarla ve belli bir hızda (istirahatte dakikada ortalama 60-100 defa) uyarı çıkarmasıdır. Bu bölge kalbin doğal pili (pacemaker) olarak bilinir. Sinüs düğümünden çıkan bu uyarı kalbin her iki kulakçığı boyunca, yine bu iş için özelleşmiş iletim yolları boyunca ve aşağıya doğru yayılır ve bu uyarı ile kulakçıklar kasılarak içlerindeki kanı karıncıklara gönderirler. Daha sonra uyarı kulakçıklar ile karıncıklar arasında bulunan başka bir özel bölgeye; atrioventriküler (AV) düğüme gelir. Elektrik iletisi karıncıklara ulaştırılmadan önce atrioventriküler düğümde kısa bir süre bekletilir. Böylelikle kulakçıklarla karıncıklar aynı anda kasılması engellenmiş olur. Daha sonra atrioventriküler düğümden geçen akım, His-Purkinje sistemi adı verilen bir elektriksel ağ ile uyarı tüm karıncıklara yayılır ve karıncıklar kasılarak içlerindeki kanı akciğerlere ve aort yoluyla vücuda pompalarlar. Akabinde sinüs düğümü tekrar başka bir uyarı çıkararak yeni bir döngüyü başlatır. Normalde sinüs düğümünden istirahatte dakikada 60-100 civarında uyarı çıkar. Bu da kalp hızını (ritmini) oluşturur. Ancak bazen kalbin kasılmasını sağlayan elektriksel uyarının çıkışında veya iletilmesindeki düzensizler olabilir ki biz buna ritim bozukluğu (ARİTMİ) diyoruz.’’

AKBULUT ÖZEL RÖPORTAJ1
KALP RİTİM BOZUKLUĞUNUN NEDENLERİ NELERDİR?

‘’Kalp ritim bozuklukları (aritmi) normal ve sağlıklı kalplerde görülebileceği gibi; Kalp damar hastalıkları (koroner arter hastalığı), Kan-elektrolit dengesizliği, Hipertansiyon (yüksek kan basıncı), Kalp kapak hastalıkları, Kalp yetersizliği, Konjenital (doğumsal) kalp hastalıkları, Kalp kası hastalıkları (kardiyomiyopatiler), Kalp krizi sonrası oluşan hasar ve skarlar, Kalp cerrahisi sonrası, Perikard (kalbin dış zarı) hastalıkları, Tiroid bezi hastalıkları, Kronik akciğer hastalıkları (amfizem, astım vb), Metabolik bozukluklar, genetik yatkınlık, bazı ilaç ve toksinler (zehirli maddeler), stres, aşırı sigara, kahve, çay, kola ve alkol kullanımı da ritim bozukluklarına neden olabilirler.’’

KALP RİTİM BOZUKLUĞUNUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

‘’Ritim bozukluklarında en sık görülen belirtiler: Çarpıntı, göğüste veya boyunda vuruntu hissi, baş dönmesi, nefes darlığı (günlük aktivitede bile hissedilen nefes darlığı), yorgunluk (enerji kaybı), halsizlik (güçsüzlük), sersemlik hissi, bayılacak gibi olma, bayılma, göğüste rahatsızlık hissi (ağrı, basınç veya huzursuzluk).’’

AKBULUT ÖZEL RÖPORTAJ3
KİMLER KALP RİTİM BOZUKLUĞUNUN İÇİN RİSK ALTINDA?

‘’Kalp damar hastalıkları (koroner arter hastalığı), kan-elektrolit dengesizliği, hipertansiyon (yüksek kan basıncı), kalp kapak hastalıkları, kalp yetersizliği, konjenital (doğumsal) kalp hastalıkları, kalp kası hastalıklarına (kardiyomiyopatiler) sahip bireyler ile kalp krizi sonrası kalbinde hasar oluşanlar, kalp cerrahisi geçirmiş olanlar, perikard (kalbin dış zarı) hastalığı bulunanlar, tiroid bezi hastalığı olanlar, kronik akciğer hastalığı (amfizem, astım vb) olanlar, genetik yatkınlığı bulunanlar, aşırı sigara, kahve, çay, kola, alkol kullananlar ve stresli kişiler her ana ritim bozuklukları ile karşı karşıya olduklarını söyleyebiliriz.’’

KALP RİTİM BOZUKLUKLARI NASIL TEŞHİS EDİLİR?

‘’Öncelikle bu hastalıktan şüpheleniliyorsa kardiyoloji uzmanına başvurmak gerekir. Hastanın şikayetleri ve yapılacak fizik muayene sonrasında bazı tetkikler istenir. Bunların başında Elektrokardiyografi (EKG) gelir. Bunun dışında; 24 saat boyunca kalp ritmini ölçen Holter cihazları, daha uzun sürmesi istenen kalp ritim kayıtları için Event recorder cihazları, ekokardiyografi ve elektro fizyolojik çalışma (EPS) yapılarak tanı konmaya çalışılır. Bununla birlikte kan testleri ile kandaki mineraller, tiroid hormonları, kan sayımları incelenir. Gerekirse hastanın efor durumu incelenir ve efor testleri yapılır.’’

KALP RİTİM BOZUKLUKLARINI TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

‘’Aritminin tedavisi değişkendir. Hastanın şikayetlerinin olmadığı ya da az olduğu bazı vakalarda tedaviye gerek olmayabilir. Fakat çarpıntı sırasında ciddi bulgular veren hastalarda tedavi mutlaka yapılmalıdır. Bunun için öncelikle ne tür bir aritmi olduğuna bakılır. Yani tedavi artiminin çeşidi ve ciddiyetine bağlı olarak yapılır. Başlıca tedavi yöntemleri: Yaşam tazı değişiklikleri, ilaç (antiaritmik ilaçlar), Kardiyoversiyon veya defibrilasyon (elektro-şok), Klap pili (pacemaker) veya ritim düzenleyici- elekro şok verici (ICD) cihazlar, Kateter ablasyon Cerrahidir.’’

RİTİM BOZUKLUĞU SAHİP KİŞİLER NASIL BESLENMELİDİR?

‘’Ritim bozukluğu olan kişiler öncelikle aşırı kilodan, yüksek kolesterolden ve yüksek kan basıncından, fazla yağlı ve proteinli beslenmeden, yoğun stresten, hareketsizlikten uzak durmalıdırlar. Bununla birlikte mutlaka; sigarayı bırakmalı, alkol tüketimini sınırlandırmalı, Kafein içeren içecekleri (çay, kahve ve kola) sınırlandırmalı ya da bırakmalı, Nezle ve öksürük ilaçlarından uzak durmalıdırlar.”

Editör: Haber Merkezi