2004 yılının Nisan ayında özelleştirilerek Yıldırımlar Holding A.Ş'ye devredilen dünyanın en yüksek tenörlü sert parça krom cevherine sahip maden yatakları ile ilgili çeşitli iddialarda bulunan Maden İşçileri Sendikası’nın 2004 yılındaki Baş Temsilcisi Hüseyin BAKIRDAĞ, özelleştirme sürecinde de birçok emekçinin mağduriyetten kaynaklı çeşitli eylemlerde bulunduğunu hatırlattı…
‘’YILDIRIM AİLESİ BU TESİSİ CÜZİ BİR MİKTARLA SATIN ALDI!’’
Gazeteniz TURAN’ın siz değerli okurları için hazırladığı ‘ETİ Krom’ dosyası sizlerle…
2004 yılının Nisan ayında özelleştirilerek Yıldırımlar Holding A.Ş'ye devredilen dünyanın en yüksek tenörlü sert parça krom cevherine sahip maden yatakları ile ilgili çeşitli iddialarda bulunan, Maden İşçileri Sendikası’nın 2004 yılındaki Baş Temsilcisi Hüseyin BAKIRDAĞ, özelleştirme sürecinde de çeşitli eylemler yapıldığını hatırlatarak; ‘’Özelleştirme sürecinde ve sonrasında birçok işçinin canı yandı. Fabrikanın özelleştirilmesinin ardından uydurma bir yasa çıkarılmıştı. Birçok emekçi mağdur edildi ve yılda 10 ay asgari ücretin altında Milli Eğitim bünyesinde işe alındı. Bu mağduriyetten dolayı o dönem 2 emekçi intihar etti. Özelleştirme zamanı bu tesisin kasasında 8 milyon dolar olduğu söyleniyordu ve 45 ile 50 milyon dolarlık ham madde hazırdı. Fabrika da 10 köyü geçindirecek makine parkı ve birçok merkez vardı. Kendilerinin de dediği gibi beş paraya Elazığ’ın maden yataklarının sahibi oldular ve şimdilerde yine mağduriyetler devam ediyor’’ dedi…
GAZETENİZ TURAN’IN ‘ÖZELLEŞTİRME’ DOSYASI SİZLERLE
Fabrikanın özelleştirildiği günden bu yana yaşananlarla ilgili çarpıcı iddialarda bulunan dönemin Maden İşçileri Sendikası Baş Temsilcisi Hüseyin BAKIRDAĞ, ‘’Bugün Ali Rıza YILDIRIM konuşuyorsa suç Ali Rıza’da değil onu konuşturan dönemin sendikası, siyasetçileri, milletvekilleri ve hükümettir’’ dedi...
‘’600 MİLYON DOLARLIK FABRİKAYI 50 MİLYON DOLARA ALDILAR’’
Gazeteniz TURAN’a dünyanın en yüksek tenörlü sert parça krom cevherine sahip maden yatakları ile ilgili çeşitli iddialarda bulunan Hüseyin BAKIRDAĞ, 2004 Yılının Nisan ayı içerisinde bu maden yataklarının özelleştirildiğini hatırlatarak o dönem yaşananları şu sözlerle anlattı; ‘’O dönem özelleştirme ihalesini 51 milyon dolar ile Keban Plastik A.Ş kazanmıştı. Ali Rıza YILDIRIM 50 milyon dolar ile ihalede ikinci sırada yer alıyordu. Keban Plastik A.Ş ihaleyi kazandıktan sonra bu tesisin aylık ödemesi olan 2 milyon doları ödeyemedi ve tesisin işletimi ihalede ikinci sırada yer alan Ali Rıza YILDIRIM’a geçti. Eti krom A.Ş blok satışı ile 50 milyon dolara bu tesisin sahibi oldu. Bu tesisisin o dönem kasasında 45 ile 50 milyon dolarlık maden vardı.’’
‘’YAŞANAN HERŞEYİN CANLI ŞAHİDİYİM’’
‘’Özelleştirme döneminde ETİ Krom AŞ’de sendika baş temsilcisiydim. İhaleden önce Halka, emekçiye ait bu fabrikanın özelleştirmesine karşı çıkarak ilk eylemi basına haber vererek yemekhaneye girmeyerek başlattık.’’
‘’O DÖNEM AÇLIK EYLEMİNİ BAŞLATAN BİZDİK’’
‘’Dönemin Genel müdürü Behçet Bey yemekhaneye gelerek çalışma arkadaşlarıma beni kastederek; ‘Hüseyin BAKIRDAĞ’a uymayınız, basına da haber vermiş. Basın mensuplarını içeriye almıyorum ve burasını özelleştireceğiz’ diyerek hakarete varan bir edayla konuştu. Bende kendisine ‘siz basını içeriye almaya bilirsiniz, ben basına giderim’ dedim ve çalışma arkadaşlarım ile birlikte dış nizamiyeye giderek basın açıklamamı yaptım ve Elazığ kamuoyu oluşarak eylemlerimizi sendikada açlık eylemi, PTT önünde imza toplama ve AKP Elazığ İl Başkanlığı önünde eylem olarak devam ettirdik.’’
‘’EMEKÇİLERİN HAKKINI SAVUNDUĞUM İÇİN BENİ GÖREVİMDEN AZLETTİLER’’
‘’Ancak dönemin il başkanı benim için ‘provokatörlük yapıyor, buna inanmayınız dedi. Sendika başkanı da AKP’li olunca sessiz kaldığı gibi özelleştirmeden yanaydı. Sendika başkanı daha sonra il başkanı yardımcılığı, son olarak Palu ilçesi belediye başkan adayı oldu. Özelleştirme İdaresi önünde ihale günü orada da eylem yaptık. Ancak yolda gelirken başarılı olana kadar eylemlerimiz devam edecek diye konuştuk. Elazığ’a gelir gelmez sendika başkanı AKP’li olduğu için sendikada ki eylemlerimizi bitirdi ve beni baş temsilcilikten genel merkezinde iş birliğiyle azlettiler.’’
‘’ÖZELLEŞTİRME SONUCU 450 EMEKÇİ KAPININ ÖNÜNE KONULDU’’
‘’Özelleştirme sonucu yaklaşık 450 civarında iş arkadaşımız 20-25 yıllık emekleri yok sayılarak iş akitleri fesih edilip kapının önüne konuldular. Ancak biz yine durmadık, özelleştirme mağdurları olarak haklarımızı almak için yaya yürüyerek Ankara yollarına düştük, 4 veya 5 günde Ankara’ya vardık.’’
‘’O DÖNEM MAĞDURİYETTEN DOLAYI 2 ARKADAŞIMIZ İNTİHAR ETTİ’’
‘’Siyasi parti gurupları ile görüşme sağlayıp, bir miting düzenledik. TÜRK-İŞ &Maden İş Genel başkanları destek verdiler ancak oda göstermelikti. Elazığ mahallinde Basın ve STK’lar bize desteklerini esirgemediler. Daha sonra uydurma bir yasa çıkararak 657 sayılı DMK 4/c maddesine göre mağdur edilen işçiler yılda 10 ay asgari ücretin altında Milli Eğitim bünyesinde işe alındılar. Bu mağduriyetten dolayı 2 arkadaşımız intihar etti.’’
‘’UZUN SÜRMEZ, EMEKÇİLERİN HAKKI YİNE GASP EDİLECEK’’
‘’Bugün Ali Rıza konuşuyorsa suç Ali Rıza’da değil onu konuşturan dönemin sendikası siyasetçileri milletvekilleri ve hükümettir. Şu anda çalışan emekçi kardeşlerimizin yanında olmalıyız. Şimdi anlaşmaya varıldığı söyleniyor, ben tecrübelerime dayanarak söylüyorum ateşi düşürülecek, uzun sürmez bu emekçilerin hakkı gasp edilecek.’’
