Yapay zeka geçtiğimiz yıla damgasını vurdu. 2024 henüz başlayalı bir ay olmasına rağmen birkaç gün önce tanıtılan ve resmi olarak hayatımıza giren apple vision pro birçok insan tarafından heyecanla karşılandı. Birçok teknoloji ile ilgilenen YouTube kanalı ve teknoloji yazarları tarafından kutu açılışı yapılan cihaz takipçileri tarafından olumlu dönüşler aldı. Benzer rakip marka ve modellerine karşın cihazın en çok öne çıkan yönü yaklaşık 100 yıldır hayatımızda olan bilgisayar’ın oda büyüklüğündeki kasalarından, öncelikle masalarımızda, sonrasında ise dizlerimizin üzerine ve nihayet ceplerimize sığan formunu bitirip yeni bir dönemin kapılarını aralayacak olma potansiyelidir. Cihazda en dikkat çeken özellik kullanıcılarına son derece keyifli bir sanal “sosyal” bir gerçeklik sunması ve sizi dış dünyadan tamamen koparıp izole edebilmesi.

Cihazı açıp kurulumunu yaptığınızda size oluşturulan bir persona “tıpkı size benzeyen jest mimiklerinizi aynı anda karşıya yansıtan sanal siz” ile sadece bir tuşla sizi bulunduğunuz yerden alıp dünyanın öbür ucuna götürebiliyor. Yani yeterince zenginseniz ayaklarınız kuma gömülü, mojitonuzu Maldivler’de yudumlarken ABD’de olan toplantınız için endişelenmenize gerek yok çünkü Apple vision pro sizi bir tuşla oraya götürebilir. Hayatımıza ford ile giren arabalar ve onlardan sonra gelen iki kanatlarıyla sizi birkaç saatte okyanus atlatacak uçaklardan sonra bu teknoloji son derece heyecan verici ve bir o kadar da korkutucu geliyor.

Aaa-9

Heyecanlı tarafını size anlattığımı düşünüyorum gelin birlikte kötü olabilecek korkutucu taraflarına bir bakış atmaya çalışalım. Yapay zeka ve sanal gerçeklik haricinde son zamanlarda hayatımızda sıkça duyduğumuz bir kavram da kişisel gelişim oldu. Bu kavramları birlikte düşündüğümüz zaman insanların tekelleştirildiği ve toplum kavramı yerine kişi kavramını ön plana çıkarmaya çalışıldığı açıkça görülebilir. Toplumdaki bireylerin gittikçe yalnızlaştığı bir durum söz konusu fakat unutmamak gerekir ki insanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliklerden birisi insanın sosyal bir varlık olmasıdır. Teknolojinin gelişmesiyle giderek yara alan toplumsal sosyalliği tamamen bitirmeye çalışan bir toplum bulunuyor. son yıllarda artan sanal gerçeklik dünyası özellikle konumunu değiştiremeyen Z kuşağını sanal sosyal medya arkadaşlığına itti. İnsanlar sosyal medya takipçilerine bakarak kendilerini son derece sosyal ve arkadaş canlısı bir varlık olarak nitelendirmeye başladı. Bu durum insanların sanal arkadaşlığı fiziksel arkadaşlığa tercih etmesine sebep oldu. Teknolojinin korkutucu tarafı sanal arkadaşlığı tercih eden kitlenin yakın gelecekte yapay zeka arkadaşlığını sanal arkadaşlığa da tercih edebilecek olma potansiyelinin bulunmasıdır.

Bu yıldan itibaren hepimizin çekmecesinde dış dünyadan bıktığımızda bizi gerçek dünyadan alise harikalar diyarına kaçıracak bir cihaza sahibiz. Peki metni şu soruyla bitirmek istiyorum. Hayatında zorluklarla baş edebilme gücünü sürekli az bulduğumuz Z kuşağı hayatında karşılaştığı zorluk karşısında onunla savaşmayı mı tercih eder yoksa gözlüklerini takmayı mı?

Bbbb-4

Editör: Haber Merkezi