Fırat Üniversitesi Enerji Mühendisliği Öğretim Üyesi Makine Mühendisi ve aynı zamanda Gazeteniz TURAN köşe yazarlarından Prof. Dr. Hikmet ESEN, ülkelerin enerji verimliliği iki katına çıkarmak, yenilenebilir enerjiyi üç katına çıkarmak, metan emisyonlarını azaltmak ve fosil yakıtlardan adil ve eşitlikçi bir geçiş sağlamak için somut politikalarla bu hedefler doğrultusunda hızla harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
ESEN, yaptığı açıklamada, şu bilgileri verdi: ‘’Ülkeler enerji verimliliği iki katına çıkarmak, yenilenebilir enerjiyi üç katına çıkarmak, metan emisyonlarını azaltmak ve fosil yakıtlardan adil ve eşitlikçi bir geçiş sağlamak için somut politikalarla bu hedefler doğrultusunda hızla harekete geçmelidir. Hükümetler, COP 28'de küresel stok sayımına ilişkin bir karar alacak ve bu karar, 2025 yılına kadar hazırlayacakları bir sonraki iklim eylemi planlarındaki hedeflerini hızlandırmak için kullanılabilecek. Küresel stok sayımı bize ilerlemenin nerede çok yavaş olduğunu gösterdi. Ancak aynı zamanda ülkeler tarafından öne sürülen çok çeşitli araç ve çözümleri de ortaya koydu. COP 28, ülkelerin bu araçların acilen hızlanmak için önümüzdeki iki yıl içinde nasıl uygulamaya koyulacağını gösterdiği bir “yapılabilir COP” olmalıdır. Türkiye, bu yıl Dubai'de düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı'na (COP 28) en çok katılım sağlayan ülkeler arasında 7. sırada yer alırken 452 resmi kayıtlı delege ve 593 de ek delege ile katılım sağlamıştır. Kırılgan ülkeler statüsünde değerlendirilmeyi talep eden Türkiye, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine en fazla maruz kalan ülkelerden biri olduğunu savunmuştur. Türkiye COP28'in en önemli gündem maddelerinden olan fosil yakıtlardan çıkış konusuna ilk günden karşı çıktı. Yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 yılına kadar üç katına çıkarılmasını taahhüt eden 100'den fazla ülke arasında da yer almadı. 118 ülkenin imzacı olduğu Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Üzerine Küresel Taahhüt'ü Suudi Arabistan, Rusya ve Irak'ın yanında Türkiye de desteklemedi. Aslında iklim değişikliği ile mücadelede Türkiye daha önce yanlış bir karar ile gelişmiş ülkeler kategorisinden aday gösterilmişti. Bunun yanlış olduğunu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki TV canlı yayınında da ifade etmiştir. Türkiye’nin COP28’de öncelikli gündemi Kayıp ve Zarar Fonuydu. Fon, iklim değişikliğinin ön saflarında yer alan ve kuraklık, seller ve yükselen deniz seviyesi gibi giderek artan aşırı hava olaylarının neden olduğu yıkımın maliyetiyle başa çıkmaya çalışan gelişmekte olan ülkelerin uzun süredir devam eden bir talebiydi. Fona şu ana kadar Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) 100 milyon dolar, Almanya 100 milyon dolar, İngiltere 40 milyon dolar ve 20 milyon sterlin, ABD 17 milyon dolar ve Japonya 10 milyon dolar katkı taahhüdünde bulundu. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğinin etkilerine adaptasyonu için yıllık 215-387 milyar dolar finansman ihtiyacı var.’’