Türkiye, aktif deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak sık sık depremlerle karşı karşıya kalıyor. Bu kapsamda, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Elazığ Milletvekili Gürsel Erol ve arkadaşları tarafından hazırlanan “Deprem Riski Taşıyan Bölgelerde Araştırma Yapılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi” amacıyla sunulan Meclis Araştırma Önergesi, 26 Kasım 2024 Çarşamba günü yapılan görüşmelerde Cumhur İttifakı üyelerinin oylarıyla reddedildi. Bu durum, kamuoyunda ve muhalefet cephesinde büyük yankı uyandırdı. 

CHP’NİN DEPREM ARAŞTIRMA TALEBİNE RET KARARI 

17 Ekim 2024 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan bu önerge, özellikle depreme karşı yüksek risk taşıyan bölgelerde yapılması gereken araştırmaların derinleştirilmesini ve olası can ve mal kayıplarını en aza indirmek için kapsamlı tedbirler alınmasını amaçlıyordu. Gürsel Erol, bu araştırma önergesinin önemine vurgu yaparak, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ve risk altında olan bölgelerde gereken önlemlerin alınması gerektiğini dile getirmişti. Ancak yapılan oylamada Cumhur İttifakı’nın çoğunluğuyla önerge kabul edilmedi. CHP cephesinden gelen açıklamalarda, alınmayan önlemlerin toplumun güvenliğini tehlikeye attığı ve yaşanabilecek felaketlere karşı hazırlıksız kalınmasına yol açtığı ifade edildi. 

2016’DAKİ DEPREM ARAŞTIRMA ÖNERGESİ DE REDDEDİLMİŞTİ

Bu son önerge, aslında CHP’nin deprem konusundaki ilk girişimi değil. Benzer bir önerge, 2016 yılında CHP İstanbul Milletvekili Ali Özcan tarafından da sunulmuş, Elazığ başta olmak üzere yüksek riskli bölgelerde deprem önlemleri alınması amacıyla verilen bu araştırma önergesi de Cumhur İttifakı’nın oylarıyla reddedilmişti. Ali Özcan’ın 24 Ocak 2020’de yaşanan Elazığ depreminin öncesinde sunduğu bu önergenin reddedilmesi, 2020 depreminden sonra yoğun eleştirilerin odağı olmuştu. O dönemde gerekli araştırmaların yapılmaması ve alınmayan önlemler, deprem sonrası yaşanan can kaybı ve yıkımın boyutunu artırdığı için birçok kişi tarafından sert şekilde eleştirilmişti. 

TÜRKİYE’NİN DEPREM GERÇEĞİ: ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER 

Türkiye’de depremler sadece belli başlı bölgelerde değil, tüm ülkede ciddi bir risk oluşturmaktadır. İstanbul başta olmak üzere, Marmara, Ege, Doğu Anadolu ve Akdeniz bölgeleri ciddi deprem riski altındadır. Bu nedenle, deprem riski taşıyan bölgelerdeki yapı stoklarının incelenmesi, depreme dayanıksız binaların tespiti ve güçlendirilmesi, yeni yapıların deprem yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmesi gerekmektedir. Ancak bu tür önlemler için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve deprem araştırmalarının desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. CHP tarafından sunulan önerge de, bu tür bilimsel araştırmaların yapılması ve riskli bölgeler için alınması gereken önlemlerin belirlenmesini amaçlamaktaydı. Bu araştırma önergesi reddedilince, muhalefet temsilcileri, hükümeti deprem konusunda yetersiz kalmakla eleştirdi. Ayrıca, hükümetin riskli bölgelerde gerekli araştırmaları yapmamasının toplumu büyük tehlikelere açık hale getirdiği vurgulandı. Uzmanlar, bilimsel verilere dayalı hareket edilmesi gerektiğini, aksi halde depremin olası yıkıcı etkilerinin daha da artacağını belirtiyor.  

DEPREM GÜVENLİĞİ İÇİN TOPLUMSAL TALEP ARTIYOR 

CHP’nin önergesinin reddedilmesi kamuoyunda da yankı buldu. Özellikle Elazığ depreminin acı tecrübesini yaşayan vatandaşlar ve yakınlarını depremlerde kaybetmiş aileler, önlemlerin yetersiz kalmasından duydukları endişeyi dile getiriyor. Deprem riski taşıyan bölgelerdeki halk, can güvenliklerini sağlamak için daha somut ve hızlı adımlar atılmasını bekliyor. Sivil toplum kuruluşları ve deprem uzmanları da hükümeti bu konuda daha duyarlı olmaya çağırıyor. Deprem gibi doğal afetler, yalnızca kısa vadeli bir kriz yönetimi değil, aynı zamanda uzun vadeli bir önleyici planlama süreci gerektirir. Bu süreçte siyasi görüşlerin ötesine geçilerek, tüm partilerin ve kurumların toplum güvenliği adına ortak bir zeminde buluşması büyük önem taşır. Bilimsel araştırmalar ve önleyici tedbirler, siyasi kararların merkezinde yer almalı ve toplumun güvenliği adına gerekli tüm adımlar atılmalıdır.

SONUÇ: ALINMAYAN ÖNLEMLER FELAKETLERE DAVETİYE ÇIKARIYOR 

Uzmanlara göre, gerekli önlemler alınmadığında, deprem gibi doğal afetlerin yıkıcı sonuçları çok daha büyük olabilir. CHP ve diğer muhalefet partileri, deprem araştırma önergesinin reddedilmesini toplum güvenliği açısından endişe verici bulurken, hükümet kanadı bu tür araştırma önergelerinin reddedilmesinin planlama süreçlerini engellemediğini savunuyor. Ancak Türkiye’nin deprem kuşağında olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, alınacak önlemler için daha kapsamlı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiği, hem kamuoyu hem de uzmanlar tarafından sık sık dile getiriliyor. Deprem konusunda alınmayan önlemler ve araştırmaların reddedilmesi, gelecekte yaşanabilecek büyük bir felaketin önlenmesi adına önemli bir fırsatın kaçırıldığını düşündürüyor. Bu yüzden Türkiye’nin depreme hazırlıklı bir ülke olabilmesi için, bilimsel araştırmaların desteklenmesi, riskli bölgelerde önlemler alınması ve toplumun güvenliği için kapsamlı bir deprem stratejisi geliştirilmesi gerektiği belirtiliyor.

Editör: İzzet TUMAY