Yetersiz alt yapıdan kaynaklı uzun yıllardır kirlenmeye devam eden Hazar Gölü ve çevresini inceleyen TURAN Gazetesi muhabirleri, Gezin ve Plajköy'den dökülen kanalizasyonunun, Gezin Atıksu Arıtma Tesisi’nde arıtılmadan Dicle’ye karıştığını, bu kanalizasyonun olumsuz etkilerinin ise   Gezin’den Basra Körfezi'ne kadar ekosisteme olumsuz etkilerini gündeme getiriyor… 

01 Foto 1 Gezi̇n Şattül Arap

Fırat Havzası’nda vahşi madenciliğin olumsuz etkileri gündemdeyken, Hazar Gölü ve Dicle Nehri çevresinde de değişen bir durum olmadığı görünüyor. Gezin’de çalışmadan âtıl vaziyette duran Atıksu Arıtma Tesisi’ni inceleyen muhabirlerimiz, Dicle’nin kirlendiğini görürken, bu kirliliğin Şatt’ül-Arap’a ulaştığını ve Basra Körfezi’ndeki izini gözlemliyor... 

Ekran Görüntüsü 2024 07 30 092739-1

GEZİN’DEN HAZAR’A VE ŞATT’ÜL-ARAP’A KANALİZASYON 

Doğu Anadolu Bölgesi’nin önemli doğal güzelliklerinden biri olan Hazar Gölü ve onunla bağlantılı Dicle Nehri, ciddi çevre sorunlarıyla karşı karşıya. Bölgedeki yerleşim yerlerinden gelen evsel atıklar ve kanalizasyon hem Hazar Gölü'nde hem de Dicle Nehri boyunca Şatt'ül-Arap kadar uzanan bir kirlilik zinciri oluşturuyor. Hazar Gölü, bölgenin ekosistemine hayat veren önemli bir su kaynağı olmasının yanı sıra, turizm açısından da büyük bir potansiyele sahip. Ancak, göle akan kanalizasyon ve evsel atıklar su kalitesini hızla düşürüyor. Bu durum, gölde yaşayan balık türlerini ve diğer su canlılarını olumsuz etkilediği gibi kirliliğin salgın hastalıklara sebep olması açısından göl çevresinde yaşayan halkı da endişelendiriyor. 

Ekran Görüntüsü 2024 07 30 092807

DİCLE'DE BÖLGESEL KİRLİLİK 

Gezin'de evsel atıkların ve kanalizasyonun karıştığı Dicle Nehri, bilindiği gibi Türkiye, Suriye, Irak ve İran için hayati öneme sahip bir su kaynağı. Nehir boyunca yapılan su ölçümleri, yüksek miktarda kimyasal ve biyolojik kirleticinin varlığını ortaya koyuyor. Bu kirleticiler, nehirdeki biyolojik çeşitliliği tehdit ederken, aynı zamanda tarım arazilerinde kullanılan sulama suyunu da kirletiyor. Dicle Nehri boyunca taşınan kanalizasyon atıkları, en sonunda Şatt’ül-Arap ulaşıyor. Şatt’ül-Arap, Irak ve İran arasında yer alan ve Basra Körfezi’ne dökülen önemli bir su yoludur.

Ekran Görüntüsü 2024 07 30 092817

Ancak, bu evsel atıklar ve kanalizasyonun yanı sıra petrokimya endüstrisinden kaynaklı endüstriyel atıklar, tanker gemilerinden sızan petrol Şatt’ül-Arap’ı kirleterek bölgedeki su kalitesini ve deniz ekosistemini tahrip ediyor. Bu durum, balıkçılık faaliyetlerini, tarımı ve bölge halkının yaşam kalitesini doğrudan etkiliyor. Çevre uzmanları ve yetkililer, bu kirliliğin önlenmesi için acil eylem planlarının uygulanması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, sanayi kuruluşlarının atık yönetim sistemlerini gözden geçirmesi ve çevre dostu teknolojilere yatırım yapması gerekiyor.  

Ekran Görüntüsü 2024 07 30 092739

 TURAN’DAN SİYASÎLERE VE YETKİLİLERE ÇAĞRI 

Fırat ve Dicle Havzası’nın göz bebeği olan Hazar Gölü’nde yıllardır hem Sivrice yakasında hem de Gezin’de devam eden kanalizasyon sorununa acilen çözüm bulunmak zorunda. Öncelikle Hazar Gölü çevresindeki yerleşim yerlerinde atık su arıtma tesislerinin kurulması ve mevcut olanların da iyileştirilmesi büyük önem taşıyor. Bu yüzden yetkililerin vakit kaybetmeden gerekli tedbirleri alarak, acilen Hazar Gölü’ne sahip çıkması gerekiyor. Unutmayalım ki; Biz bu dünyayı bizden önceki nesillerden miras değil bizden sonraki nesillerden emanet aldık… 

Editör: İzzet TUMAY