İzzet TUMAY - Türk Tabipler Birliği ve Türk Hava Hakkı Platformu’nun geçtiğimiz günlerde üç bölgede asbest tespit edildiğini açıklamalarının ardından Elazığ’da yaşayan vatandaşların aklında da soru işareti oluştu. Elazığ’da kontrolsüz ve su kullanılmadan yıkım çalışmaları sürerken vatandaşlar, ‘’Elazığ’da da asbest riski var mı?’’ diye sordu…
ELAZIĞ’DA ASBEST RİSKİ VAR MI?
24 Ocak Sivrice ve 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli deprem felaketlerinin ardından Elazığ’da yıkım işlemi halen sürüyor. Aradan uzun zaman geçmesine rağmen kentin her köşesinde toz bastırma ve su püskürtme işlemi uygulanmayan kontrolsüz yıkımlar nedeniyle zaman zaman toz bulutu içinde kalan bölgede, aynı zamanda enkaz kaldırma ve yıkım işlemleri yasağa rağmen bazen geceleri de devam ediyor. Söz konusu kontrolsüz yıkımlar yurttaşları hijyen açısından olumsuz etkilerken, sürekli olarak bu toza maruz kalan depremzedelerin altık sağlığı da tehlike altında. Yaşanan durum Elazığ’da 3 yıldır tartışmalara neden olan “katil toz” asbest tehlikesini sürekli gündemde tutuyor…
ADIYAMAN, KAHRAMANMARAŞ VE ELBİSTAN’DA TESPİT EDİLDİ…
TTB ve THHP depremlerde yıkıma uğrayan 3 ilde asbest tespit edildiğini belirterek “İleriki dönemde halk sağlığı açısından asbeste bağlı kanser halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkacak” dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP) 6 Şubat 2023 Depremleri ardından yıkıma uğrayan 3 il ve ilçeden; Elbistan, Kahramanmaraş ve Adıyaman'da yaptıkları asbest tespit çalışmasının sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. ‘’Deprem Bölgesinde Üç Kentte Asbest Tespit Çalışması’’ adlı panelin konuşmacılığını TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat BULUT yaptı. Panelde TTB MK Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur FİNCANCI, TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu (ODSH)'ndan Dr. Seçkin KARA, Türkiye Hava Hakkı Platformu (THHP)'ndan Dr. Ozan Devrim YAY ile Deniz GÜMÜŞEL, Adıyaman Tabip Odası Başkanı Dr. İsmail TOSUN, Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar YILMAZ ile Kahramanmaraş Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi TİYEKLİ konuşma yaptı. Örnekleme Yönteminin kullanıldığı çalışmada depremde yıkılan Elbistan, Kahramanmaraş ve Adıyaman'da Elektron mikroskobu ile asbest analizi yapıldı. Çalışmanın sonucuna göre Adıyaman'da 30 örnekten ikisinde, Kahramanmaraş kent merkezinde 21 örnekten sekizinde, Elbistan kent merkezinden alınan 15 örnekten ikisinde asbestin türleri olan Krizotil, Antofilit ve Aktinolit'e rastlanıldı…
ASBESTİN NEDEN OLABİLECEĞİ HASTALIKLAR…
Asbest, kansere neden olabilen bir maddedir. Asbeste çok benzeyen, yine fibröz bir silikat olan eriyonit de asbest gibi kanser yapabilir. Bu maddelerin sebep olduğu en korkulan hastalık ise mezotelyoma’dır. “Akciğer zarı kanseri” olarak da bilinen bu hastalığın tedavisi çok güçtür ve kesin bir tedavisi yoktur. Nadiren karın zarı ve kalp zarı kanseri de yapabilir. Akciğer kanserine de yol açabilen asbest hemen kansere yol açmaz. Akciğer kanseri en fazla 50-60’lı yaşlarda mezotelyomaya ait belirti ve bulgular asbest maruziyetinden genellikle 20- 40 yıl sonra ortaya çıkar.
‘’ASBEST DÜNYADA HER YIL 255 BİN ÖLÜME NEDEN OLUYOR!’’
Asbestin dünya genelinde her yıl 255 bin ölüme neden olduğu belirtilen Türk Tabipleri Birliği ve Temiz Hava Hakkı Platformu, Türkiye’deki ulusal mevzuata göre herhangi bir bina yıkılmadan önce, asbestin varlığına dair inceleme yapılması gerektiği, asbest tespiti durumunda, özel eğitimli asbest söküm uzmanı gözetiminde özel eğitimli asbest söküm çalışanları tarafından özel kıyafetler ve solunum maskeleri ile kontamine olmuş yapı malzemelerinin binadan uzaklaştırılması gerektiği belirtildi. Asbestin tehlikeli atık sınıfında olduğuna dikkat çekilen açıklamada, bu atıkların tehlikeli atıklara özel tesislerde nihai bertarafının gerçekleştirilmesi gerektiği vurgulandı.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ NELER?
Türk Tabipleri Birliği ve Temiz Hava Hakkı Platform asbest ile mücadelede yapılması gerekenleri şöyle sıraladı; ‘’Deprem bölgesinde henüz yıkılmamış ağır hasarlı binalar ile, deprem esnasında veya sonrasında yıkılmış, ancak enkazı henüz kaldırılmamış tüm binalar ivedilikle asbest risk değerlendirilmesinden geçirilmelidir. Tehlikeli bir atık olan asbestin güvenli biçimde nihai bertarafına yönelik atık yönetim altyapısı güçlendirilmelidir. Ülkedeki, özellikle ilgili kamu kurumlarındaki asbest analiz altyapısı hızla geliştirilmelidir. Başta deprem bölgesinde olmak üzere ülke genelinde, Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelikte tanımlandığı şekliyle “asbest söküm çalışanı” ve “Asbest söküm uzmanı” yetiştirmek üzere daha sık, yaygın ve hızlandırılmış eğitim programları düzenlenmeli; sertifikalı çalışan ve uzman sayısı arttırılmalıdır.’’