ÖZEL HABER

‘’BİTSİN ARTIK BU ÇİLE, ÇEKEMEM BİLE BİLE!’’

Kayısının başkenti Baskil’de sıkıntıları bitmeyen üreticilerin bine yakın ağacı kestikleri öğrenildi. AKP hükümetinin yıllardır süregelen yanlış tarım politikaları sebebiyle üreticinin toprağa değil, düzene küstüğü ve radikal bir kararla artık üretimden vazgeçtikleri görülüyor...

Türkiye'nin en önemli kayısı üretim merkezlerinden Baskil'de emekçilerin sorunlarına kulak veren TURAN Gazetesi muhabirleri, bir dinleyip bin ah işitirken AKP hükümetinin yıllardır süregelen yanlış tarım politikaları sebebiyle üreticinin toprağa değil, düzene küstüğünü ve radikal bir kararla artık üretimden vazgeçtiklerini gündeme getiriyor…

Yıllardır ekip biçerek evlerine ekmek götürebildiklerini şimdilerde ise zorlandıklarını vurgulayan emekçi üreticilerden Hüseyin Toğaçar ile Cemal Kapkın, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin kayısı fiyatını uzun bir süredir belirlemediğine dikkat çekerlerken, üreticiler olarak enflasyon altında ezildiklerini ve ürünlerinin maliyetinin altında satıldığını belirttiler…

‘’BİTSİN ARTIK BU ÇİLE, ÇEKEMEM BİLE BİLE!’’

Dünya kuru ve yaş kayısı üretiminde lider konumunda olan Baskil’de ürün fiyatlarının geçen yıla oranla yarı yarıya düşmesi üreticiyi mağdur etti. Tüm girdi masraflarının iki katına çıktığı bir sezonda geçen yıl 200 TL'den satılan kayısının bu yıl 120 TL'ye düşmesi nedeniyle mağdur olan kayısı üreticisi Hüseyin Toğaçar ve Cemal Kapkın Gazeteniz TURAN’a konuştu…

Baskil’de kuru ve yaş kayısı üretiminde yaşanan fiyat düşüşü, üreticileri olumsuz etkiledi. Geçen yıl 200 TL'den satılan kayısının bu yıl 120 TL'ye düşmesi, girdi maliyetlerinin iki katına çıktığı bu sezonda üreticiler için büyük bir sorun yarattı. Üreticiler Hüseyin Toğaçar ve Cemal Kapkın, yaşadıkları mağduriyeti Gazeteniz TURAN’a anlattı. Sektör temsilcileri, açıklanan 107 bin tonluk kuru kayısı rekoltesinin fiyatları daha da aşağı çektiğini belirtiyor. Üreticilerin tek umudu, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin kayısı için taban fiyat açıklamasında bulunması. Raf fiyatları ile tarladaki fiyatlar arasında üç kat fark oluşması, üreticilerin karar vermekte zorlanmasına neden oldu. İşçi maliyetleri gibi yüksek girdi masraflarını karşılamakta güçlük çeken üreticiler, mevsimlik işçilerin ücretlerini ödeyebilmek için mahsullerini zararla satmak zorunda kalıyor. İlaç ve diğer girdilerle birikmiş borçlarını ödemek için ürünlerini düşük fiyatla satan bazı üreticiler, ağaçlarını keserek bu işi bırakmayı düşünüyor.

HÜSEYİN TOĞAÇAR; ‘’BUGÜN UTANARAK KAYISI ALDIM!’’

Hem kayısı üreticisi hem de satıcısı olan Hüseyin Toğaçar, TURAN Gazetesi muhabirlerine sektörün sıkıntılarını anlatırken, üretici Cemal Kapkın’ın kayısılarını utanarak satın aldığını belirtti. Cemal Kapkın’ın elindeki ürünleri uzun süredir satamadığını ve bu durumdan üzgün olduğunu ifade eden Toğaçar, şunları söyledi: ‘’Ben hem kayısı üretimi yapıyor hem de kayısı alımı gerçekleştiriyorum ve aldığım kayısıları satmaya çalışıyorum. Cemal Kapkın isimli arkadaşımızın elinde yüzlerce ton kayısı var, ancak bu kayısıları alan ya da soran kimse yok. Cemal, bugün kayısılarını bana satıp işçi paralarını ödedi, fakat bu işlemi yaparken 30 bin TL fazladan cebinden ödedi. Çünkü sattığı kayısı, kendisini kurtarmıyor; yani sattığı kayısı ile ne işçi ücretini ne ilaç masrafını ne de su parasını çıkarabiliyor. Bizler köylere gidiyoruz, orada kayısı satmak isteyenlerle karşılaşıyoruz ama yüzümüz tutmuyor, çünkü fiyatlar çok düşük. Büyük emek verilerek üretilen ürünleri bu kadar ucuza nasıl alalım? Bu, yazık değil mi? Toprak Mahsulleri Ofisi’nin kayısı taban fiyatını artık belirlemesi gerekiyor. Kazancımız kalmadı. Geçen yıl işçi maliyeti 300 ile 400 TL arasında değişirken, bugün 1000 ile 1200 TL arasında. Maliyetler kimseyi kurtarmıyor. Üreticiler işi bırakıyor, ağaçları kesiyor. Yetkililer artık sesimi duysun ve sorunlarımızı çözsün.’’

CEMAL KAPKIN; ‘’SATTIĞIM ÜRÜN İLE ANCAK İŞÇİLERİN ÜCRETİNİ ÖDEDİM’’

Cemal Kapkın, çocukluğundan bu yana ata mesleği olan çiftçilikle uğraştığını belirterek sözlerine başladı. Bu yıl kaysı satımı konusunda büyük sıkıntılar yaşadıklarını vurgulayan Kapkın, şunları söyledi: “Ürünlerimizi değerlendiremiyoruz çünkü para etmiyor. Ürünlerimizi sattığımızda işçi ücretini bile karşılayamıyoruz. Türkiye’de bir tarım politikası bulunmuyor ve bu ülkede ezilen iki kesim var: üretici ve tüketici. Kayısının coğrafi işaret belgesi var; yani stratejik bir ürün. Ancak Türkiye’ye yurt dışından birçok kayısı geliyor. Bu soruna bir çözüm bulunması gerekiyor. Toprak Mahsulleri Ofisi fiyatları bir türlü belirlemiyor ve neden belirlemediği de bilinmiyor. Fiyatlar belli olmadığı için üreticiler malını ucuza satmak zorunda kalıyor. Ayrıca fındık ve bazı ürünlerde alan desteklemesi mevcutken, kayısının böyle destekleri yok. Dünya kayısı üretiminin yüzde 90’ını biz yaparken, durumumuz ortada. Üreticiler yakın zamanda sektörü tamamen bırakabilir. Maliyetlerimiz iki kat artarken, kayısı fiyatları iki kat düştü. Devletimizin üretimde bir kota belirlemesi gerekiyor, çünkü çiftçiler mağdur oluyor. Kayısı ve diğer ürünlerin üretimi konusunda devletimizin bir politikası olması gerekli. Ayrıca, tarım sigortası konusunda da sıkıntılar yaşanıyor. Beş yıl sigortası olan çiftçi bir daha sigorta yapamıyor. Ziraat Bankası ve tarım sigortası bize gereken hassasiyeti göstermiyor. Özel şirketlerin bu işlere müdahale etmemesi gerekir. Yetkililerin bu soruna da müdahale etmesi gerekmektedir.”