2024 Yılı’na girmemize sayılı günler kala iğneden ipliğe hemen hemen her şeye gelen zamlar etiket değişikliği furyasını sürdürürken, daha asgari ücrete zam gelmeden fırsatçıların ürünlerine zam yapması vatandaşları perişan etti… 
Türkiye’de uzun süredir devam eden ekonomik kriz yurttaşların geçim sıkıntısını günden güne büyütürken, Asgari ücrete gelmesi beklenen %35’lik zam şimdiden etiketleri değiştirdi ve neredeyse zam gelmeyen ürün kalmadı…
Henüz asgari ücrete zam gelmedi ancak beklentisi bile fırsatçıları harekete geçirmeye yetti. Ücretlerde yüksek artış beklentisiyle etiketleri şimdiden değiştirmeye başlayan yüzlerce fırsatçı sayesinde son dönemde zam gelmeyen ürün grubu neredeyse kalmadı… 
Ülkemizde gıda ürünlerindeki fiyat artışları nedeniyle yaşanan geçim sıkıntısı gün geçtikçe büyüyor. Sürekli zamlanan gıda fiyatları uzun süredir enflasyonun üzerinde seyrediyor. Bu nedenle her yıl başında yapılan asgari ücret artışı, gıda fiyatlarındaki yüksek zamların gerisinde kalıyor. Şeker, sebze ve meyve, süt ürünleri, bakliyat çeşitleri ve daha birçok temel besin ürünlerinde rekor zamlar görülmeye devam ediyor. Son bir yıl içinde gelen rekor zamlar mutfakları yangın yerine çevirirken soğuk havaların tam anlamıyla gelmesiyle vatandaşlar dertli dertli düşünüyor. Ülkemizde hemen hemen her ürünün fiyatında bu senede yüzde 100'ün üzerinde zam yaşandı. 

0-91
DAR GELİRLİ GEÇİNEMİYOR, YOKSULLUK SINIRI 47 BİN 544 TL’YE YÜKSELDİ! 
DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası'nın Sınıf Araştırmaları Merkezi'nin (BİSAM) hesaplamasına göre, dört kişilik bir aile için açlık sınırı kasım ayında 13 bin 745 TL'ye, yoksulluk sınırı 47 bin 544 TL'ye yükseldi. Hesaplama, TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) harcama gruplarına göre endeks rakamları, 2003 yıllı madde fiyatları ile İstanbul Halk Ekmek, zincir market cari ay internet fiyatları ve BİSAM Beslenme Kalıbı üzerinden yapıldı. Açlık sınırı, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken minimum tutarı ifade ediyor.

İÇ SAYFA (1)

Yoksulluk sınırı ise, açlık sınırı üzerinden hane halkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplanıyor. Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 47 bin 544 liraya ulaşıyor. Sağlıklı beslenmek için her aile ferdinin alması gereken kalori miktarı farklılık gösteriyor. Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 3 bin 753 liraya ulaşırken, bu değer yetişkin bir kadın için 3 bin 603, 15-18 yaş bir genç için 3 bin 860, 4-6 yaş arası bir çocuk için 2 bin 528 lira olarak hesaplandı.

dddd-7

BURAK DALGIN; ‘’ÜLKEMİZDE 15 MİLYON KİŞİ SAĞLIKLI BESLENEMİYOR!’’ 
Geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulunan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Burak DALGIN, Dünya Gıda Örgütü'ne göre Türkiye’de yaklaşık 15 milyon vatandaşın yetersiz beslendiğini dile getirdi.

‘’ENFLASYON VATANDAŞLARIMIZI KALİTESİZ BESLENMEYE MAHKÛM EDİYOR!’’ 

Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz ve yüksek enflasyondan dolayı milyonlarca yurttaşın sağlıksız beslendiğini belirten DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Burak DALGIN şunları söyledi; 
‘’Enflasyonun fakirleşme olduğunu, alım gücümüzü azalttığını hep söyledim. Fakiri daha fakir, zengini daha zengin yaptığını hep söyledim. Bugün de enflasyonun vatandaşlarımızı kalitesiz ve yetersiz beslenmeye mahkûm ettiğini söyleyeceğim. Gıda enflasyonunda hem OECD ülkeleri arasında hem Avrupa ülkeleri arasında şampiyonuz. Zaten nerede ters gösterge var, orada şampiyonuz maalesef. İşin kötüsü, dünyada gıda fiyatları yüzde 10 aşağı indi Türkiye'de yüzde 70 yukarı çıktı. Millet Mersin'e gidiyor, biz tersine gidiyoruz. Dünya Gıda Örgütü'ne göre 15 milyon vatandaşımız yetersiz besleniyor. Dile kolay, 15 milyon kişi. Arkadaşlar, 15 milyon kişi ne demek? Yunanistan ile Bulgaristan'ın toplam nüfusları kadar bir vatandaş kitlemiz yetersiz besleniyor.’’

0-92

‘’YETERLİ BESLENEMEYEN EVLATLARIMIZ TÜRKİYE'NİN BEKÂ MESELESİDİR!’’ 
‘’TÜİK'e göre pek çok evladımız et, balık ve tavuk düzenli olarak yiyemiyor. Üçte ikisi de her gün ekmek ve makarna gibi karbonhidrat ağırlıklı besleniyorlar. Bu çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimi Türkiye'nin beka meselesidir, çok açık söyleyeyim. Yeterli beslenemeyen, kaliteli beslenemeyen evlatlarımız Türkiye'nin beka meselesidir. Hiç iktidar ona buna 'beka meselesi' demesin, bu meseleye baksın. Çalışma saatlerinden bahsetmek istiyorum. Burada da Avrupa şampiyonuyuz. Ortalamanın yüzde 17 üzerindeyiz. Yüzde 17 ne demek, her yıl iki ay daha fazla çalışıyoruz demek. Neticesini görüyor muyuz? Hayır. Doğal sonuç, para da kazanamayınca yorgun argın bir işe daha girmek. Geçen hafta Disk araştırması yayınlandı. 10 vatandaşımızdan 7 tanesi ayda 17 bin liranın altında kazanıyor. Türk-İş'e göre de Ankara'da yaşayan 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı ayda 14 bin lira. Bu iki rakamı birlikte düşünün. İktidar aileyi korumak için ne yapıyor? Vatandaşlarımız bugün ne yuva kurabiliyorlar ne yuvalarını ayakta tutabiliyorlar. Maddi yetersizlik sebebiyle gençlerimiz evlenemiyorlar.
Yuva kuranlar da evliliklerini sürdüremiyorlar. Geçen yıl 180 bin çiftimiz boşandı. Bunun temel sebeplerinden bir tanesi de maddiyat sebepli şiddetli geçimsizlik.’’ Diye konuştu. 

Editör: İzzet TUMAY