İzzet TUMAY- İstanbul SSK Okmeydanı Hastanesi'nde 1989 yılında eşinin erken doğum yapmasıyla birlikte yaşadıkları zorlu süreci anlatan Esad Ahmet Özdem, TURAN’a yaptığı özel açıklamada çocuğunun küvöze alındığını 13 gün sonra ‘bebek öldü’ diye morgda ölü bebek gösterildiği ve defin işleminin hastane tarafından yapılacağı söylenerek evrak imzalattıklarını belirterek, ‘’Biz evrakları ‘ölüm’ evrağı zannederek imzalamıştık. Bu bilgiyi bize daha sonra söylediler ve bizde inandık güvendik. Çünkü sonuçta karşımızda ki devlet hastanesi devletimizin hastanesi’’ dedi.
ANLADIM Kİ CİDDİ BİR TEZGAHIN İÇİNDEYİZ
Evladını kaybetmenin acısıyla hayata tutunmaya çalışan ÖZDEM, sözlerine şöyle devam etti: ‘’Aradan 21 yıl geçtikten sonra burası çok önemli benimle dostluk ahbaplık kurup soframa oturup yemek yiyecek kadar yakınlaştıktan sonra ki bu 2-2,5 yılı buldu, evde karım ve çocuklarımın yanında ‘OĞLUMUZUN ÇALINIP SATILDIĞINI’, hastane süresinde olanları, bizim bilmediklerimizi bize anlattı, bunlardan bir tanesi ‘erkek’ doğan bebeğimizin doğum defterine kız olarak, ölüm defterine ‘erkek’ olarak yazılıp bana gösterilen ölü bebek başkasının ölmüş kız bebeğiymiş, benim oğlumu da o ailenin satın aldığını doktorlar tarafından satıldığını ilettiler bize.
ÇOCUĞUMUN ERZURUM’LU BİR AİLEYE SATILDIĞI SÖYLENDİ
Bunu öğrendiğimizde çok şaşırdık, dağıldık ve dünyamız o gün değişti daha doğrusu. Ben hemen ertesi gün hastaneye gittim, hastanenin bahçesinde bu bana ihbarı yapan kişi telefon açtı; hastaneye gitmişsin, rahat dur oğlun zarar görecek’ dedi. Bu kişi hala yaşayan, bulunabilecek, dosyalarda adresi olan birisi. Sonra ben anladım ki ciddi bir tezgahın içindeyiz. İnanayım mı inanmayayım mı bu kaygı bizi bitirdi, 2016 yılında bu insana ben rest çektim, oğlum nerdeyse ver diye kavga ettik. Bazı şeyleri bize itiraf etti ama şunu asla yapmadı çocuğun kimde olduğunu söylemedi, çocuğun Erzurumlu inşaat işiyle uğraşan bir aileye satıldığını söyledi ve ben bir şekilde gayri resmi yollarla hastaneden bu doğum ve ölüm belgesine ulaştım, adamın ihbar ederken söylediği şekliyle erkek doğan çocuğu doğum defterine kız, ölüm defterine erkek yazdıklarını belgeleyince savcılığa giderek suç duyurusunda bulundum, Savcı bey memur suçlarından izin alması için Valiliğe müracaat ediyor, Valilik bilirkişi görevlendiriyor. Görevlendirdiği bilirkişi de bir başhekime hanım kadın doğumcu 6 ay süren doktorların bütün oyalamalarına rağmen mecburi süre 6 aydır, 6 ayın sonunda bu resmi belgeyi hazırladı kesinlikle soruşturma açılmalı, bu işte yanlışlar var, eksikler hatalar var dedi.
Bizim lehimize çıkan raporun sonucunda Savcı bey soruşturmayı başlattı, soruşturma 2 yıl sürdü ve bayağı bir noktaya geldiği anda Savcı beyin tahini çıkmadığı halde yeni Savcı atadılar, yeni Savcı 2,5 aylık dosyayı kapattı, üst mahkemeye itiraz ettim hemen ret geldi. Adalet Bakanlığına itiraz ettim anında ret geldi. Ben anladım ki bu şekilde hukukla çözemeyeceğim ve kamuoyu desteği alayım dedim. Televizyon kanallarına gittim beni çıkartmadılar ve bende kendi imkanlarımla sosyal medya üzerinden çocuğumuzu arıyoruz.’’