Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı (Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı) hemşehrimiz Cezmi ORKUN, “Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır” sözüne atfen 22 yıldır AKP iktidarlarının yaptığı hak ve hukuk dışı uygulamalar karşısında halkımızın suskunluğunu koruması anlaşılır şey değildir’’ dedi.
‘’Anlamakta zorlandığımız bu durum halkımızın gücünü de tüketmekte ve iktidarların zulmüne maruz kalmalarına sebep olmaktadır. Öyle ya halkın güçsüzlüğü karşısında AKP iktidarı halkına her türlü zulmü yapmayı reva görmektedir’’ diyen ORKUN, şöyle konuştu: ‘’Bunların en önemlisi de halkımızın büyük bir kısmını devletçe yapılan yardımlarla iktidara bağımlı hale getirmesidir. Suskunluğun sebebi acaba bu yardımlardan mahrum kalma korkusu olabilir mi? öyleyse halkımızın kişilik ve onurunu korumanın, güvenle yaşamanın yolunun korkularından arınarak var olan gücünü ortaya koyması gerekmez mi?
AKP ve Erdoğan’ın, iktidarları boyunca sebep olduğu içinden çıkılmaz sorunları çözmek yerine ayrımcı ve kutuplaştırıcı söylemleriyle halkımızın birliği, beraberliği ve kardeşliğini bozma çabasını, sağduyu sahibi vatanperver insanlarımızın güç ve iradesiyle ters yüz etmek için kendisine verilen fırsatları mutlaka değerlendirmelidir. Mehmetçiğe KELLE, Halkı soyana, kul hakkı yiyene HAYIRSEVER, Terörist başına SAYIN, Cumhuriyet’in kurucuları Atatürk ve İnönü için İKİ AYYAŞ, kendisi gibi düşünmeyenleri HAİN-TERÖRİST- İŞ BİRLİKÇİ ilan eden Erdoğan’ın ülke bütünlüğü, kurucu değerlerin korunup kollanması, Atatürk’ün ilke ve devrimleri doğrultusunda bağımsız ve bağlantısız bir Türkiye oluşturması elbette beklenemez. AKP iktidarları; her alanda vatanı için samimi olarak mücadele etmeyi görev kabul eden, her türlü sıkıntılara göğüs geren aziz milletimize sahip çıkması gerekirken, her devrin adamı yalakaların, vatanseverlerin sırtından sağladıkları avantajları dibine kadar kullanmaktadırlar. Olması gereken, aziz milletimizin her bir ferdi olarak sizler; bu asalakları savunmak yerine, yeter artık diyerek, bu zulmü sizlere reva gören AKP iktidarına olan desteğinizi çekmenizdir. Ülkemizi; yalan, talan, yolsuzluk, yokluk, hukuksuzluk, adaletsizlik ve ayrımcılık merkezi haline getiren AKP ve türevleri unutmasınlar ki siyaset aynı zamanda Hz. Peygamberimizin hizmet alanı olduğundan; güven, ehliyet, liyakat gibi erdemleri zorunlu kılar. Bu konudaki bazı Hadisler; İşçiye ücretini, alnının teri kurumadan veriniz. Borcunu azalt ki hür yaşayasın. Aldatan bizden değildir. Utanmadıktan sonra dilediğini yap!, Şeklinde olup yapılması gereken siyasi faaliyetlerin insani ve ahlaki boyutlarını işaret ediyor. Yine dinimiz gereği toplumsal düzeni sağlamaya yönelik bazı ilkelerin ki; Zengin, fakir diye sınıf ayrımı yapmadan herkese karşı adaletli olun! Dil, renk, ırk ayrımı yapmayın! Ayrışmayı değil uzlaşmayı tercih edin! İnsanların haklarının karşılığını tam verin! Ekonomide, ticarette hile yapmayın! Rüşvet almayın, vermeyin! Fikir ve ifade özgürlüğünü temin edin! Toplumda sosyal adaleti sağlayın! Bunlara uyulması yönünde AKP iktidarları yönetimleri sizce ne kadar samimiler. Dinimizi ve milli duygularımızı siyasetlerine alet eden bu anlayışın ilkeleri arasında bu hususlar yer alıyor mu? elbette hayır…sonuçta halkımızın bir kısmı günümüz ve gelecekten ümidini kesmesi nedeniyle kendilerini bu seccade şeytanlarının arasında konumlandırıyor. Oysa; geçmiş olaylardan ders çıkararak geleceği kurtarmak ve yeniden inşa etmektir doğru olan. Geçmiş de günümüz İktidar ve tüm muhalefet partilerini oluşturan siyasiler yukarıdaki hadisler ve ilkelerden feyz almadıkları gibi buralardan sapmaları ve din ile milli duygular üzerinden milletimizi istismar etmeleri gibi siyasi ve insani ahlak ile bağdaşmayan tutumları nedeniyle sadece iktidarlarını sürdürmeye çalışan AKP ve destekçisi MHP yönetimlerinin milletimizi sömürmeye devam etmelerine gelecek zamanı kazanmak adına dur demeliyiz. Günlük algı operasyonları ile kendi yandaşları hariç milletimizin çektiği sıkıntıları unutturma çabaları beyhudedir. Çünkü; zulmü ile milletin gönlünü terk eden AKP ve Erdoğan’ı iki önemli şey gözden düşürmelidir. Bunların birincisi; demagoji, laf kalabalığı ve boş laf…ikincisi ise; kibir, övünmek ve kendini vazgeçilmez sanmaktır. Unutmayınız kimse vazgeçilmez değildir. Yine belirtmek isterim ki günümüze kadar boşa geçen zaman elbette geri alınamaz ancak gelecek zamanın boşa geçmemesi için doğrusiyaset, doğru duruş ve doğru işlerin parçası olmanız kaçınılmazdır. Artık taşın altına ellerinizi koymanın zamanıdır. Yoksa geçmiş zaman da olduğu gibi gelecek zaman içerisinde de kaybolmaya mahkum olursunuz. Yirmi iki yıldır ülkemize ve sizlere yapılanları bugün sorgula ki, yapacağınız tercih yirmi yıl sonra sizleri üzmesin. Biliniz ki, geçmiş tecrübedir, öğren. Bugün yerel seçimler bir fırsattır, kullan.’’