YENİ DÜNYA DÜZENİ

Günümüz dünyasında çağa damgasını vuracak liderler, Trump, Putin, Xi Jinping (Şi Cinping) ve R. Tayyip Erdoğan gösteriliyor. Geçen günlerde Fransa’da yayımlanan “Le Point” adlı bir derginin özel sayısında, bu liderlerin yeni dünya düzenine yön verecek liderler olduğu ve özellikleri anlatıldı.

Yeniçağda artık baş aktör İngiltere, Almanya veya Fransa değil. Şimdi topraklarını genişletmeye çalışan ve sınırlarını yeniden çizmek isteyen ve bir sonraki sanayi devrimi için zenginleşmeyi hedefleyen yeni emperyalist güçler ABD, Çin ve Rusya olacağı ileri sürülüyor.

Trump Beyaz Saraya oturur oturmaz kendisini “kral” ilan etti. İlk hedef olarak; Grönland’ı ele geçirmek, Panama Kanalının tamamen, çabucak ve sorulmadan ABD’ye devrini, Kanada’nın ABD’nin bir parçası haline gelmesini isteyerek bütün dünyayı şaşırttı. Ayrıca, bununla da kalmayarak Ukrayna’dan “Birçok ileri teknolojinin olmazsa olmazları olan, hatta radar, füzeler ve jet motorları gibi savunma sanayi için hayati önem taşıyan lityum, titanyum, berilyum, galyum, grafit, uranyum ve magnezyum gibi 17 elementten oluşan nadir toprak elementleri ve değerli minarelleri, kıymetli maden, petrol ve gaz ile bulabildiğimiz her şeyi istiyoruz” dedi. Trump, ABD’nin Ukrayna’ya yaptığı üç yıllık yardımlar için 500 milyar dolarlık bir fatura çıkardı. Trump’ın yeni dünya düzeninde; Gazze’yi Akdeniz’in bir sahil ve tatil bölgesi yapmak, Ukrayna’nın değerli madenlerine konmak ve Rusya ile kol kola para kazanmak ve gücüne güç katmak hedefleri yatıyor. (*) Böylece yükselen Çin karşısında vaziyet almaya çalışıyor. Çin’in gerisinde kalan Amerika’yı yeniden büyük yapmayı amaçlıyor. Şi Cinping’in komünist Çin’i kapitalist yaparak dünya devi haline getirmesinden sonra, Trump ikinci döneminde hem ülkesi ABD’de ve hem de lideri olduğu Batı Blokunda gerçekleştireceği değişimle bir devrim yapmayı hedefliyor.

Şi Cinping, Çin’in Mao’dan sonraki en güçlü lideri olup, Çin’in küresel sahnede çok iddialı hale gelmesinde, özellikle Hong Kong’daki Çin hakimiyetinin güçlendirilmesinde oynadığı rol ve gerekirse güç kullanarak Tayvan ile “yeniden birleşme” veya işgal etme hedefi onun yükselen gücünü sembolize ediyor. (*)

Uzmanlar, ABD’de Donald Trump döneminde, Türkiye’nin özellikle Ukrayna’da sağlanacak barış ve Suriye başta olmak üzere Orta Doğu’da sürdürülebilir istikrar için önemli olduğunu belirtiyorlar. Biden döneminde soğuyan ilişkilerin Trump’ın özel bir diyaloğu olan Erdoğan’la yeniden hareketleneceği ve ısınacağı söyleniyor. Ayrıca, Türkiye’nin Afrika, Balkan ülkeleri ve İslam dünyası ile ilişkileri ve bu ülkeler üzerindeki ağırlığı, ABD ve Rusya açısından çok önemseniyor. Geçtiğimiz günlerde, Trump’ın Beyaz Saray’da İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşmesinde; Cumhurbaşkanı Erdoğan için dile getirdiği övgüler onun özelliği ve önemini açıkça ortaya koymuş oldu.

Özetle, yeni dünya düzeninde liberal demokrasi yerine güçlü olanın haklı olduğu ve çıkar ilişkileri üzerine kurulu yeni bir anlayışın hakim olacağı görülüyor. Kurallarla değil, liderlerle belirlenecek yeni bir dünya düzeni…

Kaynakça:

(*) BBC News