TC MERKEZ BANKASI ELAZIĞ İÇİN ZAMAN MAKİNESİ Mİ İCAT ETTİ?

Elazığlılar olarak bir sabah uyandık ve 6 Şubat 2023 yılında meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremden aslında etkilenmediğimizi öğrenmiş olduk. Bir süre bu depremden etkilenen 11 il arasında Elazığ yer alırken, bir anda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) 04.01.2025 tarihli “Makroihtiyati Çerçeveye İlişkin Basın Duyurusu” kapsamında deprem bölgesi için kredi büyüme sınırlamalarında muafiyet sağlanacağını açıklamış ve bu düzenlemede 11 deprem ili arasında yer alan Elazığ’ın bu düzenlemenin dışında bırakıldığını duyurmuştur.

            TCMB, bu düzenleme ile adeta Elazığ özelinde Elazığ’ı zamanda geriye götürmüş oldu. An itibariyle de sanki Elazığ 2020 yılı depreminin yaralarını sarmaya ve ayağa kalkmaya çalışırken, 2023 yılında meydana gelen deprem nedeniyle tekrar yere düşen şehre diğer on ile tanınan imkanların negatif ayrımcılık düzeyinde bir karar ile Elazığ özelinde engellenmesinin izahı mümkün değildir.

            Elazığ sonuç itibariyle, afet bölgesi ilan edilen yerlerde, devlet kaynakları ve uluslararası yardımların daha etkili ve hızlı bir şekilde bölgenin yararlanmasına sunulması, afet bölgesinde bulunan vatandaşların kredi borçları, sosyal güvenlik primleri ve vergi yükümlülüklerinin ertelenmesi, afet bölgesindeki bürokratik işlemlerin azaltılması ve prosedürlerin kolaylaştırılması, imar ve yeniden yapılandırma projelerine hız verilmesi gibi birçok avantajdan 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerden etkilenen diğer on ilin yararlandığı şekilde yararlanması mümkün olmayacak.

            TCMB bu kararını ve bankalara gönderdiği direktifini yeniden gözden geçirecek mi? Bunun için Elazığ ve idarecilerinin ve sivil toplum örgütlerinin bir şey yapması gerekmez mi? Elazığ ili 2020 yılı depreminin merkez üssü olması ve devamında 2023 yılında gerçekleşen depremden etkilenmesi nedeniyle ekstra imkandan yararlanması yolu aranmalıyken mevcut avantajlara erişimde engelle karşılaşması derdimizi izah etmekte güçlük yaşadığımızı anlamaktayız. Şimdiye kadar sadece bir Elazığ vekili bu konuya müdahil olacağını ifade etmiştir.

            2007-2008 yıllarında Dağlıca ve Aktütün Karakollarına teröristler tarafından yapılan baskınlar neticesinde ciddi kayıplar yaşadık ve medyaya yansıyan görüntülerde karakolların ilkel halleri büyük tartışmayı başlatmıştı. 2000li yıllarda bu karakolların hali nedir diye… Genelkurmay Başkanlığı ödenek sorunu yaşandığı minvalinde bir açıklama yapmıştı. O dönemde Bülent ARINÇ ise, yıl sonunda Milli Savunma Bakanlığı’na ayrılan ödenekten kullanılmama nedeniyle belli bir meblağın geri iade olduğunu açıklayınca, kaynakların ihtiyaca yönelik olarak verimli kullanılmadığı gerçeği ile yüzleştik. Belli ki, ihtiyaçlar üst makamlara sağlıklı şekilde iletilemiyordu.

            Elazığ ili de benzer süreci yaşadığını ifade edebilirim. Elazığ kendisini ifade etmek ve ihtiyaçlarını karşılamak konusunda sorunlar yaşamaktadır. En basit örneği 2020 depreminde el pençe duran ve arzını yapmaktan acziyete düşen kurum amirlerini gördük ve duyduk maalesef.

            Mevcut düzenlemenin derhal geri alınması ve hatta ek imkanlar sunulması gerekmektedir. akis halde Elazığ ili tarih sahnesinde kendisine başka kurumların da zamanda geriye gitmesine sebep olacak zorluklarla karşılaşmasına gebedir.