Sıcak bir yaz günü, serin bahçenizde akşam yemeğinizi hazırlamaya koyuldunuz…
Marketten aldığınız alışveriş poşetinizi karıştırırken, domates almayı unuttuğunuzun farkına varıyorsunuz…
Geniş bahçenizde ekili bir dal domatesiniz yok, maydanoz ekmemişsiniz, biber hak getire…
Oysa çok değil, çocukluğunuzda bu bahçeden toplanan ve lezzetini halen bulamadığınız o sebzeler, o meyveler rüyalarınızı süslüyor değil mi? Siz onları anca rüyanızda görürsünüz…
Bu kafa ile devam ettiğiniz müddetçe artık rüyanızda da göremeyeceksiniz…
Medeniyetin, tarımın ve kültürün doğum yeri olan bu topraklarda, bilinçli izlenen bir strateji ile medeniyet, tarım ve kültür bitirilmek istenmektedir. Bilinen tarihin yeniden yazılmasına neden olabilecek keşifler yapılırken (Göbeklitepe), tarım ise can çekişmeye devam etmektedir. Din kisvesi altında başka kültürler ile kültürümüz yok edilmeye çalışılırken bizler ise sadece seyretmekle kalıyoruz. Oysa tekerrürden ibaret olan tarih, bu asil milletin yok edilemeyeceğini, medeniyetinin ve kültürünün, küllerinden doğan Anka Kuşu misali tekrar yeniden filizleneceğini defalarca göstermiştir.
Tarım zenginliğimiz ise nesilden nesile aktarılarak devam etmiş; çağın gereği modern tarım makinaları ile üretim yapan çiftçini işi kolaylaşmışken, uygulanan yanlış tarım politikaları, diğer üreticiler gibi tarım üreticisini de bitme noktasına getirmiştir. Ürünü para etmeyen üretici emeğini çöpe dökerken; asil duygulardan uzak kaldığını, o çöpe döktüğü ürünü gerçek ihtiyaç sahibine bedava vermeyi de bu arada unutmuş ve unutturulmuştur…
Mesele sadece iyi bir ürün üretmeye odaklanmak değil, aynı zamanda kendini de geliştirerek, akıl nimetini iyi kullanarak, kendini düşünen ve devlet süreçlerini iyi yönetebilen partileri iktidara taşımak olmalıdır.
Birkaç nesil sonrasını düşünmek bile istemiyorum. Tablo gerçekten çok korkutucu olabilir…
Bir çuval un için yapamayacağı şey olmayan insanları düşünebiliyor musunuz? Bugün televizyonlarda görebilirsiniz. Kendini bombalatan düşmanın attığı yardımı alabilmek için birbirini çiğneyen insanlar… Rahat ve konforlu yaşamları hedefleyen insan toplulukların ödediği veya ödeyeceği bedeller çok ağır olabilmektedir.
Çok geç değil…
Acilen tarım ile ilgili seferberlik ilan edilmelidir. Tarım arazileri özel statü ile korunma altına alınarak, düzgün bir politika oluşturulmalıdır. Çiftçi kafasına göre ekim yapmamalı, plan ve program dâhilinde, verim ön planda tutularak, çalışmalar yapılmalıdır. Hasat sonunda ürün değerli hale gelecek, değil Türkiye, birkaç Türkiye’yi besleyebilecek bu topraklar verimli bir biçimde kullanılmalıdır.
Tarım bir ülkenin geleceğidir. Tarım bir ülkenin olmazsa olmazları arasındadır. Ateş çemberi içinde bulunan Türkiye’mizi zor bir durumda bırakmak isteyen düşmanlarımız; bizi önce tarım ambargoları ile zor durumda bırakmak isteyecektir.
Tarım kadar hayvancılık da bir o kadar önemlidir. Yazımda tarımla ilgili bahsettiğim hususlar aynı şekilde hayvancılık için de geçerlidir. Hayvancılığın da düzgün bir politika ile değerlendirilmesi gerekir. O ülkeden, şu ülkeden hayvan ithal etmek sadece günü kurtarmaya yetecek önlemlerdir. Bir kilo etin fiyatı ortadadır.
Bu aziz millet her şeyin en iyisini hak etmektedir. Bu böyle biline…