SU SORUNU

Yaşamın temel kaynağı olan su, dünya üzerinde sınırlı ve stratejik bir kaynaktır ve günümüzde su kıtlığı ile mücadele etmek, her geçen gün daha da önemli hale gelmiştir. İklim değişikliği ve hızlı nüfus artışı nedeniyle temiz su kaynaklarının hızlı azalması sonucu 2050’de dünya nüfusunun yaklaşık yarısının susuzluk riskiyle karşı karşıya kalabileceği uyarısı yapılıyor.

Dünya Su Stresi Haritasına (WRI) göre, 2040 yılına gelindiğinde ülkemizin su kıtlığı çekeceği ve iklim krizinden en fazla etkilenecek ülkelerden biri olacağı belirtiliyor. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de yılda kişi başına düşen 1.519 metreküplük su miktarı artan nüfus, sanayileşme ve yanlış kullanımla yıllık su miktarının 2030 yılında 1.200 metreküpe, 2040 yılında 1.116 metreküpe, 2050 yılında ise 1.069 metreküpe kadar düşmesi bekleniyor. Bu rakamlar, Türkiye’nin su kıtlığı çeken bir ülke durumuna geleceğini gösteriyor. Küresel su talebinin 2050 yılına kadar yüzde 20 ile yüzde 25 artacağı, Orta Doğu ve Kuzey Afrika nüfusunun tamamının aşırı su stresi yaşayacağı öngörülüyor. Su stresi yaşayan ülkeler listesinin ilk sırasında Kuveyt bulunuyor. 164 ülkenin yer aldığı listenin 39’ncu sırasında Türkiye yer alıyor. Bu nedenle ülkemiz çevresindeki ülkelere kıyasla su kaynakları konusunda daha şanslı sayılır.

Türkiye İstatistik Kurumu, Türkiye nüfusunun 2030 yılında 100 milyona ulaşacağını öngörüyor. Bu durumda, kişi başına düşen su miktarının 1.100-1.200 metreküp/yıl olması bekleniyor. Türkiye’ye yıllık olarak düşen ortalama yağış miktarı 643 mm’dir. Bu miktar dünya ortalamasının oldukça altında olup, yıllık ortalama 501 milyar metreküp suya karşılık gelmektedir. Bu miktarın yaklaşık yarısından fazlası (274 milyar metreküp) atmosferde buharlaşırken, 69 milyar metreküpü yer altına sızmaktadır. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne göre, tüketilebilecek yüzey suyu potansiyeli ise 98 milyar metreküp olarak hesaplanmaktadır. 14 milyar metreküplük çekilebilir su miktarının da eklenmesi ile Türkiye’nin toplam kullanılabilir su potansiyeli 112 milyar metreküp olarak hesaplanmaktadır. (1)

Tarım sektörü yüzde 75’lük yüzeysel su ve yüzde 66’lık yeraltı suyu tüketimi ile Türkiye tatlı su kaynaklarının en çok tüketildiği sektör olmuştur. Toplam kullanılan suyun yüzde 74’ü tarım için, yüzde 15’i evsel kullanım için ve yüzde 11’i sanayi için kullanılmıştır. (2)

Türkiye'de Trakya, İç Anadolu ve Batı Anadolu gibi bazı bölgelerde ciddi su sıkıntısı görülebilecektir. 2030 itibariyle, İç ve batı bölgelerinde yüzde 40’ı aşan oranda su stresi yaşanacağı öngörülmektedir. Güneydoğu ve doğu bölgelerinde ise bu oran yüzde 20-40 arasındadır. Doğu Karadeniz bölgesinde Artvin, Rize ve Trabzon Türkiye’nin doğal kaynak suyu bakımından en zengin yerlerinden birisidir. Su konusunda olumsuz sinyaller veren illerin başında İstanbul ve Ankara geliyor. (3)

Su kıtlığına karşı alınabilecek önlemler;

-Suyun verimli kullanılması,

-Alt yapıya destek olmak,

-Atık suyu arıtmak,

-Alternatif enerji ve su kaynaklarına yönelmek,

- Bireylerin daha az su tüketmesini sağlamak şeklinde belirtiliyor.

Bunun yanı sıra sınırlarımız içinde doğup, başka ülkelerin kıyılarından denize dökülen ve Türkiye’de kalan kısmı en fazla olan ve üzerinde önemli barajların yer aldığı Fırat ve Dicle nehirlerine Anadolu ve Mezapotamya’ya hayat verme özellikleri de dikkate alınarak iyi sahip olunması gerektiği görüşündeyiz.

Kaynakça:

(1)   web.itü.edu.tr

(2)   Artemis Arıtım

(3)   memurlar.net