Sığınmacılar konusu seçim döneminin en çok konuşulan konularından birisi olmuştu. Çoğunluğunu Suriye ve Afganistan vatandaşlarının oluşturduğu bu yabancı uyruklular ülkemizin hemen hemen tüm illerine yayılmış durumdadır. Bu süreçte Türkiye, dünyada açık ara en çok sığınmacı barındıran ülke konumuna geldi. Ayrıca sığınmacıların birçoğuna vatandaşlık verildiği de biliniyor. Günümüzde özellikle Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmesi konusu kamuoyunun en çok tartışılan konusu oldu.
Resmi kayıtlara göre 4 milyon dolayında olan Suriyeli sığınmacılar ile birlikte ülkemize yasal ve kaçak yollarla gelen toplam sığınmacı sayısının 10 milyondan fazla olduğu açıklanıyor. Sınır il ve ilçelerimizin birçoğunda sayıları kendi vatandaşlarımızın sayısını geçmiş durumda. Türkiye’de bulunan sığınmacıların en fazla yaşadığı il İstanbul olup, İstanbul’da 2 milyondan fazla sığınmacının yerleştiği belirtiliyor. En önemlisi İstanbul’un 39 ilçesinde 34 milletten insan yaşadığı söyleniyor. İstanbul’un dışında Kilis, Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa ve Mersin en çok sığınmacı barındıran iller arasında yer almaktadır.
Suriyeli sığınmacıların yaklaşık 12 yıldır yükünü çekiyoruz. Avrupa Birliği ile yapılan geri kabul antlaşması nedeniyle AB ülkeleri gidişleri de engellenmiş durumda. Böylece sığınmacıların bütün yükü bize kalmış olmaktadır. Avrupa komisyonunun sığınmacılar için bugüne kadar Türkiye’ye ayırdığı bütçe 9 milyar Euro olup, 2021 yılı itibariyle bu bütçeden 4.3 milyar Euro ödeme yapmıştır. (1)Buna karşın edinilen bilgilere göre, bugüne kadar sığınmacılar için harcadığımız 50 milyar doların dışında, yılda 110 bin tır ile Suriye’ye ve Suriye üzerinden 11 ayrı ülkeye yapılan ihracatın aksaması ile büyük bir ticaret hacmi kaybı yaşadık. Bunun dışında bölgede oluşan güvenlik sorunu nedeniyle en az 50 milyar dolarlık askeri boyutlu harcama yapıldığı açıklanıyor. Sonuç olarak sığınmacılar için yapılan harcamaların ülkemize çıkardığı fatura yaklaşık olarak 200 milyar doları bulmaktadır.(2)
Sığınmacılar konusunda kalıcı bir projemiz olmadığından kısa vadede bu sorunun çözümü başımızı ağrıtacak gibi gözüküyor. Birçoğu hiçbir vergi vermeden haksız bir şekilde ticaret yaparken, büyük bir bölümü sanayi ve ticaret sektöründe kaçak ve ucuz olarak çalıştırılmaktadır. İşin ilginç yanı, ucuz ücretle ve sigortasız çalıştırılan bu Suriyeli ve Afgan işçilerin yerine çalıştırılacak Türk işçi de bulunmamaktadır. Bir başka konu, yabancı sığınmacıların doğurganlık oranının bizim iki katımıza ulaşmasıdır. Bu hızla gidilirse birkaç yıl sonra yerel ve genel seçimlerde kilit bir noktaya gelecekler. Suriyelilerin 2012 yılından bu yana Türkiye’ye girdikleri dikkate alınırsa, nüfusun yüzde 42’sini oluşturan çocukların önemli bölümünün Türkiye’de doğduğu ortaya çıkmaktadır. (3) Bu da çok hızlı bir nüfus yükselmesini göstermektedir.
Suriye’nin kuzeyinde planlanan briket evlerden oluşan konut projesi yerine sığınmacıların tamamını kendi yurtlarına göndermek suretiyle kalıcı bir çıkış yolunun daha rasyonel olacağı belirtiliyor. Yetkililer tarafından yabancı bir ülkenin toprakları üzerinde konut inşa etmenin birçok uluslararası sorun yaratmasına neden olacağı açıklanıyor. Bundan dolayı en sağlıklı ve doğru çözümün sığınmacıların bir an önce kendi evlerine gönderilmeleri olacaktır. Böylece bu projeden vazgeçilmesi durumunda ciddi bir yapım maliyeti de ortadan kalkmış olacaktır.
Kaynakça :
(1) multeciler.org.tr
(2) sozcu.com.tr
(3) Ercan Uygur