SİBER ZORBALIK

            Türkiye’de korkunç cinayetler işlenmeye, farklı şiddet olayları yaşanmaya ve adeta gösteriş yapılarak sunulmaya başlandı. Bu olaylar hakkında halkın farklı kesim ve katmanlarında yorumlanmayan birey ve grupların, işlenen cinayetlerin ve faillerinin korkunçluğunu aşan düzeye geldiğini de gözlemliyoruz aynı zamanda. Dikkatle incelendiğinde bahsi geçen yorumların kaynakları sosyolojik ve psikolojik temelde incelenmesi ve ivedi bir şekilde çözüm getirilmesi gereken düzeye eriştiğini ifade edebiliriz.

            Bahsi geçen yapılar özellikle farklı sosyal medya ve dijital platformlarda (son dönemde discourd uygulmasında yaygın halde) gelişim süreci içerisinde bulunan çocuklarımızı hedef oldukları anlaşılmaktadır. Platformların sunucuları, ailelerin denetimsizliklerinin de oluşturduğu boşluktan yararlanarak evlatlarımızı cinsel istismar, şantaj ve intihar dahil olmak üzere birçok eylem konusunda harekete geçmekte mazoşist seviyede  etki ettikleri ortaya çıkmıştır. Bunun terim olarak adına siber zorbalık diyoruz. Bu zorbalığın nasıl ki okullarda akran zorbalığına maruz kalan çocukların nasıl korunduğu yönünde teknikler gelişmişse siber zorbalığa karşı da çözüm ivedi şekilde getirilmesi gerekmektedir.         

            Aksi halde, siber zorbalık adeta bir terör örgütü gibi hareket etmeye başlayacak donanıma erişeceğini tahmin etmek zor değil. Çünkü şu anda bile çocuklara neler yaptırıldığını görebilmekteyiz. İleride bu eylemler evrim geçirecek düzeye geleceği aşikardır. İşin ilginç yanı ise terör örgütleri bile militanlarına bir ideoloji yükleyerek, belirli bir hedefte toplamak için propaganda yaparak eylemlerini icra ettirmekteyken adeta zombi haline getirdikleri insanlara neler yaptırdıkları bilimsel olarak incelenecek vakalar haline gelinmiş durumda.

            Hz.Ali "Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacağı çağa göre yetiştirin" der. Gelecek, teknolojik yenliklerin bugünden daha baş döndürücü seviyede ilerleyeceğini bize göstermektedir. Çocuklarımızın bu baş döndürücü yenilik ve gelişmelerde çaresiz bir av haline gelmemesi için bu sürece hazır hale gelmesi gerekmektedir.

            Hayata hazırlanmalarında en önemli sorumluluğumuz olan gençlerimizin, sosyalleşmesinde önemli olan hususlardan biri de, aile dışındaki çevre ve toplum ile olan ilişkileridir. Bu ilişkilerdeki davranış biçimlerinin şekillenmesi, gençlik döneminden önceki erginlik hatta çocukluk dönemlerinde gelişmeye başlar. Döküp, saçsalar da, sonunda öğreneceklerse önlerinden çekip almayalım. Biraz da olsa başaracağına inandığımız konularda onlara hizmet ve sorumluluklar yüklemekten korkmayalım, bizi batırmazlar. Bu fedakârlığımız onlarda "kendine güven’ hissinin gelişmesini sağlayacaktır.”

            “Gölge yapan şefkat, ihsan değildir” sözüyle özetlerken acaba bu yöntem gelecek için yeterli olacak mı yoksa yeni davranış çözümleri mi geliştirmemiz gerekecek? İlimizde üniversite kantininde dahi metamfetamin uyuşturucu madde tespiti gerçeğini yukarıda bahsi geçen tehlike ile birleştiğini varsayarsak ciddi tedbirler ivedilikle alınmalıdır.