ŞEHİR KULİSİ

Dilencilik kültür mü oldu?

Yolda yürüyorsunuz. Üstü başı perişan biri adam, bir kadın veya bir çocuk “Allah rızası için” diyerek sizden para istiyor.

ATM’den veya bankadan para çektiğiniz an karşınızda yine üstü başı perişan biri… Yine aynı kelime “Allah rızası için” …

Camiden çıkıyorsun özellikle cuma günleri karşınızda yine onlar; “Allah rızası için” …

Dilencilik hayatımızın her anına işlenmiş gibi… Ama artık statü değişti.

Üstü başı düzgün olanlarda “Allah rızası için” demeye başladı.

Siyasetçi seçim zamanı meydanlarda “Allah rızası için” oy istiyor.

Cami görevlileri Cuma namazı sonrası cami derneklerine “Allah rızası için” yardım istiyor.

Allah’ın rızasıyla isteyen isteyene… Adına kültür mü dersiniz yoksa dilencilik mi?

*******        ********        *******

Harput, Türk Dünyası Kültür Başkenti olabilir mi? Bence olur…

Gazetemiz Yazarlarından değerli Ağabeyim Mehmet Ali Talayhan, geçen hafta seri yazılarına bir yenisini daha ekledi. (https://www.turangazetesi.net/elazig-harput-kultur-baskenti-1)

Talayhan’ın “ELÂZIĞ (HARPUT) KÜLTÜR BAŞKENTİ (1)” başlıklı yazısı önemli bir konuyu gündeme getiriyor.

“Türk dilini konuşan devletler topluluğunun temsilcisi olan Türk Konseyi tarafından seçilen bazı şehirlere, Türk Dünyası Kültür Başkenti unvanı verilmektedir ve bu şehirlerde bir yıl boyunca çeşitli kültürel etkinlikler düzenlenmektedir.” Diye yazısına başlayan Talayhan, Elazığ’ın Türk Dünyası Kültür Başkenti unvanına talip olduğunu dile getiriyor.

Neden olmasın?

Bu seri yazıları özellikle İlimizin mülki amirlerin okumasını tavsiye ediyorum. Hatta eli kalem tutan kültür camiamızın bu konuyu sık sık gündeme taşımaları gereklidir.

*******        ********        *******

 “Elazığ Sis Denizinde kayboldu.”

Bu başlıklı haber dikkatimiz çekti. Elazığ’da deniz yok diyoyorlardı. Baksanıza “Sis Denizi” varmış…

Elazığ üzerinden “Sis Denizi” kalktıktan sonra Elazığ’ın en pahalı evi göründü.

Şehir merkezinde 4+1 156 metrekare ev aylık 41.000 TL’den yeni sahibini bekliyor.

Öte yandan başka bir haberle kendimizi avutuyoruz.

Elazığ’da yaşayan Suriyelilerin memleketlerine dönmeye başlamasının ardından, şehrin doğu kanadında kira fiyatlarının düşmesi bekleniyor.

Batı kanadında kira 41 bin lira iken doğu kanadında kiralar düşecekmiş…

Gel de inan… En iyisi “Sis Denizi”nde boğulalım…

*******        ********        *******

AK Parti Elazığ İl Başkanlığı'nda gözler, yaklaşan kongreye çevrildi.

Resmi olmayan bilgilere göre AK Parti, mevcut İl Başkanı Şerafettin Yıldırım ile yola devam etme kararı aldı.

AK Parti Elazığ 8. Olağan Kongresi, 25 Ocak 2025 Cumartesi günü gerçekleştirilecek. Kongre öncesi siyasi kulislerde il Başkanının değişeceği yönünde söylemlerde bulunuluyordu. Hatta bizim de kulağımıza gelen söylemlere göre İl Başkanlığına tıbbiyeli bir isme görev verileceğiydi.

Bu söylemler ters köşe yaptı. AK Parti Genel Merkezi son dakika golüyle Şerafettin Yıldırım’ın İl Başkanlığına devam etmesi yönünde karar aldı.

Memlekete hayırlı olsun…

*******        ********        *******

Üyesi olmakla gurur duyduğum Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti’yle iletişimim kesildi.

Benim gibi gurbette yaşayan Elazığlı Gazeteciler, Cemiyetin Watsapp grubunda paylaşımlarda bulunuyorduk. Özellikle başsağlığı ve geçmiş olsun paylaşımlarında… Yönetim bu gruptan paylaşımları diğer üyelere kapatarak bu iletişimi kesti. Sadece yönetimdekiler paylaşımlar yapabiliyor.

Artık yakınlarını kaybeden ve görüşemediğimiz Cemiyet üyesi arkadaşlarımıza başsağlığı mesajlarımızı iletemiyoruz. Üzüntülerimizi dile getiremiyoruz. Bu yüzden grubun ayarları yeniden düzenlenerek bizlere de iletişime açılmasını istiyorum. Diyaloğu koparmamak gerek.

*******        ********        *******

YILIN FIKRASI…

Lokantanın birinde o yörenin en tanınmış Pehlivan’ı çorba içiyormuş...

Derken zayıf cüsseli bir müşteri daha girmiş içeriye. O da çorba istemiş. Garson çorbayı getirmiş, müşteri limon da istemiş. Garson, "Beyefendi son limonu şu karşıdaki beye verdim maalesef limonumuz kalmadı" der.

O sıska görünümlü müşteri de "Olsun o beyefendinin sıktığı limonu getir" der. Garson da "Aman beyefendi o buraların en namlı pehlivanı onun sıktığı limonda suyu mu kalır" der. Müşteri "olsun kardeşim sen getir" der. Pehlivan da olanları göz ucuyla seyretmektedir.

Garson gider pehlivanın masasındaki sıkılmış limonu getirir ve masasına bırakır. Pehlivan sıkılmış limonun suyunun çıkmayacağını bildiği için bıyık altı gülmektedir.

Yeni gelen o sıska görünümlü müşteri suyu sıkılmış limonu alır ve öyle bir sıkar ki çorbaya inen suyun şıkırtısı öbür masalardan duyulur. Hem Pehlivan hem de diğer müşteriler şaşkınlık içinde kalmıştır. Özellikle gururu da kırılan Pehlivan sıska müşterinin yanına gider ve;

"Bu yörede gücü ile nam salmış en ünlü pehlivanım ben. Sen kimsin ki bu limondan hala su çıkartabildin? Bana adını bahşeder misin yiğidim" diye sorar?

-Tabii! Mehmet Şimşek.