SEÇİM BAYRAKLARI

Yine bir seçim, yine israf sınırlarını zorlayan geleneksel uygulamalar…

Geçmiş seçimlerde tahammül sınırlarını zorlayan parti bayrakları ve seçim için etrafa savrulan paralar bu seçimde daha az gözükmesine sevinirken; başta çayda çıra kavşağı ve bazı büyük kavşaklarda görmeye başladığımız parti bayrakları yine “eyvah” dedirtti…

   Bir seçmeni nasıl etkilediğini hep merak ettiğim parti bayraklarına harcanan para acaba başta depremzede ailelere yardım olarak verilemez miydi? Hangi seçmeni diğer bir partinin bayrağının etkilemesini bekliyorsunuz? Sizce seçimler bayram havasında mı karşılanıyor? Millet geçim derdine düşmüştür. Hiçbir ekonomik sıkıntıdan etkilenmeyecek bir zümrenin dışında, halk yaşamış olduğu ağır ekonomik koşulların altında ezilmektedir. İktidar vaatlerini sıralarken sanki 20 küsur yıldır muhalefetteymiş gibi açıklamalar yaparken akıl tutulması yaşayanların sayısı gün geçtikçe arttığının kanaatindeyim. Muhalefet bloğunun açıklamalarını umutla dinlerken, işlerinin gerçekten çok zor olduğunu düşünüyorum. Ülke acilen içinde bulunduğu bu girdaptan kurtulmak zorundadır.

   Sosyal medya ve bilişim çağı siyasilerin işini gerçekten çok zorlamaktadır. Geçmişte yapmış olduğunuz bir açıklama, bir yerde vermiş olduğunuz bir demeç, sizin ileriki siyasi hayatınızda karşınıza çıkmaktadır. Yazılı ve görsel medyanın büyük bir çoğunluğuna sahip olsanız da arada bazı haber kanalları ve sosyal medyada bunlar gerçeği yayınlamaktadırlar. Siz eğer doğruları aramak isterseniz inanın ona ulaşabilirsiniz. Gerçi her gömleği gerektiği zaman giyen; bukalemun gibi renk değiştiren siyasiler oldukça bu gidişatın düzelmesini beklemek hayalcilikten daha öte sınırlara ülkeyi taşımaktadır. Bilimden, ilimden, okumaktan uzak kalan insan yığınları, gözlerinin önünde gerçekleşen tiyatrolara Elazığ deyimiyle avel avel bakarken, arkada parayı gemicik ile götüren sözde vatan sevdalılarını görememektedir. Durum böyle olunca acı fatura da vatandaş tarafından ödenmektedir. Kimse suçlu aramasın…

Bu gidişatı görüp de yine bu zihni savunan insanların; ya sistem içerisinde bu işle ilgili çıkarları vardır; ya da zihinsel bir takım gelişim eksiklikleri yaşadıkları aşikârdır.

   Geçmişte yaşayan siyasi aktörlerin bir çizgisi vardı. Nezaket sahibi idiler. Oturdukları makamın kendilerine yüklediği sorumlulukların farkında idiler. Toplumu asla kamplaştırma eğilimine gitmemişlerdi. Karşılıklı tartışma ve konuşma yeteneğine sahiptiler. Günümüzde bazı siyasilerin kullandığı teknolojik aletlerle konuşma yapmamışlardır. Her şeyden önemlisi de halkı hep kucaklamış ve onların dertlerini çözmeye odaklanmışlardı.

   Konu seçim bayraklarından nerelere kadar geldi…

Elazığ için yollara çıkan özellikle bazı siyasiler, Elazığ için neler yapacaklarının masallarını anlatmaya başlamalıdırlar. Geçmişte yapılanlar, gelecek için yapılacaklara referans olsa da, vatandaş bunları duymak istiyor. “Aynası iştir kişinin söze bakılmaz” atasözü akıllara geliyor…

“Yine de güzel bir şeyler söyle be vekilim” diyesi geliyor insanın…

Yalan da olsa söyle…

Daha yeni geldin Elazığ’a, seni 5 yıl sonra tekrar görür müyüz bilemiyorum?

Sen anlat seversin yalanı, biz dinleyelim…

Yokluğunu fazla hissetmeyelim…

   Elazığ’ın seçim bayraklarına, seçim zamanı sokaklarında gezene, sözde vaatlerle göz boyamaya kalkanlara artık tahammülü olmaması gerekiyor…

Kendi içerisinde, kendinden olan, acı tatlı gününde kendini yalnız bırakmayan insanlara nasıl oy vereceğini hep birlikte göreceğiz. İnanın sonuçları çok merak ediyorum…

Kalın sağlıcakla…