Anadolu basınının ilklerinden olan Elazığ ilimizde tam 95 yıl önce yayın hayatına başlayan TURAN Gazetesi’ni doğrusunu söylemek gerekirse yakın bir döneme kadar bilmiyordum. Cumhuriyet Halk Partisi’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Elazığ’a gittiğimde toplantı yapılacak olan otelin masalarının üzerinde TURAN Gazetesi’ni gördüm ve inceledim. Bir ilimizde böyle kaliteli bir gazetenin çıktığını öğrenince açıkçası mutlu oldum. Neden mi? Çünkü bende yerel basında yetişen bir gazeteciyim. Yozgat’ın Yerköy İlçesi’nde tek sayfalı YERKÖY Gazetesi’nde muhabirliği başladım. Muhabirlik derken öyle bilgili birikimli bir muhabirlik değil, kendi kendimize öğrendiğimiz kadarı ile haberler yazıyordum. Hayalimde hep büyük bir gazetede çalışmak vardı ve onu da sonunda gerçekleştirdim.
Kılıçdaroğlu, basın toplantısı sırasında Elazığ’da öğrencilik döneminde TURAN Gazetesi’ne şiirler ve makaleler yazıp gönderdiğini söyledi. Toplantı sonunda meslektaşlarımız fotoğraf çektirirken en sonda elimde bir TURAN Gazetesiyle ben geldim. Sonrasında ise Kılıçdaroğlu, yıllar önce şiirlerinin ve makalelerinin yayınladığı gazeteyi tuttu ve birlikte TURAN Gazetesiyle fotoğraf çektirdik. Bu fotoğraf ise SÖZCÜ Gazetesi’nde yayınlandı. İşte o günden sonra sağ olsunlar TURAN Gazetesi bana da gelmeye başladı. Birbirinden ilginç haberler, önemli yorumlar ve her şeyden önce bir önceki haberinin fikri takiplerini o konuda ne olup bittiğini yazan bir gazete olduğunu görünce daha da memnun oldum. Açıksa şunu da ifade edeyim, bazı haberlerinden yararlandığım ve bunu genel basına da taşıdığım konular olduğunu da belirtmeliyim.
TURAN Gazetesi’nin kuşaktan kuşağa gelen ve yayın hayatını sürdüren TURAN Ailesi’ne, gazeteyi yaşatan güç veren muhabir arkadaşlarıma ve değerli yazarlarına başarılar diliyorum. Türkiye’nin en eski dördüncü gazetesinin TURAN Ailesi ile birlikte daha nice yıllara ve kuşaklara taşınmasını yürekten diliyorum. Var olun, sağ olun…
