Türk Dünyasının Bacısı Ganire Paşayeva...
Ganire Paşayeva, geçtiğimiz hafta Türk Milliyetçileri tarafından en çok konuşulan isim oldu şüphesiz. Türk Dünyasının yetiştirdiği en önemli siyasetçilerinden birisiydi. Genç yaşta önemli başarılara imza atmış, Türk dünyası için önemli tespitlerde bulunmuş ve gerçekleşmesi için öncülük yapmış, dolayısıyla genç yaşta Türk Milliyetçilerinin gönüllerinde taht kurmuştu. Kırk Sekiz yıllık ömrüne hem Tıp eğitimini hem de Hukuk eğitimini sığdırıp, bu iki meslek yerine Siyaseti seçip, Türklük adına araştırmalar yapmayı tercih etmiş anaç bir kadındı Paşayeva. Anaç ama Ana değil çünkü hiç evlenmedi. Kimsenin Anası olamadı ama Türk Dünyasının bacısı, ablası olmayı başardı. Yazdıkları Şiirleri, Düşünceleri, herkesin kardeşi olmaya yetti. Hastaneye kaldırıldığı ilk andan itibaren, Sosyal medya üzerinden paylaşılan geçmiş olsun mesajları, dualar ne yazık ki iyileşmesi için yeterli olmadı. Emri hak vaki olduktan sonra, şüphesiz kendi kardeşi evladı vefat etmişçesine üzülen binlerce insan oldu. Bunların birçoğu sosyal medyaya üzerinde herhangi bir paylaşım yapma ihtiyacı bile duymadı. İçinde yaşadı acısını. Ancak Milliyetçilikle alakası olmayan birçok insan, Sosyal medya üzerinde başsağlığı mesajı yayınladılar. Eyy Paşayeva! Sen ne büyük bir insanmışsın ki Milliyetçilikle alakası olmayan insanları bile Milliyetçi yaptın. Mekânın Cennet olsun. Peygamberlere komşu olursun inşallah bacım.
BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Yüksek seçim Kurulu 2024 yerel seçim takvimini açıkladı. Buna göre seçim 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak. 1 Ocak tarihi itibariyle de takvim başlamış olacak. Belediye başkan adayları, çalışmalarına şimdiden başlamış durumdalar. Aldığımız duyumlar bir yana, aleni çalışan siyasetçiler de var. Siyasetteki ana unsurlardan birisi görev almaktır, diğeri göreve devam etmektir. Şüphesiz Mevcut Belediye başkanlarını büyük bir bölümü tekrar aday olmak ve tekrar seçilmek isteyeceklerdir. Bir kısım seçmene göre, adayın hiçbir önemi olmayıp, partinin göstereceği adaya oy vermek, asli görev gibidir. Ancak Demokrasilerde olması gereken, halkın teveccüh göstereceği isimleri aday yapmaktır. Mevcut Belediye Başkanları da, yaptığı hizmetlerle bu teveccühün devamını sağlamaya çalışırlar. Yaptıkları bu hizmetleri çeşitli yöntemlerle halka duyururlar. Yapılan hizmetler göz önündeyse zaten halk görür bunları. Ama gözle görünmeyen veya bir süre sonra unutulan hizmetleri de halka duyurmak lazım. Billboardlar, Gazeteler, Dergiler Televizyonlar, Sosyal medyaya bu hizmetleri duyurmak için kullanılan unsurlardır. Bu konu hakkında ilerleyen haftalarda eleştirilerimi yapacağım. Şimdilik Elazığ’ımızın ortak paydası, olmazsa olmazı Elazığspor’umuz hakkında bazı düşüncelerimi kaleme almak yeterli olacak. Elazığspor yıllardır bataklığa düşmüş, çırpındıkça çırpınıyor. Tam battı batıyor denilecekken, Elazığ Belediye Başkanı Sayın Şahin Şerifoğluları el atıp bataklıktan çekip alıyor. Sonra tekrar bataklığa düşüyor, bir daha çekip kurtarıyor. Asında kurtarmıyor. Sadece ölmesine engel oluyor. Ömrünü uzatıyor. Sağlıklı bir yaşam için gerekli yaşam ünitelerini sağlamadığı için, her defasında ölümle burun buruna geliyor. Ta ki bu sezon başlayana kadar...
Bu sezon başlarken Elazığspor adına gereken tedbirler alındı. Transfer tahtası açıldı. Transferler yapıldı. Zamanında Teknik direktör getirildi. Sonuç fiyasko. Şu ana kadar Lig maçlarında henüz galibiyetle tanışılmamış olmak, hatta sadece bir gol atmış olmak, üstüne bir de kupadan elenmiş olmak, sadece Teknik direktör Selahaddin Dinçel’in değil, Şahin Başkanın da koltuğunu tehlikeye sokar. Demedi demeyin...