ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Kesin tarihi bilinmemekle birlikte yüz yıl içinde günü kutlanmayan meslek dalı kaldı mı bilmiyorum. Bunlardan biri de öğretmenler günüdür. 12 Eylül darbesi ile birlikte bir general olan Hasan Sağlam’ın Millî Eğitim Bakanlığı döneminde böyle bir gün kutlanmaya başlanmıştır. Dayanak olarak da Atatürk’ün yeni harfleri kabulü ile kendisine verilen Başöğretmenlik ünvanı dır. Darbe yöneticilerin gerekçeleri arasında olan Atatürkçülük bu konuda da kendisini göstermiş ve o günden bugüne kutlanmaktadır. Her vilayetten yılın öğretmeni seçilir ve seçilenler Ankara’ya giderek en yüksek makamları ziyaret ederek ağırlanıp çeşitli hediyelerle dönmektedirler. Bu uygulama halen devam ediyor mu bilmiyorum. İllerde çeşitli etkinliklerle ve programlar icra edilirdi.

    Sonradan öğretmenlerin sendikalaşması ile her sendika alternatif kutlama faaliyeti yapmaktadırlar. Verdikleri beyanatlar bile birbirinden ayrıdır. 1739 sayılı Millî eğitim Temel Kanunu ise sadece kanun olarak durmakta olduğu açıktır. Keyfi uygulamalar millî birliğimiz için tehdit oluşturduğunu anlamamız lazımdır. Varsa kanunun eksikliklerini düzeltelim. Yoksa kanunun ruhuna uyarak geleceğimizi karartmayalım. OECD ülkeleri arasında eğitim seviyemizin halini bakanlığın sayfalarında bulmak mümkündür. Her yeni bakanın keyfine, fikrine ve şahsi hesaplarına göre eğitim politikaları dünyanın neresinde vardır?1739 saylı kanunun öğretmenlik mesleği ile ilgili hedefler esas alınmalıdır. Sadece öğretmen yetiştiren okullardan öğretmen alımı yapılmalıdır. En kolay meslek nazarı ile bakılan meslek olmaktan çıkarılmalıdır. Öğretmenlik siyasi polemik konusu istihdam kapısı olmaktan çıkarılmalıdır. Esasında öğretmenlik hayatımıza 16 Mart 1848’ de Dar’ül Muallimin okulunun açılması ile girmiştir. Uzun yıllar Muallim olarak nitelendirilmiş ve daha sonra öğretmen olarak değiştirilmiştir. Esasında Öğretmenler Günü kutlamasını bu tarihin esas alınması daha isabetli olacaktır. Ancak, ne yazık ki artık öğretmen okullarından bahsetmek mümkün değildir. Kapatıldılar. Şimdiki öğretmenler arasında ‘Öğretmenler Marşı’ nı bilip okuyan var mıdır?

    Bütçe imkânları daha öncelikli konulara aktarıldığından artarak devam eden öğretmen ihtiyacını karşılanması ötelenmektedir. Dahası maliyeti daha az olduğundan ücretli öğretmenlik tercih edilmektedir. Taşeron işçiler kadro alıyor ama ücretli öğretmen kadro alamıyor. Bir sürü garabetin biriktiği bir zaman dilimden geçiyoruz. Gelecek nesilleri yetiştirecek olan öğretmenlerimizi yetiştirecek plan ve programı niçin yapmıyoruz? Bütçe imkânlarının öğretmenler lehine işletilmediği bir dönemde öğretmenlerin mutluluğu tartışma konusudur. Bu tartışmaların daha çok devam edeceği anlaşılmaktadır.

    En sıkıntılı zamanlarda her türlü imkânsızlığın içinde gelecek nesillere canlarını feda ederek ışık olan ülkücü öğretmenlere ihtiyacımız o kadar çok ki. Bir zamanlar yoklukla savaşarak ülkenin en ücra köşelerinde görev yapanlarla terörün kör kurşunlarına göğsünü siper edenlere ihtiyacımız o kadar çok ki. Hain kurşunların hedefi olan Necmettin ve Aybüke gibi diğer bütün şehit öğretmenlerimiz gibi nice öğretmenlerimiz olduğunu biliyorum. Onlara sonsuz rahmetler diliyorum.

    Hiçbir konuda ittifak yapamadığımız bir zaman dilimi yaşıyoruz. Doğru yapılanlara da yanlış olanlara da doğru dediğimiz bu süre içinde bizi birleştirecek tek konu öğretmenliktir. Öğretmenlik mesleği konusunu önümüze koyup ele almak zorundayız. Bütün öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum.