Ödülün neden verildiğini mutlaka bir çoğumuz düşünmüşüzdür.
Hangi ödül mü?
Bunun birçok cevabı var.
En iyilere verilen ödüller. En kötülere verilen ödüller. En başarılıya veya başarısıza verilen ödüller. En güzele verilen, en çirkine verilen ödüller, vesaire…
Sayısı hakkında bir fikri olan var mı?
Bunun için Google’da bir arama yaptırdım ve net bir sonuç göremedim. Görmem de mümkün değil zaten. Çünkü bunun belirli bir sınırı yok. Ödül vermek isteyene, sen neden bu ödülü veriyorsun deme şansımız yok veya bu ödülün kime verildiğinin sorgulanma şansı neredeyse yok.
Yani benim canım bir ödül vermek istedi demen ve bu ödülü verecek maddi kaynağının olması yeterli. Mesela ben “En iyi cacık yapana ödül vereceğim” desem kim ne diyebilir bana?
İşte bu bağlamda verilen Türkiye’de bile binlerce ödül var.
Herhangi bir Kurumun kendi çalışanı veya üyelerine hatıra amaçlı verdiği Plaket tarzı ödülleri ayrı tutuyorum. Bu kişinin onurlandırılmasıyla alakalı bir uygulama. Burada ayrım yapılmadan tüm üyelere veya çalışana ödül verilir. Belirli bir kriteri yoktur.
Ama yarışma yapılıp veya belirli bir jürinin değerlendirerek sahibine verdiği ödüller ne kadar adil dağıtılıyor?
Türkiye’de adı Altın diye başlayıp sonuna çeşitli ekler alan ödüller en prestijli ödüllerdir mesela. Altın Portakal, Altın Koza, Altın Plak, Altın Örümcek bunlardan bazıları.
Dünyada bir çırpıda aklıma gelen Oscar ödülleri, Grammy ödülleri, Nobel ödülleri gibi birçok ödül vardır. Bunları veren kurumlar, kabul görmüş kurumlardır. Bunları sorgulamak, kimsenin aklından bile geçmez.
Bu ödülleri almak, ödülü alanın, unutulmazlar arasına girmesi demektir. En iyilerden olduğu anlamına gelmektedir.
Spor, Sanat, Bilim, Yayıncılık vb. alanlarda jüri değerlendirmesi sonucu verilen ödüllere itiraz belki Jüri üyelerinin tespiti konusunda yapılabilir ama bu ödülün prestijini yok etmez.
Ama bazı ödüller vardır ki var mıdır? yok mudur? anlayamazsınız. Mesela birisi çıkar, “Ben en iyi kitabı ödüllendireceğim” der ve jürisini tespit eder. Jüri değerlendirir ve en iyi kitabı ilan eder. Peki bu gerçekten en iyi kitap mıdır? En iyi kitap aslında en çok okunan kitaptır. Jürinin tespit ettiği kitabın en çok okunan kitap olma garantisi yoktur.
Mesela Başrollerinde Şener Şen ve Müjde Ar’ın oynadığı, Ertem Eğilmez’in son filmi olan Arabesk Gişe rekorları kırmasına rağmen Altın Portakal ödülüne layık görülmemişti. O yıl hangi filmin Altın Portakal aldığını hatırlayanımız çok azdır ama bu filmi herkes hatırlar.
Mesela herhangi bir kurum çıkıp En iyi Belediye Başkanı ödülünü Falanca Belediye başkanına veriyor. Peki halk ondan memnun mu? Neye ve hangi kritere bağlı olarak verildiği bilinmeyen böyle bir ödülün, sadece reklam amaçlı verildiğini anlamak, gündemi takip edenler için zor değildir. Ama dünyaya at gözlüğüyle bakanlar, reklam amaçlı ödülün doğru verildiğini düşünür. Türkiye’de reklam amaçlı birçok ödülün verildiğini bildiğimiz için, bunu kimsenin değil, herkesin üzerine alınması gerekir.
Bazı ödüller de vardır ki yaptığı bir yardım veya destekten dolayı verilir. İtiraf etmek lazım ki geçmişte aldığımız ödüllerden bazılarının bu şekilde verildiğini bildiğimiz halde nezaketen ödülü geri çevirmemişliğimiz vardır.
Dünyada verilen birçok ödül ile kabul görmesi doğru orantılıdır. Ne yazık ki bunu ülkemiz için söylemek pek mümkün görünmüyor. Geçmişte verilen bir ödülü beğenmediğim için, ödülü vereni aramış ve sebebini sormuştum. Aldığım cevap “Hocam kusura bakma seni unutmuşuz” olmuştu. Ve arkasında özrü kabahatinden büyük bir cümle kurmuştu bu şahıs. “Hocam özür diliyorum bu ödül sizin olmalıydı. Yarın ziyaret edip ödülünüzü takdim etmek istiyorum” Ödülü almayı şiddetle reddettiğim için getirememişti. Hala o koltukta oturmaya devam ediyor. Neden oturduğunun takdirini size bırakıyorum.
Sözün özü. Türkiye’de ödüller, yeteneğe, başarıya göre değil, bulunduğun konuma ve siyasi kriterlere göre verildiği için, sadece vitrinde yer işgal eder. Ödüllerin hak edene verildiğini görmek dileğiyle...