NARİN

     Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe mahallesinde 19 gündür kayıp olan Narin GÜRAN’ın cansız bedeni köyün yaklaşık bir kilometre uzağında, dere yatağında dün bulundu. Olaya ilişkin faili meçhul durum devam ederken, çok sayıda kişi gözaltına alındı. Henüz Narin’in kayıp olduğu zaman diliminde de, birçok kişi gözaltına alınmış ve sonrasında da serbest bırakılmıştı. Özellikle amcanın aracında Narin’e ait doku ve biyolojik kalıntıların olduğu bilgisi bulunsa da sonrasında serbest bırakılmıştı.

     Bu olay önceki yıllarda yurdun farklı yerlerinde faili meçhul çocuk ölümleri vakasına eklenecek bir vukuat olarak savcılığın tozlu raflarında yerini mi alacak yoksa tıpkı Hz. Ömer’in anlayışıyla, "Hz.Muhammed aleyhissalatü vesselamı, hak Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer'den sorulur! Kenar-ı Diclede bir kurt kapsa koyunu, Gelir de adl-i ilâhi Ömer'den sorar onu!" diye hareket mi edilecek?

     Memleketin birçok yerinde faili meçhul cinayetler yaşanmıştır. Görev hayatımda en büyük başarısızlığım olarak gördüğüm ve bir türlü çözemediğim bir faili meçhul cinayeti de ben 2015 yılında görev bölgemde yaşadım. Kırsal kesimde yaşanan eş zamanlı iki cinayeti çözemedik. Köyde yaşayan insanlarla bir türlü iletişim kuramadık. Herkes korku içerisinde ağızlarını bıçak açmıyor, konuşan da katkıda bulunacak bir söylemde bulunmuyordu. En ufak bilgi kırıntısını ele geçirmek için yasal bütün teknikleri kullanmış olmamıza rağmen vatandaş açık vermiyordu maalesef. Eminim ki, birileri bu işin failini bilmese de faile ulaşma konusunda bir bilgi kırıntısına sahip ancak bunu ifade etme cesaretine sahip değil. İşte en çok yorulduğum ve bir türlü çare üretemediğim konu da bu zaten.

     Dün ölüm haberiyle taziye için köyün yerleşiklerinin taziye ziyareti için gelmesi üzerine habercilerin de kayıt almasıyla şunu fark ettik ki, bir kadın kalabalığa laf atacak şekilde “yalanlarınıza devam edin” mahiyetinde bir söylemde bulundu. Yine aynı kalabalığın içerisinde muhtemelen kocası olacak bir şahıs da kadına yumruk atarak susmasını sağladı.

     Tavşantepe son verilere göre 400’ün üzerinde nüfusa sahip ve akrabalık bağlarının kuvvetli olduğu bir yerleşim yeri. Bu köyde ve bölgedeki çoğu köyde kadına yapılan muamele maalesef bu. Eğitimsiz kadınların toplumun inşasında hep zararı olacak. O kadını susturmak için yumruk atabilecek zihniyet Narinlerin ölümünün de üstünün kapanmasında katkıda bulunacak.

     Devletimizin bu cinayetin aydınlatılmasında yoğun mesai harcadığına da eminim ancak leş kargası gibi dolaşan terör örgütü mensup ve yandaşları bu durumu istismar etmeye başladı bile. Yarın konuya ilişkin, örgüt mensupları “faili bulduk ve cezasını verdik” derse, devletin varlığına bölge halkı nezdinde en büyük saldırı fırsatını yakalamış olurlar.

     Günahsız bir çocuğun katlinin hiçbir gerekçesi olamayacaktır. Ülkemde benzer eylemlere bir daha cesaret edilebilmesinin önüne geçmenin çözümü faillerin bulunup, bir an önce hükmünün verilmesidir. Bu konuda ileri bir söylemde bulunmak isterim ki, Narin’in cesedi bir çuvala sarılı vaziyette bulundu, o çuvalın kimden alındığı dahi bulunup o çuvalı verenden dahi hesap sorulmalıdır.

     Narin’in yaşamında gülücüklerine, umutlarına ve hayallerine tanık olamadık. Umarım alınacak tedbirlerle Narin’in ölümü, memleketimde yaşayan tüm çocukların gülücüklerine, hayallerine ve yarınlarına umut olması temennisiyle…