MARKA DEĞERİMİZ

Yıkmak ne kolaydır hiç düşündünüz mü? Bir bahane, birkaç iş makinası ve yıkımı kafaya koymuş bir zihniyet inanın hiçbir engel tanımaz… Yok şehrin sanayisi etkilenirmiş, yok istihdama ve şehre giren paraya olumsuz etkisi olurmuş, yok coğrafi tescilli, marka değerimiz zarar görürmüş…

Bunlar yıkım isteyen zihinler için hiç önemli değildir…  Onlar için varsa yoksa istedikleri olsun. Elazığ’ımızın yaşayabilmesi, bir köye dönüşmemesi için bir bahane veya bir sebep ortaya atarak kaç sanayi tesisi ortadan kaldırıldı…

Efendim zarar ediyor; efendim depremde binası hasar aldı; efendim şu oldu, bu oldu…

1900’lü yılların başında Elazığ’da kurulan Kumaş Fabrikası (Beş Kardeşler tarafından kurulan) zamanın en kaliteli ürünlerinin üretildiği bir fabrikaydı…

Sizce o fabrika o tarihlerden bu günlere kadar üretim yapabilse idi, bugün Elazığ tekstilde Türkiye’de bir numara, bir marka olabilirdi…

Keza aklıma gelen Çimento Fabrikasının karşısında bulunan İplik Fabrikası…

Yeni nesiller orada bir Fabrika olduğunu hayal bile edemezler…

Sivrice’de kapatılan Azot Fabrikası…

Şimdi Sivrice’ye Ceza Evi yapanlar, keşke bu bölgeye hitap eden fabrikayı ayakta tutabilselerdi…

Kaç insan ekmek yiyecekti…

Kaç insan iş bulabilecekti…

Ve en önemlisi bugün yurt dışından ithal etmek zorunda kaldığımız gübre, kendi topraklarımızda üretilecek, kendi paramız cebimizde kalacaktı…

    Bugün de tarih ne yazık ki tekerrür ediyor. 1944 yılında kurulan Elazığ Şarap Fabrikası 2004 yılında özelleştirildikten sonra üretimine devam etmekteydi…

Yapmakta olduğu üretimle gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında marka değerimiz olan tescilli Elazığ üzümünü, tüm dünyaya tüm ülkeye tanıtıyor. Fabrikada insanlar ekmek paralarını kazanırken, ilimize giren para üreticinin cebine giriyor. Bu para yine bir şekilde Elazığ ekonomisinin çarklarını çevirmeye destek oluyor.

    Az önce de yazımda bahsettiğim gibi sudan bahanelerle bir şekilde fabrikayı üretimi baltalamak isteyen zihniyet, yine sahnede. Ancak bu sefer bu konuda Elazığ, tarihinde olmadığı kadar büyük bir tepki verdi. Gerek CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, gerek Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası başkanımız, gerek Üzüm Üreticileri Birliği başkanımız ve gerekse bir kısım halk, bu kapanma hadisesine karşı olduklarını açık açık dile getirdiler. Bu Elazığ için hatırı sayılır bir gelişmedir. Elazığlı geçmişte yapamadığı, kendi sanayi kuruluşlarına sahip çıkma eylemini bu sefer dile getirmiştir. Elazığ ticaretine sahip çıkmaya başlamıştır. Elazığlı işine sahip çıkmaya başlamıştır. Elazığ ekonomisine sahip çıkmaya başlamıştır. Bu noktadan sonra yapılacak şey bu işin takibine devam etmektir. Elazığ’ın geçen yıllarda kaybettiği sanayi tesislerinde kazanabilmek için yapması gereken birlik ve beraberlik ruhunun yeniden canlandırılması, toplu hareket ederek hep birlikte kazanabilmektir.

    Marka değerimiz olan Elazığ üzümünü ve Elazığ Şarap Fabrikasını yaşatabilmek için bu konunun takipçisi olduğumuzu tekrar hatırlatmak istiyorum…