Kuruluşundan bugüne değin yazın hayatında hizmet vermiş vefat edenlere rahmet, onların açtığı yolda azimle yürüyen 3. ve 4. Kuşağa dasağlıklar ve başarılar diliyorum.
TURAN Gazetesi’nin onlarca yıllar dile getirdiği,iktidarlarca çözülememiş,kangren olmuş sorunların, bu zamana kadar %2 ya da 3'ünün halledilmiş olduğunu görmekteyiz.
Hangi sorunlar derseniz, birkaç tanesini gündeme taşımak ve okurların bilgisine sunmak benim için, Elazığım için ödevdir…
İşsizlik sorunu, en temel sorun olarak ilk sıradaki yerini koruyor.
İçme suyunun hâlâkuyu sularından temin edilmesi, AÇB (Asbestli borular)’la meskenlere taşınması sorun olarak yerini korumaktadır.
Bu yaz da Hamza Bey Barajı’ndan içme suyu gelemeyeceğinden, su kesintilerini sık sık yaşıyor olacağız.
Altyapı sorunu, kanalizasyon şebekesi büyüyen, dağılan ve yeni oluşturulan mahallelerle birlikte, arıtma tesisi yeterli olamamakta ve Keban Barajı’na kanalizasyon akmaktadır.
Bir önemli husus da Aksaray ve Kızılay Mahallelerinin ortasından geçen Şorşor Deresi’nin hâlâ daha ıslah edilemeyişi, bir başka garabet olarak yerini almaktadır.
Bir başka sorun Elazığ'ın merkezinde Aksaray ve Kızılay Mahallelerinin kesiştiği alanda 1950‘li yıllarda yapılan, bacasından salınan gazlar nedeniyle insan sağlığını, yaşayan diğer canlı türler ile tarım arazilerini tehdit eden ve kimsenin gücünün yetmediği ve kaldırılamayan bir çimento fabrikası…
Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü'nün 1960’li yıllarda Elazığ'ın Zafran Mahallesi dışında diğer bütün mahalleleri sel ve su taşkınlarından korumak amacıyla yapılan kanalın tamamı kapalı duruma getirilmiş, bu da seller oluşturarak, su baskınlarıyla mahallelerde, geniş caddelerde, iş yerlerinde yüzlerce esnafın maddi kaybına sebebiyet verdiği gibi yeni yapılan toki binalarının bodrum ve 1. Katlarında da yurttaşların mağduriyetine sebep olmuştur.
Asıl, en önemli sorunların başında 24 Ocak depremi ile Elazığ’ın üçte ikisi hasarlı ve ağır hasarlı olan binalarının ve hâlâ gün gün yıkılarak açık arsa konumuna gelen evlerinin yerine yapılacak yeni konutların maliyetinin çok yüksek olması ve halkın gücünün yetmemesi nedeniyle insanların içini acıtan manzaralar gelmektedir.
Sosyal devletin temel görevlerinden birisi yurttaşlarına barınma olanağı sağlamaktır.
Bir zamanlar Doğu'nun Paris'i diye adlandırılan Modern Elazığ’ın, mimari özelliği olmayan, üstelik Türk-İslam Mimarisi tarzına uygun olmayan binalara dönüşmesi, yurttaşlar tarafından hak edilen bir davranış biçimi olmadığı gibi şehir merkezinde yapılan binaların mimarisi ve estetik olmayan görünümüyle de büyük bir kasaba konumuna getirildiği görülmektedir.
Bu durumla, Elazığ ve Elazığlılar’ın hak etmediği bir yaşam tarzına mahkum ettirildiği görülmektedir.

Saygılarımla...

Editör: Haber Merkezi