GÜNDEM

KONTEYNER KENT’TE 3. KIŞ!

24 Ocak 2020 Depremi’nin 2. Yıl Dönümü’nde TOKİ Konutlarındaki depremzedeler hatırlandı ama Onları ziyaret eden olmadı…

Gazeteniz TURAN’ın daha önce 17 Ağustos ile 5 Ekim 2021 Tarihleri’nde 2 kez gündeme taşıdığı Konteyner Kentler’de depremin 2. Yıl Dönümü’nde 24 Ocak itibariyle 1197 depremzede barınıyor…

Kayıtlardaki 1197 Vatandaşımızın 947’si kiracı, 183’ü hak sahibi, 33’ü ise orta hasarlı konut sahibi olarak geçerken, Haziran 2022’de tahliye edileceği söylenen kiracılar hak sahipliği talep ediyorlar…


Elazığ'da 24 Ocak 2020 Tarihi’nde yaşanan 6.8 büyüklüğündeki depremin ardından yerleştirildikleri konteyner kentlerde 2 yıldır yaşamlarını sürdüren vatandaşlardan hak sahibi olanlar kurada evleri çıktıkça geçici barınma merkezlerinden ayrılırken, kiracı konumundaki depremzedelerin yanı sıra hak sahibi oldukları halde kurada evleri çıkan ama henüz anahtar teslimi yapılmamış olan vatandaşlar da 3. Kışlarını yaşadıkları konteyner kentlerde mağduriyetlerine kulak verilmesini talep ediyorlar…

TURAN 17 AĞUSTOS’TA HABER YAPMIŞTI…   
Gazeteniz TURAN, 17 Ağustos 2021 Tarihi’nde yaptığı haberde Elazığ'da; Yukarı Demirtaş Geçici Barınma Merkezi, Doğukent Geçici Barınma Merkezi, Kırklar Geçici Barınma Merkezi ve depremin merkez üssünde bulunan Sivrice Geçici Barınma Merkezi olmak üzere 4 ayrı noktada konumlandırılmış durumdaki konteyner kentlerde barınan depremzede vatandaşlarımıza aracı olarak yaşadıkları mağduriyetleri anlatmış, yetkililere çağrılarını ve taleplerini dile getirmişti.
Kendilerine tahsis edilen konteyner evlerden çıkmaları için tanınan sürenin dolmak üzere olduğunu söyleyen deprem mağduru kiracı vatandaşlar, bu konuda yetkililerden anlayış ve destek beklediklerini, tahliye edilme sıkıntısıyla karşı karşıya kaldıklarını ifâde etmişlerdi.

Öte yandan, kiracı depremzedelerin yanı sıra hak sahibi olup da kurada evleri çıkan, ama henüz anahtar teslimi yapılmamış olan vatandaşlar da TURAN’a yaptıkları açıklamalarla sorunlarını anlatmışlardı…

5 EKİM’DE TURAN’DAN BİR HABER DAHA… 
Gazeteniz TURAN, 17 Ağustos 2021 tarihli haberinden sonra 5 Ekim 2021 tarihinde bir kez daha gündeme taşıdığı Konteyner Kentlerde yaşayan depremzede vatandaşların sorunlarında aradan geçen yaklaşık 2 aylık bir süre zarfında herhangi bir iyileşme olup olmadığını öğrenmeye çalışmıştı.
AFAD Elazığ İl Müdürlüğü yetkililerinden o gün edindiğimiz bilgilere göre; 24 Ocak Elazığ Depremi’nden sonra depremzedelere teslim edilen konteyner sayısı 3 bin 906 idi ve aradan geçen 2 yıla yakın bir süreye rağmen 5 Ekim tarihi itibariyle Konteyner kentlerde 1423 Aile, toplamda 5 bin 72 kişi barınıyordu. TURAN'ın daha önce gündeme getirdiği 'kiracı depremzedeler' için AFAD’tan net bir açıklama yapılmazken; hak sahibi afetzedelerin, afet konutları kendilerine teslim edildikçe geçici barınma merkezlerinden tahliye edileceklerinin bildirilmesiyle yetinilmişti.
Öte yandan Konteyner Kent’te ziyaret ettiğimiz kiracı depremzedeler ise aradan geçen süreye rağmen akıbetlerinin belirsizliği dolayısıyla sıkıntıda olduklarını ifade etmişlerdi…

3. KIŞ’A GİRİLDİ VE 1197 DEPREMZEDE BARINIYOR…         

24 Ocak 2020 Depremi’nin üzerinden tam iki yıl geçti. Evleri hasar alan, evsiz kalan ya da gidecek yeri bulunmayan vatandaşlar için kurulan Konteyner Kentlerde; Kimi, evlerinin tamamlanmasını ve kura çekimini, ardından konut teslimini bekledi buralarda, kimi de kiracı olduğu için sadece barınma ihtiyacı dolayısıyla sığınmıştı 21 metrekarelik konteynerlere.
Depremin 2. yıl dönümü olan 24 Ocak 2022 Tarihi itibariyle edindiğimiz bilgilere göre Konteyner Kentler’de 1197 depremzede ikâmet ediyor. Kayıtlardan bildirilen verilere göre 1197 Vatandaşımızın 947’si kiracı, 183’ü hak sahibi, 33’ü ise orta hasarlı konut sahibi durumunda…

24 OCAK’TA DEPREMİN YIL DÖNÜMÜ’NDE ZİYARET EDEN OLMADI?         
24 Ocak 2020 Elazığ Depremi’nin 2. Yıl Dönümü’nde TOKİ Konutlarındaki depremzedeler hatırlanıp yetkililer tarafından evlerinde ziyaret edilirken, Onlar adeta unutuldu ve Konteyner Kent’lerde barınanları ziyaret eden herhangi bir yetkili olmadı…
Gazeteniz TURAN, sayıları önceki haberlerimize oranla azalmış da olsa Konteyner kentlerde yaşayanların durumunu gündeme getirmeye devam ediyor. İster konutlarının yapılmasını, ister kura çekimini, ister anahtar teslimini bekleyen hak sahipleri olsun, ister Haziran 2022 Tarihi’nde tahliye edileceği söylenen ve hak sahipliği talebinde bulunan kiracılar için; Nasıl geçti iki yıl?..
21 metrekarelik konteynerlerde kışın ayazını çeken, yazın kavurucu sıcağını geçirenler, işte o zorlu süreçte yaşadıklarını gazeteniz TURAN’a aynen şu ifâdelerle anlattılar…

LEYLA BARİÇ: “BİZİM GİBİ KİRACILAR NE YAPACAK, BİZE DE EV HAKKI VERİLSİN!”
‘’Deprem oldu. Kiracıydım, evimiz ağır hasar aldı. Boşalttık. Sağolsun devletimiz bizi konteyner kentlere yerleştirdi. İyi kötü sığınacak bir yer bulduk. Eşim emekli ve 3 çocuk okutuyor. Burada kalmak zorundayım. Çünkü Elazığ’da artık hiçbir şey depremden önceki gibi değil. Kiramız 500 lira idi. Şimdi bize söylediler Haziran Ayında konteynerler boşaltılacak diye. Biz zaten ev kiralayabilecek durumda olsak çıkardık. Sıkıştık kaldık burada. Sularımız dondu, kar suyunu erittiğim günler oldu. Şikâyetçi değilim. En azından başımı sokacak bir yerim var diyordum. İki yıl boyunca feryat ettik. Bizim gibi kiracılar ne yapacak? Bize de ev hakkı verilsin. Biz de karınca kararınca gücümüz yettiğince ödeyelim ev sahibi olalım. Şimdi çıksak, kiralar bin liradan aşağı değil. En son zamlarla belki maaşımız 2500 lira olacak, belki daha az olacak. Ama şu anda maaşımız bin 500 lira. Şimdi ben bu parayla nasıl geçineyim? Ev bile tutamam. Çocuklarımı nasıl okutayım? Eşim hasta. Depremden sonra eşyalarımı bir depoya koymuşlardı. Şimdi eşyalarımı fareler yemiş. Atmışlar. Çıksam eşya alacak kudretim yok. Allah yardımcımız olsun.”                                           

KÜBRA ÇELİK: “İKİ YIL EVİMİZ OLMADAN KONTEYNERLERDE YAŞAM MÜCADELESİ VERDİK”…
‘’Evimiz yıkıldı depremde. Kâbus gibi günlerdi. Allah bir daha öyle bir felaket yaşatmasın. Konteyner kentteyiz iki yıldır. Geçen ay evlerimiz yapıldı, anahtarlar teslim edildi. Havaların biraz daha düzelmesini bekliyoruz. Ama çok zordu. İki yıl evimiz olmadan konteynerlerde yaşam mücadelesi verdik. Yazın sıcaktı. Suyumuz yoktu.  Kışın soğukla mücadele ettik. Allah devletimizden razı olsun. Şikâyet etmek değil amacım. Ama zor bir iki yıl geçirdik.”

SONGÜL TEK: “3. KIŞ OLDU, ALIŞMAYA ÇALIŞIYORUZ HÂLÂ!..”   
‘’Eşimden ayrıyım. Tek başıma kalıyorum. İki yıldır buradayım. Çok çaresizlik içindeydik. Konteyner kentte yaşam kolay mı derseniz. Hayır, çok zor. Yazın sıcaklardan kavrulduk. Şimdi karakışı yaşıyoruz. 3. Kış oldu. Alışmaya çalışıyoruz hâlâ. Evim yok. Eşyam yok. Sadece bu konteyner var. Başımı sokacağım bir çatı istiyorum. Sularımız donuyor, karlar temizlenmedi. Karlarda yürümeye çalışıyoruz.  Şimdi evleri yıkılan hak sahipleri tek tek boşaltıyorlar. Genelde biz kiracılar kaldı burada. Bize de yakında boşaltılacağı söyleniyor. Çalışmıyorum. Tek başınayım. Kira ödeyecek durumum da yok. Ne yapacağım bilmiyorum. Devletimizden bu konuda çözüm üretilmesini istiyorum. Çok mağduruz.’’

“BU KADAR ZOR MU? BİZE DE HAK TANISALAR YEMEYİZ, İÇMEYİZ, ÖDERİZ!”   
İsmini vermek istemeyen başka bir depremzede de tek başına bırakıldıklarını, kaderlerine terk edildiklerini söyleyerek iki yıl süren yaşam mücadelesi içinde olduklarını söyledi. Kendisinin de kiracı olduğunu söyleyen depremzede konteynerlerde suların donduğunu ve kar suyu ile su ihtiyacını gidermek zorunda kaldığını belirterek şunları söyledi: ‘’Yazın çok sıcaktı. Sularımız zaman zaman kesiliyordu. Şimdi kışın ortasındayız. Çok soğuk. Sularımız dondu. Kar yağdı, buradaki karlar temizlenmedi.  Geçim sıkıntımız malum. Kiralar çok yüksek. Burada kalmaktan memnun değiliz elbette, ama buradan başka yere gidecek gücümüz de yok. Bizi niçin göz ardı ediyorlar, niye başınızın çaresine bakın diyorlar? Eşim günlük iş buldukça çalışıyor. Evimde yaşlı var. Şimdiden dertlenmeye başladık. Bizi çıkarırlarsa nereye gideceğiz? Çadır mı kurayım? Çoluk çocuk sersefil oluruz. Bu kadar zor mu? Bize de hak tanısalar, yemeyiz, içmeyiz, öderiz. En azından minnetsiz oturacağımız, bir göz bile olsa evimiz olsun.’’