İTTİFAKLAR ARASINA SIKIŞTIRILMAK

     Seçimler yaklaşıyor. Partiler arsında ittifak yarışı hızlanmaya başladı. Partilerin programları yerine kim kiminle ittifak yaptığına bakılarak yorumlar yapılıyor. Partilerin programları vaatleri ise kâğıt üzerinde kalacağa benziyor. Hele bir iktidar olalım sonrasına bakarız konumundadırlar. Kendi partisini istemediği ittifak içinde gören vatandaşın kafasının hayli karışık olduğunu görmek mümkündür.

     İki ittifaktan bir diğerini terör ile mesafeli olmadığını hatta terör yandaşı partinin desteğini almak için görüşme yaptığını ifade ederek bölücü terör karşıtı vatandaşın oyunu almak için yoğun bir propaganda faaliyetinde bulunmaktadırlar. Televizyon ekranlarındaki yandaşları vasıtası ile bunu açıkça beyan etmektedirler. Ancak her iki ittifakın Hizbullah veya PKK sempatizanı olan partilerin konuşulur olması bile bir terör propagandasıdır. Bunu idrak edemeyenler konuşuyor. İdrak edip bilerek konuşanlar da vardır. Döktükleri bunca masım insanın kanı üzerine siyaset yapanlar pirim verenlerin varlığı acınacak bir durumdur. Habur rezaleti, TRT ekranlarının PKK militanlarına açılması ve Hizbullah terörünün kınamayan sözde siyasi partilerin ayaklarına kadar gidilmeye mecbur olunması bir bekâ meselesidir. İki bölücü akımın ikisi de Türk ve Atatürk ile ciddi bir düşmanlığı vardır. Atatürk bu devletin kurucusudur. Türk ise bu devleti kuran halkın adıdır. Bu devlete başka bir aidiyeti ortak yapmak istemektedirler. Türkçeden başka bir dil daha bu devletin resmi dili olsun istiyorlar. Okullardan andımız kaldırıldı. Şimdi de Türk kavramı anayasadan çıkarılacak öyle mi? Bu bölücü partilerin programında vardır. Hukuken bunu söylüyor olmaları bile kapatılmalarını gerektirir ancak görünen programlarına dahi koymuşlar. Türk milliyetçilerinin eliyle Türk kimliği pazarlık konusu mu yapılıyor?

     Bu seçimin olağanüstü bir seçim olduğunu bende düşünüyorum. Partiler açısından düşünmüyorum. Terör bağlantılı bölücü sempatisi partilerin doğrudan Türk kimliğini hedef alan aleni beyanları karşısında suskun kalmak mümkün değildir. Şimdi bunların karşısında Türkiye mazide Türk, halde Türk ve atide Türk olarak kalacaktır dememek cinnet halidir. Tarih elbette bu cinnet halini yaşatanlara hesap soracaktır. İki dilli devlet mi olur? Dilimiz bizim ses bayrağımızdır. Birliğimizin sembolüdür. Bölücülerin desteğini almaya çalışanların karşılığında nasıl bir alışveriş yaptıklarını bilmek lazımdır.

    Ölümü gösterip sıtmaya rıza gösteriliyor. Son zamanlarda kısır siyasi hesaplar uğruna cepheleştirilenlerin sıtmaya razı edilmeleri nelere mal olacak daha kim bilir? Birilerini ihanetle suçlamak kolaylığı sırf politik çıkarlar yüzündendir. İhanet ile suçlamak bu kadar kolay olmamalıdır. Asıl ihanet milleti kamplara bölmektir. Türk milleti iki terör kuşağı içine hapseden ve terör sevicileri sempatik gösteren anlayış ihanet ile gösterilmelidir. Bu yoldan en kısa zamanda dönülmelidir.

     Ayrılıkçı terör siyasi uzantıları vasıtası ile milleti bölmeye Türkiye Cumhuriyeti üzerinde hak iddia etmeye kadar varan bir programı benimsemişlerdir. Bunu bilmeyen var mı? Ancak ona pirim verenlerin hali nasıl olacak? Hangi kategoride değerlendirileceklerdir?

     Bölücülüğün bu şekilde cemiyete karşı masum gösterildiğini görmemenin imkânı var mı? İttifakların her birinin destekçilerinin arasında bölücülüğün bulunuyor olması kabul edilebilir bir davranış değildir. Bundan rücu edilmelidir. Partilerin gelecek tasavvuru konuşulmalıdır. Asrın felaketin yaşayan insanımızın yaraları konuşulmalıdır. Bölücülerin parti programlarının okunduğu seçim sathi mahalinde bu garabet aşılmalıdır. Gelecek afetlere karşı nasıl tedbirler alacağız konuları konuşulmalıdır.

     Salgın hastalıktan bu yana okul yüzü görmeyen gençlerimizin eğitim eksiklikleri tamamlanmalıdır. Hiçbir partinin eğitim politikalarını kimse bilmiyor. Eğitimde dünya sıralamasının en alt seviyesinde olduğumuzu niçin konuşmuyor bunu iyileştirmenin yolunu niçin bulamıyoruz?

     Bütün fikirler konuşulabilir. Bölücülük müzakere edilemez. Bölücülerle ittifak kabul edilemez. Türkçe dışında dil de resmi dil olsun diyenlerin desteğine ihtiyaç duyanlar yarın bunlarla pazarlık yapmayacaklarını nereden biliyoruz? en kısa zamanda bu garabetten kurtulmalıyız.