HULUSİ PAŞAYI ANIYORUZ

Anmak/ veya yâd etmek, geçmişimize sıla-i rahimde bulunmaktır. Bir bakıma da, birlikte ‘tarihi tefekkür etmektir’ Allah Resul’ü (sav) buyuruyorlar; “Ölülerinizin iyiliklerini, güzelliklerini anın ve kötülüklerinden sarfı nazar edin!”

04 Temmuz 2024 Perşembe Günü,  Saat 10.00 sularında, Elâzığ Hal Köyünde, Elâzığ Manas Gönül Evi öncülüğünde güzel bir programa daha şahitlik etmekteyiz.

Elâzığ İlimizde ilk defa, bu şehrin bağrından çıkmış her bakımdan insanımızın takdir duygularını kazanmış münevver bir isim, Kor. Gen. Hulusi Sayın Paşa’mız için çok kapsamlı bir anma programı… F.Ü. İlim dünyamız ile birlikte Elâzığ Sivil Hayatında sürekli köprü görevini başarıyla üstlenen Manas Gönül Evi tarihe şerh düşüyorlar;  “Türk Ordu Geleneği ve Hulusi Sayın Paşa’mız…” konulu paneli büyük bir titizlikle, Elâzığ’ın Hal Köyünde düzenliyorlar.

Bu programa evini/ mekânını açan da, Emekli Öğretim Üyesi Dr. Ergünöz Akçora…

Sayın Ergünöz Akçora ve Şevket Özbay bizlerinde Elâzığ Atatürk Lisesinden tarih hocalarımız…

Bu gerçekten her bakımdan nezih programın oturum Başkanlığını Prof. Dr. Muhammet Beşir Aşan’ın yapacakları sohbet toplantısında konuşmacı olarak; E. Öğr. Üyesi Dr. Ergünöz Akçora,  Prof. Dr. Yavuz Haykır,  Doç. Dr. Hüsamettin Kaya, Hal Köyü Muhtarı Mehmet Duman, Şehit Kor. Gen. Hulusi Sayın Paşa’nın Oğlu Ayhan Sayın, Kız Kardeşi Naile Yalçın ve yakınları, Elâzığ Valiliği Basın Müd. Özcan Yalçın, Emekli Vali Enis Yeter…” katılıyorlar.

Fethi Ahmet Deniz ve Osman Bulut gibi sanatçılarımız, Yemen Türküsü ile birlikte Harput’un güzel eserlerini icra ediyorlar.

Manas Gönül Evi’nin emektarları/ aksaçlıları olarak da bilinen, Zekeriya Bican, Tuncer Sönmez, Hadi Önal, İlhami Bulut, Mahir Gürbüz, Bestekâr Doğan Sever, İhsan Nazik, Muammer Aksoy, M. Faik Güngör, Ziya Tunçtekin gibi beyefendiler de, ‘söz meclisine şiir ve sohbetleriyle katkıda bulunuyorlar’

Hal Köyü sakinlerinden; “Şevket Özbay, Berdan Karagöz, İlhami Arslan, Ercan Özkan, Şahin Uca, Bilgin Uca, Harun Çeçen, Nasip Çeçen, Hasip Çeçen, Ferhat Şengür, Yener Karaaslan, Mahmut Baygeldi…” gibi şahsiyetlerinden bu geniş meclisli sohbete katkıda bulunduklarını görüyoruz.

Hulusi Sayın Paşa (28.04.1926- 30.01.1991) ile bizler, Cumhuriyet Döneminin Elâzığ Şehrinin bağrından temayüz eden ‘Harput Beyefendisi…’ olarak da anılan, ‘yüksek bir ilim, irfan, ihlas sahibi insan dokusuyla…’ buluşuyoruz. O doku, Harput geleneğinden süzülerek günümüze doğru geliyor…

Elâzığ Şehri için kaleme aldığım şu mısraları sizlerle paylaşmak isterim;

“Düşünürüm, geçmişin Elazığ’ı,

Yüreği Ahi Evran, dili Yunus

İlim, irfan meclisinde azığı,

Dört yanına ışık saçan fanus!

Nerede kaldı, ak saçlı bilgeler?

Ruhumu ısıtan serin gölgeler

Destanlar burcunda, Efsane Şehir”

Efsane Şehrin, efsaneleşen ismi, Hulusi Sayın Paşa’mızı, şehadetlerinin 33 yıldönümünde yâd etmek bir bakıma, şehrin bilumum erdemli nakışlarına bir daha birlikte nüfus etmektir. Bu şehre büyük hizmetler ifa eden bir nesildi onlar… Elâzığ Şehrinin, ‘tebessüm eden yüzünde…’ bu nezih şahsiyetleri görürüz.

“Elâzığ, gönlümüzün vuslat şehri

Gazi Caddesinde erdemli yüzler,

Tevazu kanadıyla, haslet şehri

Gayreti, ufuk ötesini gözler

Omuzlar, ağır yükü; sıklet şehri

Kırık kalpleri ihya eden sözler,

Fırat’ın can damarı, hoyrat şehri

Gurbette feryat, gönül seni ister,

Sanırsın vatanımın serhat şehri

Her karışının derdi ile sızlar

Gönül Coğrafyamın derdiyle sızlar

Canlar der ki, Elazığ; Ferhat Şehri

Sevdasını gözyaşlarına gizler…”

Hulusi Sayın Paşa’nın hizmet aşkı o kadar büyük ki, “vatan sevgisi imandandır!” ilahi düsturu ruhuna işlemiştir.  Askerlik görevleri boyunca büyük bir görev aşkıyla, Anadolu Coğrafyasını adım adım dolaşmışlar, terörle mücadelede geliştirdiği stratejiler, gelecek nesiller için de bir ekol olmuştur.

Rahmetli Babamın amcası oğlu rahmetli Tümgeneral Saim Keleştemur (1927)’u da burada anmak istiyorum. Rahmetli Tüm. Gen. Saim Keleştemur’da,  Hulusi Sayın Paşa’mızın Jandarma Genel Komutanlığı görevlerini ifada yol arkadaşıdır. Saim Paşa’da, “askerlik hizmetinde büyük bir heyecanla, görev aşkıyla, bütün Türkiye’yi adım adım dolaştılar!” Hizmeti, ‘askerlik hizmetini/ vatana olan bir borç olarak bildiler…’ Bu borcun ifasını ise ibadet olarak sürekli yorumladılar. Asker Ocağını, “Peygamber Ocağı olarak yorumladılar!” O insanlar belki, ‘evlerini ihmal ettiler ama görevlerini asla ihmal etmediler…” Büyük bir disiplin sahibi insanlar olarak gördük…

Terörle mücadele de, ‘halka doğru gittiler…’ Kırsal kesimlerde, ‘eğitime büyük bir titizlikle önem verdiler…’  Gittikleri köy veya mezralarda çocukları okullara yönlendirdiler. Maddi ve manevi destekleriyle halkın sevgisini kazandılar. Bir bakıma, ‘devletle milleti buluşturdular’ Bu milletin en büyük düşmanı, ‘cehalet, yoksulluk, atalet veya miskinlikle…’ büyük bir kavga verdiler.

Hulusi Sayın Paşa’yı konuşmak, ‘ülkemde huzuru, güveni, istikrarı ve barışı konuşmaktır’

Onların, ‘terörle mücadeledeki…’  hizmetleri, gayretleri, azimleri, üstün gayret ve görev şuuru ile bugünlere geldik. Türkiye’nin artık, ‘birlik ve beraberlik, huzur ve güven, azim ve kararlılıkla, yüksek bir ahlak ve adaletle…’ gönül coğrafyamızın da, ‘sigortası olduğu…’ şuuruyla da, geleceğe dair büyük roller üstleneceğine inancımız tamdır.

Selam ve Muhabbetle