Elazığ’ın kültürünü simgeleyen tanıtımında büyük rol üstlenen Eski Aile Parkı’ndaki İlk Çayda Çıra heykeli ile İstasyon kavşağındaki “Değirmen Çekenler” heykelinin nerede olduğu merak konusu…
Merhum Nurettin ORHAN’ın oğlu, Ressam, Heykeltıraş Uygur ORHAN, heykellerin bulunup yerine konulması ve babasının ismiyle sanatının yaşatılması konularında yetkililere çağrıda bulundu...
Elazığ’ın kültürünü simgeleyen ve kentin tanıtımında büyük rol üstlenen sanat eserleri Eski Aile Parkı’ndaki “İlk Çayda Çıra” heykeli ile İstasyon kavşağındaki “Değirmen Çekenler” heykelinin akıbetleri bilinmiyor.
Elazığlı Öğretmen, Ressam, Usta Heykeltıraş Nurettin ORHAN’ın, yıllar önce Elazığ’a kazandırdığı eserleri, çevre düzenlemesi gerekçesiyle bulundukları yerden kaldırılırken, Merhum Nurettin ORHAN’ın oğlu, Ressam ve Heykeltıraş Uygur ORHAN, Gazetemiz TURAN aracılığıyla heykellerin akıbetini sordu ve babasının ismiyle sanatının yaşatılması konusunda yetkililere çağrıda bulundu…
EYÜP ÖZBAY’DAN “ESERLERİ SERGİLENMELİ” ÖNERİSİ…
Gazeteniz TURAN’ın 5 Nisan 2022 Tarihli nüshasında “BİR KONU BİR KONUK” Köşesinde kaleme aldığı “NURETTİN ORHAN’IN MİRASI” Başlıklı yazısında; Heykeltraş Nurettin ORHAN tarafından yapılan heykelleri gündeme taşıyan hemşehrimiz Eyüp ÖZBAY, yerlerinden kaldırılan iki heykelin nerede olduğunun bilinmeyişinin üzücü olduğunu belirtmiş ve önerilerini dile getirmişti.
Eyüp ÖZBAY, Nurettin ORHAN’ın Elazığ Aksaray Mahallesi’nde bizzat kendisi tarafından yapılmış olan, Kerpiç Atölye evden söz ederek, eserlerinin bir kısmının hâlâ burada olduğunu ve ailesi tarafından korunduğunu, ancak ileride ne olacağının bilinmediğini ifade ederek “Nurettin ORHAN’ın eserlerinin Elazığ’da bir müzede veya adına açılacak olan bir kültür merkezinde sergilenmesi” önerisiyle, konuyu gündeme taşımıştı…
TURAN, MERHUMUN OĞLU UYGUR ORHAN’A ULAŞTI…
Gazeteniz TURAN, Konuk Yazarımız Eyüp ÖZBAY’ın gündeme taşıdığı konu için Merhum Sanatçımız Nurettin ORHAN’ın oğlu, aynı zamanda öğrencisi de olan Eğitimci, Şair, Heykeltraş ve Ressam Uygur ORHAN’a ulaştı. Babasının mirasını Ankara’da açtığı Çıra Sanat Atölyesi’nde yaşatmakta olan Uygur ORHAN, babası tarafında yapılan iki eserin günümüze kadar geldiğini, ancak “İlk Çayda Çıra heykeli” ile “Değirmen Çekenler heykeli”nin yok olduğunu belirterek, bu eserlerin bulunarak şehrin belirli noktalarına konulmasını istedi. ORHAN ayrıca, ‘Ustam’ dediği babasının anısı için Elazığ’da Kültür ve Sanat evi yapılmasını önerdi. Merhum Nurettin ORHAN’ın Elazığ’a kazandırdığı eserler hakkında Gazeteniz TURAN’a bilgiler veren Uygur ORHAN, şunları kaydetti…
“BALAKGAZİ HEYKELİNİ YIKTIRMAK İSTEDİLER”
“Babam, Elazığ’ın kültürünü yansıtan önemli eserler yaptı. İlk çalışması Balakgazi anıtı Harput’ta bir anıt heykel olarak duruyor hâlâ. Tabii bu heykelin başına gelenler hakkında babam tarafından birinci ağızdan bilgileri aktaracağım. Parasını vermedikleri doğru. Sırtında çimento taşıyarak, Gazdamı’ndan Harput’a kadar o heykel bitsin diye uğraşmış. ‘Kılıç sol elde’ diye eleştirilmiş. Fotoğrafını gazeteye ters basıyorlar, kılıç sol elde görünüyor. Halbuki heykelde sağ elde. Sonra diyorlar ki ‘Bu heykeli yıkın. Bu olmamış.’ Babam bir sanatsal özne olarak, beğenerek o heykeli bitiriyor. Bu, Balakgazi heykelinin başına gelen olaylardan bir tanesi.”
İLK ÇAYDA ÇIRA HEYKELİ VE ÇÖPE ATILDI HABERİ!..
“Daha sonra 1960 - 1963 yıllarında bugünkü öğretmenevinin karşısında olan Aile Parkı’nda Çayda Çıra’nın heykelini yapıyor. Yani ilk Çayda Çıra’dan bahsediyorum. Meydan Larus Ansiklopedisi’nin ilk basımlarında Elazığ Maddesi’nde bu heykel simgesel olarak orada yayımlanıyor. Tabii bu heykel de hangi hükümet, hangi belediye zamanında bilmiyorum, çevre düzenlemesi bahane edilerek Yıldızbağları’nda çöplüğe atılıyor. Yüzü parçalanıyor. O belgelerimiz de elimizde. Gazeteye haber yaptık, ‘Heykel çöpe atıldı’ diye. Babam o zaman 80 yaşındaydı. İlk heykel böyle bir akıbete uğruyor.”
“HEYKELLER, ELAZIĞ KÜLTÜRÜ’NÜN BİR PARÇASI”
“Babam, halk kültürünün folklorik değerlerini evrensel düzeyde heykel sanatıyla yansıtmış ve Elazığ Halkı’na hediye etmiş diye düşünüyorum. Örneğin, Çayda Çıralar, Değirmen Çekenler heykeli, Balakgazi anıtı. Bunların hepsi halkın kültürünün bir parçası. Bir kenti kent yapan, halk kültürünü ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtmaktır. O yüzden babam, bu heykellerle kabını zorlayan bir özne olarak, bir sanatçı olarak Elazığ’a yerleşmiş ve halkına hizmet yapmış. Belediye başkanları, rektörler ön ayak olmuş. Yap demişler. Babam da karşılık beklemeden bunları halka hediye etmiş.”
“İKİNCİ ÇAYDA ÇIRA HEYKELİ’Nİ BABAMLA BİRLİKTE YAPTIK”
“1980 Yılı’nda, şimdiki Malatya yolu Fırat Üniversitesi kavşağında, ‘yeni bir heykel daha yap’ diyorlar babama. Elazığ anıtı olarak, üçlü figür olarak. Ben de bir ressam, heykeltıraş olarak, babamın çırağı olarak o heykelleri birlikte yaptık. Günümüzdeki Çayda Çıra Kavşağı’nda. Çayda Çıra halka mal olmuş, düğün konvoylarının geçtiği, ulaşımda adres noktası olan bir anıt. Yani halkla bütünleşmiş bir anıtsal heykeldir. Üçlü figürü vardır. İkili Çayda Çıra, bir de üzüm tutan kadın. Bunu, babamla birlikte yaptık. Ama yıllar sonra yine çevre düzenlemesi bahanesiyle oradan kaldırılıyor. Matkaplarla deliniyor. Karayollarının deposunda bekletiliyor.”
“HEYKELİMİZİ GERİ İSTİYORUZ DİYE, HALK HEYKEL’E SAHİP ÇIKTI!”
“Halk sahip çıkıyor ama. Bu çok güzel bir olay. Elazığ halkı ‘Heykelimizi geri istiyoruz’ diye kampanya başlatıyor. Gazetelerde, dergilerde, sosyal medyada. Çayda Çıra’ya tepkiler yükselince, ‘Heykeli yerine koyalım’ diye beni çağırdılar. Babamın öğrencisi Medayin DEMİRBAŞ, babam ve ben, ustalar yardımıyla bu heykeli orjinaline yakın şekilde restore ederek, tekrar yerine koyduk. Şu an kurtarabildiğimiz heykelimiz bir tek bu.”
“SORUYORUZ; 4 SENE OLDU, DEĞİRMEN ÇEKENLER HEYKELİ NEREDE?”
“Bir de Tren Garı karşısında, İstasyon Kavşağı’nda Değirmen Çekenler heykelimiz vardı. Yine çevre düzenlemesi, altgeçit yapımı… Biz bunu kaldıracağız dediler. Bir sanat eseri nasıl taşınır, bunun geçerli teknik bilgilerini söyledim. Ama, aradan çok zaman geçti. Alt geçit yapılalı 4 sene oldu. Soruyoruz; O heykel nerede? O heykel neredeyse bulup, yapalım. Değirmen çekenler heykeli neden önemli? İki köylü kadını, değirmen çekiyor. Kır emekçilerini anlatan, iki kadın bulgur çekiyorlar. Dayanışmayı simgeliyorlar. Bir değirmeni tek başına çekmek var, iki kişiyle çekmek var. Dayanışmayı simgeliyor. Kenarında havuz vardı, sular fışkırıyordu. Halkın estetik beğenileriyle bütünleşmişti bunlar.”
“KENTİN KÜLTÜRÜNÜ GELECEK KUŞAKLARA AKTARAN SANAT ESERLERİDİR”
“Bir kentin dokusunu yaratan, kentin kültürünü gelecek kuşaklara aktaran sanat eserleridir, tarihî eserlerdir, yapılardır. O yüzden bunları korumamız ve geliştirmemiz lazım. Biz kimseye kırgın ve küskün değiliz. Ama yeni bir çalışma başlatılırsa, ben de hazırolda bekleyen bir sanatçı olarak bunları yeniden yaparız, üretiriz ve gelecek nesillere bunlara tanıtırız. Babam, 1945 Yılı’nda Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirmiş eski bir heykeltıraş. O zamanlarda, o kültürel birikimi almış bir heykeltıraş. Şehrine yerleşmiş, Harput Kültürü’nü günümüze kadar getirmiş.”
“BU HEYKELLER PUT DEĞİL!..”
“İşte, bazı kişiler ‘put yapıyorsunuz’ diyorlar. İşte’ Balakgazi’nin kılıcı sol eldeydi.’ Böyle bir efsane yayıyorlar. Deseler ki bu çıplak bir heykeldi. Bununla suçlasanız bile, öyle bir değer bulamazsın. Bu suçlamayla da karşılamazsın. Bunları kim yaptı, soruyoruz şu an. Neden bu eserler yok edildi. Asıl Çayda Çıra heykeli 1963 Yılı’nda Aile Parkı’nda yapılmıştı. Ondan sonra Değirmen Çekenler… Bu heykellerimiz şu an kayıp.”
“BABAMIN SIRTINDAN ÇOK PARALAR KAZANILDI”
"Bu heykeller yıllarca Elazığ’ın tanıtımında yer aldı. Kartpostallar basıldı. Bu heykelleri otobüs firmalarının üstüne yapıştırıyorlar. Bunlardan yararlanıyorlar. Her yerde kullanılan bir semboldü. Babamın sırtından çok paralar kazanıldı. Babama verdikleri paranın yüzde kaçının daha fazlasını başkalarına vererek, ‘o yapamamış, gel bunun yüzünü değiştir.’ denildi. Örneğin, Değirmen Çekenler’in yüzü değiştirilmişti. En son hâline, babam ‘bu benim heykelim değil’ diyordu. Sanatçının izni olmadan bir sanat eserine dokunulabilinir mi? İzni alınmadan bir sanat eserine en ufak bir dokunuş yapılamaz. Yasalarda da bu böyledir. Ama, başka bir heykeltıraşa para vermişler, ‘Gel bunun yüzünü değiştir’ demişler. Babam o amaçla yapmamıştı ki heykeli. Sanatsal değerlerle doluydu o heykel. Biz asıl o heykelleri istiyoruz.”
YETKİLİLERE ÇAĞRI!..
“Biz diyoruz ki, iki tane heykelimiz var. Birincisi; 1963 Yılı’nda Yıldızbağları çöplüğüne atılan Aile Parkı’ndaki Çayda Çıra heykelimizi yeniden yapalım. Anısını koruyalım. İkincisi de; İstasyon Caddesi Kavşağı’ndaki Değirmen Çekenler heykelimizi başka bir yerde değerlendirelim. Biz bu heykellerimizi geri istiyoruz. Hiçbir yer yoksa, bizim bahçemiz uygun, getirsinler bizim bahçemize koysunlar. Bu bahçede babamın yaptığı kerpiçten bir atölye evi var. O atölye evinde başka sanatsal eserler de var. Getirsinler oraya koysunlar. Onlar koruyamamışsa, biz koruyabiliriz.”
“NEDEN BABAMIN ADI BİR YERDE YOK?..”
“Her yerde ünlü kişilerin adları var. Tarihe mal olmuş, halka emek vermiş, kültürel, sanatsal, mimari alanda emek vermiş kişilerin adları caddelere, sokaklara, parklara veriliyor. Neden babamın adı bir yerde yok? Ya da yaptığı eserlerin altında, kim tarafından yapıldığı, tarihi, imzası neden yok? Ben bu eserlerin yapılış tarihlerini, kim tarafından, nerede yapıldığını hepsini biliyorum. Bir devlet kurumu bunları bilmez mi? Belgeleri yok mu? Neden bir araştırmacısı yok? Çok basit bir ödenekle bunlar yapılabilir. Bunun masrafı da yok. Bunlar neden yapılmıyor, yani ihmal mi ediliyor? Diye soruyorum.”
“NURETTİN ORHAN KÜLTÜR SANAT EVİ KURULABİLİR…”
“Elazığ Kültürü’ne hizmet veren babamın anısına, kültür ve sanat evi kurulabilir. Böyle bir proje yapılabilir. Sanatçıları çağırırız. Nurettin ORHAN anısına sergiler düzenleriz. Bu kültürü yaşatmak için sanatsal değerlerle donatırız. O’nun retrospektif sergisini açarız. Bende belgeler var. Ya da başka sanatçıların da yaparız. Orası bir sanat galerisi olur. Oraya sadece adını versin, başka sanatçılar da eserlerini koyar, eserlerini sergileme imkânı bulur. Biz de geliriz orada çocuklara ders veririz. Yeni ressamlar, heykeltıraşlar yetiştiririz.”
“ELAZIĞ KÜLTÜRÜ’NÜ YANSITAN YENİ ESERLER UYGULUYORUM”
“Ben de ressam ve heykeltıraşım. Emekli Edebiyat öğretmeniyim. Ankara’da yaşıyorum. Babamın sanatsal, kültürel mirasını küçük bir atölyede sürdürüyorum. Üretiyorum. Elazığ Kültürü’nü yansıtan yeni eserler plânladım ve uyguluyorum. Örneğin Değirmen Çekenler heykelinin maketleri bende duruyor şu an. Ben, yepyeni formlarla yeniden ürettim bunları. İsteyenlerle, yetkililerle bunu konuşabiliriz. Bir kavşakta, bir yerde bunlar yeniden üretilebilir. Yeni sembolleri tekrar Elazığ’a kazandırabiliriz. Ama öncelikle eski heykelleri unutmayalım. Onların akıbetini bulalım. Sonrasında yeni heykeller yapabiliriz.”
HEYKELLER NEREDE?
Elazığlı Öğretmen, Sanatçı, Usta Heykeltıraş Merhum Nurettin ORHAN’ın yerinden kaldırılan iki eserinin akıbeti meçhûl…
Bunlar da ilginizi çekebilir