Elazığ’da 5 yıl aradan sonra 14-16 Ekim Tarihleri arasında 25.’si gerçekleştirilen Uluslararası Hazar Şiir Akşamları etkinliğini Gazeteniz TURAN’ın Yazarlarına sorduk…
25. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları etkinliğine dâir düşüncelerini anlatan TURAN Gazetesi Yazarları H. Vehbi COŞKUN, Mehmet ÇAĞLAR, Ali KOÇ, Av. Cem BAYINDIR ve Oğuzhan SARI, “25. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları”nın artıları ile eksilerini belirtirken, organizasyona ilişkin görüş ve önerilerini de dile getirdiler…
Yazarlarımızın gözlem ve düşünceleriyle, dile getirdikleri önerileri aynen şöyle…
H.VEHBİ COŞKUN; “HAZAR ŞİİR AKŞAMLARI’NA DEĞİŞMEYECEK BİR TARİH VE YER TESPİTİ ŞART!”
“Öncelikle geçmişte 24 kez düzenlenmiş olan, üstelik uluslararası düzeyde gerçekleştirilen, Cengiz AYTMATOV’un ilimize gelmesiyle dünya çapında yankı bulan bir etkinliğin, pandemiden önce 3 yıl kesintiye uğratılması gerek Elazığ, gerekse ülkemizin tanıtımının yanı sıra Türk Dünyası’yla belirli noktaya taşınmış olan kültürel ilişkilerimizin ihmâli bakımından da büyük talihsizlikti. Bu nedenle Uluslararası Hazar Şiir Akşamları’nın 5 yıl aradan sonra yeniden düzenlenmesinde çabası olan ve emeği geçen herkese teşekkür etmemiz gerek.
Ancak, 25.’si yapılan Uluslararası Hazar Şiir Akşamları’nın artılarının yanı sıra yıllardır dikkât çekmemize rağmen bir türlü giderilemeyen eksileri ve ortadan kaldırılması gereken yanlış uygulamaları da var. Hazar Şiir Akşamları’na mutlaka değişmeyecek bir tarih ve yer tespiti şart. Bu tarih katılımı artıracak, halkın katılımını sağlayacak bir zaman olmalı ve yer olarak da geçmişte olduğu gibi mutlaka adını aldığı Hazar Baba Dağı’nın eteğinde, Hazar Gölü’nün kıyısında yapılmalıdır. Söz gelimi Zafer Bayramı’nın tarihi 30 Ağustos’tur ve değişmez. Anneler Günü her yıl Mayıs Ayı’nın 2. Pazar günüdür. O halde Uluslararası Hazar Şiir Akşamları mesela 30 Mayıs, 5 Haziran gibi ya da söz gelimi her Haziran ayının 2. Haftası gibi uygun bir gün, elverişli mevsim ve hiç değişmeyecek bir zaman diliminde düzenlenmelidir.
Organizasyonu düzenleyen komite geçmişte olduğu gibi, belirlenip kamuoyuna duyurulacak kriterlere sahip olan Türk Dünyası’ndan, Türkiye’den ve Elazığ’dan eşit sayıda, ancak isim yapmış, bilinen ve ünlü şairlere davet çıkarmalıdır. Etkinlik yine geçmişte olduğu gibi mutlaka halka açılmalı. Özellikle şiir akşamları salonlarda değil Hazar Gölü’nün kıyısında protokol ve resmî davetlilerin yanı sıra vatandaşın katılabileceği bir ortamda gerçekleştirilmelidir. Diğer günlerde Elazığ’ın mahalli özelliklerinin ön plâna çıkarılacağı kültürel aktivitelerle halkın etkinliğe ilgi duyması sağlanmalıdır.”
MEHMET ÇAĞLAR; ‘’ETKİNLİK BU SENE HALK İLE BÜTÜNLEŞMEDİĞİ İÇİN TOPAL OLDU!’’
‘’5 yıl aradın sonra bu programın tekrar yapılmasından mutluyuz. Yalnız çok eski yıllarda sadece Valilik değil, bu etkinliklere sivil toplum kuruluşları da dahil olurdu. Bu sene yapılan Hazar Şiir Akşamları ise halk ile bütünleşmeden yapıldığı için tam anlamıyla olmadı. Bu etkinlikler halkı da içine almalı. Halkı içine almadığı için bence topal oldu. Gerekirse tekrar Hazar Şiir Akşamları gündeme geldiğinde tüm STK’lar ile toplantı yapılmalı ve görüşler alınmalı. Bu tür etkinlikler festival havasında geçmelidir. Çünkü bu tür etkinlikler ulusal etkinliklerdi. Bu sene geçmiş yıllara göre sönük olarak bizi üzmüş, ama yeniden başlaması bizi mutlu etmiştir. Eski görkemliliğine kavuşması ve eski içeriklerinde yapılmasını arzu ediyoruz. Bizce bu etkinliğin kapsamı çok daha geniş tutulmalıdır. Bu etkinlik hem yerel, hem de ulusal medyada ses getirmelidir. Biz bu etkinliğin yapıldığını göremedik. Bu festival çok önemli bir festivaldir, bu festivalin ülke gündemine oturması gerekir, gerekmektedir ve biz bunu arzu ediyoruz. Elazığ’ın tanıtımı için bu etkinlik son derece önemlidir.’’
ALİ KOÇ; ‘’PROGRAMIN HAZAR’DA YAPILMAMASI ADIYLA ÇELİŞKİLİ OLMUŞTUR!..’’
‘’2017 Yılı’ndan beridir yapılmayan Hazar Şiir Akşamları Programı’nın 5 yıl aradan sonra bu yıl 25.’sinin yapılmış olması memnuniyet verici olmuştur. Geçmiş yıllarda bu programın tertip komitesinde görev almış biri olarak, programın her safhasının çok ciddi çalışmaları gerektirdiğini biliyorum. Öncelikle karar veren Sayın Valimizi, Belediye Başkanımızı, Fırat Üniversitesi Rektörümüzü ve emeği geçenleri kutluyorum. Kitap Fuarı için ifâde ettiğim eksikliklerin benzerlerini Uluslararası Hazar Şiir Akşamları için de ifâde edebilirim. Elazığlı şairlere bu programda aktif görev verilmemesi büyük bir eksiklik olmuştur. Final Programı’nın adını aldığı Hazar-Sivrice’de yapılmaması programın adıyla çelişkili olmuştur. Sivrice’de programı yapacak mekân sıkıntısı da bulunmamaktadır. Yeni açılan Kültür ve Kongre Merkezi, Şiir Akşamları’na çok güzel mekân oluşturur. Hazar Şiir Akşamları Programı’nda Sivriceliler Derneği’nin, Sivrice Belediyesi’nin bulunmaması ve programın hazırlık safhasında aktif görev verilmemesi bir diğer eksikliktir. En kısa zamanda yapılacak ve önceki yıllarda tertip komitesinde bulunan şairlerin ve Sivil Toplum Kuruluşları’nında davet edileceği bir toplantı da bu yılki eksiklik ve aksaklıklar belirlenerek önümüzdeki yıla daha sağlıklı bir zemin hazırlanmalıdır.’’
CEM BAYINDIR; “BU TÜR ETKİNLİKLER HALKLA, GENİŞ KATILIMLA, DUYURU VE İSTEKLE YAPILIR!”
“Bugün Elazığ’da insanlara tek tek sorsanız halkın %99’u bu yıl bu etkinliğini yapıldığından habersizdir. Ben de yapıldıktan sonra duydum. Halktan bu derece uzak, katılımı, izleyeni az bir etkinliğe uluslararası, ulusal, yerel anlamda kimlerin katıldığı, kimlerin düzenlediği öyle gizli düzenlenmiş ki! Ne bilgi veren oldu, ne de duyuran? Sonuç olarak böyle sanatsal ve kültürel bir etkinliğin yeniden gün yüzüne çıkarılması ne denli doğru ise düzenlemenin sönüklüğü de o denli yanlış olmuştur.
Yıllardır sanat, kültür deyince bambaşka etkinliklerle oyalanan Elazığ’ın, artık kendi güçlü geçmişini, özgün zengin kültürünü, edebiyatını, müziğini, kent mimarisini anımsaması ve bu mirası sahiplenmesi, toparlanması gerekiyor. Hazar Şiir Akşamlarına davet edilen şairlerin de hiçbirini tanımıyoruz, bilmiyoruz; kitaplarından, şiirlerinden birini bile okuyan olduğunu sanmıyorum...
Tıpkı, kitap fuarındaki gibi, tek tip düşünceleri, edebiyat dünyasında adı sanı bilinmedik kişileri yazar-şair diye davet etmenin, belli düşünceleri dayatmanın bu kente yararı olmaz, olmadı, olmayacak…
Sonuçta, bu tür etkinlikler halkla, geniş katılımla, duyurularla, ciddiyetle, istekle yapılır, kendi kendimizi kandırarak, kendimiz çalıp kendimiz oynayarak değil…”
OĞUZHAN SARI; ‘’DAHA ÖNCE 24 KERE DÜZENLENEN PROGRAMA SAYGISIZLIK OLDU!’’
‘’2017 Yılı’ndan beri yapılmayan Hazar Şiir Akşamları’nın bu sene 25.’sinin yapılması beni de ziyâdesiyle mutlu etti. Fakat gerçekleştirilen Program’da birçok eksiklik vardı. Programın yanlış bir tarihte ve yanlış bir mekân da yapılması, bu programın adına yakışmadı. Bu program ilimizin en büyük turizm potansiyeline sahip olan güzide ilçemiz Sivrice’de yapılmalıydı. Bu etkinlik hem Hazar Baba Dağı’nın eteklerinde, hem de Hazar Gölü’nün kıyılarında yapılsaydı muazzam bir bütünlük oluşurdu. İkinci olarak programda çok sayıda boş koltuk vardı. Programın gerçekleştirildiği salonda koltuklar boş kalmasın diye Kaya Karakaya Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi’nden birçok öğrenci ve öğretmen 15 Ekim Cumartesi günü zorla programa getirilmiştir. Programa gelen öğrencilerin ve öğretmenlerin birçoğu ise telefon ile oynamış, programı takip etmemiştir. Bu programı kapalı salonlarda, taşımalı öğrenciler ile yapan tertip komitesi ve programı hazırlayan Elazığ Valiliği, merhum Fikret MEMİŞOĞLU, merhum Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU, merhum Cenani DÖKMECİ ve merhum İshak SUNGUROĞLU’na büyük bir haksızlık yapmıştır. Elazığ’ın merhum şairleri, değerli kalemleri bu programları geçmiş zamanlarda yapmak için büyük emekler harcamıştır. Fakat bu sene yapılan program, geçmiş zamanda yapılan tüm programlara karşı saygısızlık olarak adlandırılmalıdır. Bu tür programları hazırlayan ekipler, Elazığ’ın tüm dinamikleriyle görüşse ve fikir alsa çok daha farklı, büyük ses getiren Hazar Şiir Akşamları düzenlenebilirdi. Program’ın ulusal kanallarda, ulusal gazetelerde, sosyal medya paylaşımlarında gözükmemesi programın başarısızlığının en büyük göstergesidir. Bu tarz programları düzenleyen ekiplerden tek temennimiz oldu ve bitti ile değil, olmadan büyük ses getirdi düşüncesiyle hareket etmesidir.’’