HARP HİKÂYELERİ

NEVŞEHİRLİ KAHRAMANLAR ÜZERİNE…  

      Yeni kitap çalışmamız Nevşehir bölgesindeki Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında cephelere gitmiş, savaşlara katılmış kimileri şehit, kimileri de gazi olmuş çoğu isimsiz kahramanlardır.

     Kitap çalışması zor ve yorucu oldu. Muharebe dönemlerine dair öykü yazmak bilgi, özellikle de doğru bilgi gerektiğinden o günlerin ilk şahitlerini ve en yakın kaynak kişilerini bulmak bugün için oldukça zordur. Zira o dönemi dedelerinden duyan hemen hemen kalmadı gibi. Konuyla ilgili olarak alana inip de araştırmalarda bulunduğumuzda, o günlerin yaşanmışlığıyla ilgili bilgi sahibi olan kaynak kişilerin çok az olduğunu gördüm.

     Bir öykü yazımıyla ilgili araştırmalarda aynı ailenin farklı yaşlardaki en az 8/10 kişi ile defalarca görüşmek durumunda kaldık.

     Savaş dönemi gerçek öykülerde diğer öykülerde de elbette detaylar hikâye kurgusu için oldukça önemlidir. Bu nedenle karanlık noktaları öğrenmek ve öykülerde gerçeklik kurgusu için şehit ve gazi yakınlarıyla defalarca görüşmek durumunda kaldık. Zira elde edilen bilgilere başka bilgiler de eklemek gerektiği durumlar oldu.

    Harp Hikâyeleri Plevne Savaşına kadar varsa da Osmanlı Devleti’nin son yıllarında ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarına kadar pek çok muharebede yiğitçe savaşmış rütbeli/rütbesiz kahramanlarımız ve 1.Dünya Savaşı, Balkan Savaşları, Kafkasya, Yemen, Çanakkale, Kurtuluş savaşı... Üzerine araştırmalara yöneldik.

   Bu savaşlarda Osmanlı Devleti’nin yıkılış dönemi olmasına karşılık yine de pek çok cephede iyi mücadeleler verildiği ve savaşıldığını gördük.

    İmkanlar az ve kısıtlı, yiyecek, para, ulaşım zor ve hatta bazı yerlere ulaşım yok! Mesela Plevne Savaşı bunlardan biridir. Gazi Osman Paşa Osmanlının hataları ve yardımları zamanında ulaştıramaması 40 bin Osmanlı askerinin esir alınması ve bu askerlerimizin hastalık, yaralanma, açlık gibi durumlar nedeniyle vefat edenler olmuştur.

    Bazı cephelerde de Türk ordusunun galibiyeti vardır. Netice de topraklarımız kaybedilmiş, Balkanlardan, Kafkaslardan topraklarımıza önemli sayılarda göçler olmuştur.

  Savaşlar bir bakıma milletlerin var olma ve yok olmaları anlamına geliyor. Bu nedenle: şehitler, yaralılar, sürgünler esaretler, acılar, işgalcilerin mütecaviz saldırgan tutumları, tecavüzler, halkı aşağılayıcı alçaltıcı ve hakaretler ederek zor ki işlerde çalıştırmaları, siper kazma gibi... Ve mallarına, gıdalarına el koymaları insanların büyük acılar yaşamalarına sebep olmuştur. Elbette savaş sadece bu yönleriyle de sürmemiştir. Bir yanda vatan savunması için şehadeti göze alan kahraman askerlerimiz diğer yanda da cepheden dönen askerlerin aşağılık eşkıyalar tarafından soyulması. Kimisinin sağ salim memleketine dönmesi, kimisinin ise savaşlarda kaybolması!..

    Alana inip de edindiğimiz bilgilerden askere giden cepheden cepheye koşan düşmanlarla savaşan kahramanlar baba ocağına döndüklerinde kocaman olmuş oğluyla, kızıyla karşılaşmaları...

Anne ve babalarının eve geldiklerinde vefat ettiğini öğrenen gaziler...

Oğlu, damadı, kocası şehit olunca deliye dönen, kafası bozulan kadınlar...

Oğlunun şehit haberini alan ve ağlaya ağlaya gözünden olan bir savaş gazisi baba!

Ve daha nice yaşanmışlıklar...

NEVŞEHIR KAHRAMANLARI

*Pehlivan İbrahim diye bilinen ve oğulları cephelerde şehit olan Cumuk İbrahim,

*Kahraman Bir Ürgüplü Üsteğmen Veli Göktan Bey ve kahramanlıkları ki hatıralarının az bir kısmını da olsa kaleme alındığı görülür.

*Yine Ürgüplü kahraman Mustafa Fevzi Taşer Bey. Savaşlarda iki ayrı cephelerde esaret hayatını yaşamış, ilk esaretini kitap haline getirilmiş, hatıralarında yayınlamış ancak ikinci esaretini yazamadan hayata gözlerini kapamıştır. 1. esaretinde yani Ruslara esir düşünce yaşadıklarını kaleme almış ayni yerde esarette bulunan iki subay daha hatıralarını yazmaya fırsat bulmuşlar, bu kitaplardan sadece (Mustafa Fevzi Taşer Bey'inki hariç) Subay Arif Beyin hatıraları da araştırmamızda bize oldukça yararlı oldu. Bu kitaplardan önemli ve ibretlik başka öyküleri de okuduk ve istifade ettik.

*Ürgüplü bir başka kahraman Bekir Çavuş...   

Bekir Çavuş Kurtuluş Savaşında İngilizlerin Yunanlılara mühimmat gönderdiği treni havaya uçuran bir avuç kahramandan sadece birisidir.

*Gülşehir Karacaşarlı Kolukısa Lakaplı Ali Yemen cephesinden geldiği sırada eşkıyalar tarafından soyulup terhis belgesi elinden alınıyor köyüne yaklaştığında askerler yolunu çeviriyor ülkede seferberlik olduğundan durumunu belgelendiremediğinden Kafkas Cephesine gönderiliyor. O da başka kahramanlar gibi köyüne döndüğünde karşısında koca bir oğlu ile karşılaşıyor.

*Kavaklı Hacı Durmuş da evine geldiğinde oğlunu adeta ilk kez görenlerden biridir.

*Melevgili şehit iki askerin kahramanlıkları...

*Foliatalı Aşık Halil yazdığı şiirle Sultan Reşat'tan ödül alan savaşın kahramanlarından...

*Çakıroğulları bu kitapta yer almasaydı muhakkak kitap eksik kalacaktı; iki cepheye giden kardeşler: 4 kardeş ve bir yeğenin şehadetleri...

*Savaşta Yunan askerlerine esir düşen istihbaratçı Mehmet Çavuşun öyküsü.

*Biri Yemen de biri de Çanakkale'de şehit düşen Oğlu ve damadının haberini alınca aklını yitiren bir ana...

*Oğlunun şehit haberini alan Kavaklı bir ananın öyküsü...

*Cepheden dönen Ürgüplü Şeker Ahmet'in öyküsü. Şeker Ahmet'i de memleketine dönüşte eşkıyalar soyuyor...

Ve daha niceleri...

    Kitap yorucu, zahmetli ve günlerce süren bir çalışmanın sonucu olarak nihayet sona erdi. İnşallah baskıya girecek. Bu kitabın da devamı gelir ümidindeyim. Bu biraz da kitabın okunmasına, değerlendirilmesine ve beğenilmesine bağlıdır.

     Tarihini, atalarını bilmeyen, öğrenemeyen nesillerden fazla bir şeyler beklenilemez. Bu öykü kitabıyla Milli şuura bir nebze de olsa katkı sunabildiysem kendi mutlu hissedeceğim. Kitap çıktığında yeni duygu ve fikirler ile tekrar buluşmak dileğiyle...