31 Mart 2024 seçimlerine artık sayılı günler kaldı. Bu kapsamda Elazığ’daki partilerin ve adayların yönetimi aldıklarında nasıl bir yönetim anlayışı izleyecekleri, hangi proje ve hizmetlere ağırlık vereceklerinin çerçeveleri de neredeyse çizildi.
Elazığ’da ilk seçildiği gün mazbatasını alıp hemen şehre hizmet için farkını ortaya koyan Gürsel EROL, kimi zaman bir genç kadar enerjik bir şekilde Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de kapı kapı dolanarak şehre yatırım kazandırdı, kimi zaman Elazığ’ın o eski özlenen babayiğit siyasileri gibi Cumhurbaşkanını telefonla arayarak şehrin mağdur olacağı konulara çözüm üretti kimi zaman da bu şehrin sesi ve nefesi olarak Elazığlı mağdurların sorunlarını TBMM’ye taşıdı. Bu aşk ve gayret dolu hizmet sürecinin ardından Elazığ’da yanlış ve hatalı gittiklerine inandıkları yerel yönetimi de alabilmek kadına kolları sıvayan EROLl’un bu çabasıyla son düzlüğe girerken CHP iddiasını artırarak yoluna devam ediyor.
Bu kapsamda Elazığ’da bir ilki gerçekleştiren Erol, şehri karış karış gezen, herkese dokunan, en kısık sesi bile duyan siyasi tecrübesi ve deneyimlerini de kullanarak kendi sorup kendisinin cevapladığı ve Elazığ’a sosyal belediyeciliğin ne olduğunu, kendilerinin diğer adaylardan nasıl ayrıştığına dair önemli söylemler içeren bir mektubu basın aracılığıyla Elazığlılara duyurdu.
İşte Milletvekili EROL’un soruları ve o sorulara verdiği yanıtlar:
GERÇEK MİLLİYETÇİLİK NEDİR?
-Milliyetçilik ülke sınırları içerisinde hatta dünyanın neresine gidersen git Türkiye’mizin değerlerini, inançlarını koruyup bunun aksine olan durumlara tepki verebilmektir. Karşında NATO da olsa İsveç de olsa terör örgütleri de olsa bunu yapabilmektedir. Mesela ben kutsal değerlerimizi ayaklar altına alan İsveç’in NATO’ya katılımına hayır dedim. Terör bildirisine bireysel olarak imzamı attım. Tunceli’deki belediye başkan adayının “kürdistan” söylemine tepki verdim. Geçmişte de Tunceli’de Milletvekili olmama rağmen terör örgütleriyle mücadele ettim. Onlara karşı yürüdüm. İşte gerçek milliyetçilik budur. Her koşulda her yerde Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine, bu ülkenin değerlerine ve inançlarına sahip çıkmaktır. Elaığ sokaklarında milliyetçiliğini yap. Ne derler, kendi kendine çal oyna ama Tunceli'de böyle bir sorun çıktığı zaman bunun karşısında bir tepki koyabilmek gerçek anlamda milliyetçilik olur.
YEREL YÖNETİMLERİN İKTİDAR PARTİSİNDEN OLMASI GERÇEKTEN BİR FAYDA SAĞLAR MI?
-Sevgili Hemşehrim, Sayın Cumhurbaşkanımız Hatay'da ne dedi? "Eğer size hizmet gelmesini istiyorsanız iktidar partisine belediyeyi verin" dedi değil mi? Elazığ'daki belediye, iktidar Partisi'nin belediyesi değil mi? Evet ama iktidar partisinin belediyesi olmanın bir avantajını yaşamış mı şimdiye kadar? İşte elektrik faturasını borçlanarak ödüyor. ELBÜS alınıyor, altyapı yapılıyor hepsi borçlanarak yapılıyor. Bu doğaldır. Ben bunun için söylemiyorum, bir fark yaratmak için söylüyorum. Ama CHP'li belediyeler bir fark oluşturuyor. Sayın İmamoğlu açıkladı. Elazığ KDV dahil 600 milyon TL'lik bir okul yaptırılıyor. Sayın Mansur Yavaş Elazığ’da okul yaptırıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi okul yaptırıyor. Ayrıca bunlar hibe ile yapılıyor. Aynı zamanda bunlar belediyecilik hizmeti içerisinde olan yatırımlar da değil. Depremden kaynaklı bu şehrin eğitim hayatına katkı vermek anlamında yapılıyor. Biz Elazığ'ı borçlandırarak değil, tam tersine Avrupa Birliği'nin hibelerini ve fonlarını kullanarak hizmet edeceğiz.
CHP’Lİ BELEDİYELERİN ELAZIĞ’A DESTEK OLABİLECEK GÜCÜ VAR MI?
-Elazığ’daki tüm hemşehrilerimiz bilir ki biz verdiğimiz sözü tutarız. Tuttuğumuzu koparırız. Bizim belediyelerimizin imkanlarını kullanarak bu şehre hizmet getireceğiz diyorsak getiririz. İki büyük şehrimizin Belediyesi bizlere destek videosu gönderdiler. Aslında 3 olacaktı ama İzmir'de bir aday değişikliği yaşandı. Şu anda mevcut aday da Elazığlı bir hemşehrimiz. Onu da seçildikten sonra Elazığ'a getireceğiz. Şimdi Türkiye'nin iki en büyük belediyesi ve bunlar özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçe olarak kabinedeki 10 bakanlığın bütçesine eşit bütçeye sahip. Bu iki büyük şehrin belediye başkanları ne diyor? "Bütün teknik kadrolu kadrolarımızı ve belediye imkanlarımızı Elazığ için seferber edeceğiz" diyorlar. Seçim öncesi Elazığ kamuoyuna söz veriyorlar. Ve bunu bir borçlanma ya da Elazığ Belediyesi'ni külfete sokacak biçimde söylemiyorlar. Tam tersine o belediyelerin teknik kadrolarını, bütçelerini ve imkanlarını en az için seferber edeceğiz.
SOSYAL BELEDİYECİLİK ELAZIĞ’DA KARŞILIK BULDU MU?
-Geçen seçimde sosyal belediyeciliği kimse ağzına almazdı ve bilmezdi. Geçmiş seçimlerde hiçbir belediye başkanı adayının ağzından sosyal belediyeciliğe dair bir şey duydunuz mu? Mesela bundan birkaç gün önce mevcut belediye başkanımız Şahin Bey, sosyal belediyecilikten bahsetti. MHP adayı değerli hocam çok sevdiğim isim Murat Bey sosyal belediyecilikten bahsetti. Biz ilk günden beri Elazığ'da Cumhuriyet tarihinden, Çok partili sisteme geçildiğinden beridir CHP'li bir belediye ile tanışmamış. Sosyal belediyeciliği bu şehirle tanıştırmak istiyoruz dedik ve anlattık. Belediye bütçesinin nasıl planlanacağını, sosyal belediyeciliğin insan odaklı çevre duyarlılığına göre neler yapabileceğini anlattık. Bu anlatımların sonunda gördük ki adaylar sosyal belediyeciliği hem söylemleri ile hem de projeleriyle ön plana çıkarıyorlar. Demek ki biz bir şeyi başarmışız, sokağı bunu anlatmışız ve diğer belediye başkan adayları da sosyal belediyecilikle ilgili söylemlerde bulunuyor.
ELEŞTİRİ YAPIYORUZ EVET AMA KAMPANYAMIZ NEDEN TAMAMEN ELEŞTİRİ ÜZERİNE KURULU DEĞİL?
-Elazığ’da bir birimizi eleştirerek bir kampanya yürütürsek şehir bizim ne dediğimizi, bu şehre ne katmak istediğimizi anlayamaz, kimim daha baskın çıktığı ile ilgili bir kanaat oluşturmaya çalışır. Ancak her aday kendi belediyecilik anlayışını ortaya koysa daha iyi anlaşılır.
CHP’NİN SADECE SOSYAL PROJELERİ Mİ VAR?
-Bu seçimde görüyoruz ki hem sosyal belediyecilik projeleri hem de alt ve üstyapı ile ilgili projeler birbirine karıştı. İnsanların sosyal belediyeciliği kabul etmesi ve her adayın bununla ilgili söylem geliştirmesi çok güzel bir şey. Mesela halk ekmek fabrikasının kurulmasıyla ilgili her aday bir söylem geliştirdi. Kim kazanırsa kazansın Elazığ’da bir halk ekmek fabrikası kurulacak olması vatandaşın yararına bir durum. Ama dediğim gibi diğer adaylar kazanırsa bunu belediyeyi borçlandırarak yaptıracak. Biz ise mesela İstanbul Büyükşehir Belediye’sine yaptırarak hem hizmet kazandıracağız hem de belediyeyi borçlandırmamış olacağız. Aradaki fark bu. Diğer tüm projelerde de durum bu. Diğer partiler böyle bir kaynağı kullanamayacağı için biz hizmet ve projelerimizi belediyeyi borçlandırmadan yapmış olacağız.
NEDEN KREŞLER BU KADAR ÖNEMLİ?
-Elazığ’da en önemli sorun kreş. Anneleri çalışan veya çalışmayan her annenin sorunu bu. Elazığ’da çocukları kendi anneleri değil anneanneleri yetiştiriyor. Bu çocuk okul öncesi eğitimi doğru alamıyor. Sosyalleşemiyor.
NEDEN CHP’YE OY VERİLMELİ?
-Bizim avantajımız şu: Elazığ’a hizmet etmek anlamında herkesin bir projesi olabilir ama onlar borçlanarak biz hibe ile yapacağız. Kendi bütçemizi de emeklilerimize, sosyal projelerimize, daha doğru yatırımlara aktaracağız. Elazığ’da gerçek alternatif biziz. Bir avantajımız daha var. Avrupa’daki birçok ülkenin yönetimi ve uluslararası fonların başında bulunan isimler hep sosyal demokratlar. Yani biz hibeleri de Elazığ’a getirebiliriz. Burada avantaj biziz. Elazığ’da CHP’li bir belediye olursa Türkiye’deki tüm imkanları buraya seferber ettiririz. Elazığ’da borçlanmadan hizmet yapacağız. Borçlanarak herkes her şeyi yapar.
GÜRSEL EROL’A YEREL YÖNETİMLER KONUSUNDA DA GÜVENEBİLİR MİYİZ?
-Cumhurbaşkanı, bakanlar ve bürokrasi düzeyindeki ikili ilişkilerimi de Elazığ için kullanacağım. Bunu iddia ile söylüyorum bizim haricimizde ne Elazığ Milletvekilleri ne de seçilen belediye başkanı Cumhurbaşkanına ulaşamaz ama ben ulaşırım. Ben tuttuğu koparırım. Hem Sayın Cumhurbaşkanından hem bakanlardan hem Avrupa Birliği fonlarından hem de CHP’li belediyelerden alırım. Siyaset bir iddia yaratmaktır. Bir seçime gidiyoruz. Ak Parti ve MHP’nin büyük şehir belediye başkanları da bir video çeksinler ve Elazığ’da tüm imkanları seferber edeceğiz desinler.
İSTER SOSYAL DEMOKRAT İSTER MUHAFAZAKAR İSTER MİLLİYETÇİ OLSUN HER KESİMDEN İNSAN NEDEN CHP’YE OY VERMELİ?
-Kim ne derse desin Elazığ’da biz ikinci partiyiz. Ben sokağı da görüyorum, anket sonuçlarına da bakıyorum, 2023 seçim sonuçlarını da biliyorum. Biz ikinci partiyiz. Bugünkü yönetimden rahatsızsanız ve değişim istiyorsanız tek adres CHP’dir. Aradaki makas daraldı, farkı kapatabiliyoruz. Bize Yeniden Refah Partisi’nden, ülkücü kesimlerden, muhafazakarlardan gelecek oylarla bu farkı kapatabiliyoruz. Bu doğrultuda değişim isteyenler bize destek verirse Elazığ’da Ak Parti’nin elinden belediyeyi alıp sosyal belediyeciliği getirebiliriz. Milletvekilliğimizde mahcup olmadığımız gibi belediyede de mahcup olmayacağız.''