GÜNDEM

GÜRSEL EROL, DEDESİ DİYAP AĞA’NIN LOZAN KONUŞMASINI PAYLAŞTI

EROL, Lozan Barış Antlaşmasının yıl dönümünde 1. Meclis’in Dersim Milletvekili dedesi Diyab Ağa’nın Lozan Antlaşması’nın görüşmeleri öncesinde 3 Kasım 1922 tarihli TBMM’de yapmış olduğu konuşmayı paylaştı...

Cumhuriyet Halk Partisi Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Lozan Barış Antlaşmasının yıl dönümünde 1. Meclis’in Dersim Milletvekili dedesi Diyab Ağa’nın Lozan Antlaşması’nın görüşmeleri öncesinde 3 Kasım 1922 tarihli TBMM’de yapmış olduğu konuşmayı paylaştı.

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Lozan Barış Antlaşmasının yıldönümü dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Erol, 28 Ekim 1922’de  İtilaf Devletleri görüşmelerde ikilik yaratmak için İstanbul Hükümetini ve Milli Mücadele’yi zaferle taçlandırmış TBMM Hükümetini aynı anda davet ettiklerini, Mustafa Kemal Atatürk’ün de bunu görüp, ikiliği ortadan kaldırmak için 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırdığını ve resmi olarak tek devlet TBMM Hükümeti’nin kaldığını ve Lozan görüşmelerine TBMM heyetinin katıldığını  vurguladı. Erol, Diyab Ağa’nın konuşmasının tarih itibari ile çok önemli olduğunu ifade etti. 
1. Meclis Dersim Milletvekili Diyab Ağa’nın 3 Kasım 1922’de yaptığı konuşma ise  şöyle:
 ‘’Efendiler kusura bakmayınız ben ihtiyarım. Hepimiz biliyoruz ki ve söylüyoruz ki dinimiz, diyanetimiz, aslımız ve neslimiz hep birdir. Bizim içimizde ayrılık, gayrdık yoktur, ismimiz de, dinimiz de, Alîahımız da birdir. Ağzımıza gelen de budur. Ne diyeyim efendim? Hepinize söz söylemek için ben takat getiremem. Hepimizin halimize göre söyliyecek sözlerimiz vardır. Hele bu haller bertaraf olsun.
Bir kere bu haller bertaraf olsun, Allah da hepimizin hallerine yardım eder. Allah doğrunun
muinidir. Bendeniz ihtiyarım kusuruma bakmayınız halimize göre sözlerimiz vardır. Allah muinleri olsun. Hangisini münasip görmüş ise öyle etsin. Haındolsun gidenler dinini, diyanetini bilir
adamlardır. Heyet içinde bulunanlar, zannederim, kendi dinine, diyanetine hiyanet etmek istemez. Hepimiz biriz. Ne Türklük, ne Kürtlük davası vardır. Hep biriz, kardeşiz. Bir kişinin beş on oğlu olur.
Biri Hasan, biri Ahmed, biri Hüseyin, biri Mehmed isimli olabilir. Fakat hep bir insandırlar.
Biz de öyleyiz. Yoksa ayrı, gayrımız yoktur. İsmimiz Hüseyin, Mehmed. Hepsi bir ananın, bir
Babanın oğludurlar. Dinieri, diyanetleri, kabileleri birdir. Ama düşmanlar bizi
birbirimize sardırmak için tuzaklar kuruyorlar. Sen söylesin, ben böyleyim, filan diye hile yapıyorlar. Bunda ne fayda var? Ne kadar ileri giderse o kadar iyidir. Birbirimizle iftihar ederiz. Biz
bir kardeşiz. Bizim dinimiz, diyanetimiz birdir. Bazıları bilmiyorlar, birçok şeyler söylüyorlar
ama onlar bilmiyorlar, öyle değildir. Lâ İlahe illallah Muhammed Resulullah işte bu.’’