Geçtiğimiz yerel seçimler öncesi” Gönül Belediyeciliği” diye kulağa hoş gelen bir tabir geliştirildi. Kampanyalar bu çerçevede yürütüldü ve insana dokunan söylemlerle hizmetin bu bakış açısıyla icra edileceği her kesime anlatıldı. Gelelim Elazığ’a. Şehrimizde de bu durum fazlasıyla gündeme geldi. Vaatler, projeler, söylemler, vizyonlar gönül üzerine kuruldu. Somut organizasyonlar, ekonomik yatırım ve yapılacaklar gönlümüze dokundu. Aylar sonra tekrar yerel seçim maratonu başlıyor. Bakacağız artık tekrar gönlümüzü açmamıza gerek kalacak mı?
Seçime aylar kala bu süreçte ilimizde yapılanları şöyle bir ele alalım. Gönlü rahat olanlar ayrı bir keyifle okusun tabi. Neler yapıldı peki.
Hatırlayabildiklerim; parklar, altyapı başlangıcı, süslü birkaç bina, müze, yollar ve yine parklar bahçeler. Tabi bunlar yerel yönetim bünyesinde. Nasıl yapıldıkları apayrı bir konu.
Yatırım ekonomisinde, dünyanın neresinde rastlanır bilmem, biz üstleri satıp altları yapmaya başladık, o parayla. Ay olmuyor ki belediyemiz tarafından satışa çıkarılan arsaları görmeyelim. Onlarca, belki yüzlerce arsa satıldı. Parayı bulup bu satışlardan park yapmak, süslü bina yapmak kolay tabi. Ayrıca prestij olarak gördüğümüz villa işine başladık bu arada.
Gelelim meselemize. Tüm bunlarda gönül tamam ama akıl nerede? Bilim nerede? Açılmamış sokakla, içme suları, Harput’a kazandırılması gereken vizyon, turizm şehri hedefi, temizlik ve hijyen, teknolojik üretim destekleri, eğitim faaliyetleri, esnafların sıkıntıları, tanıtım ve coğrafi ürün planlaması ve daha fazlası. Her şey bekliyor. Biz gönlümüzü açtık bekliyoruz. Sizde azıcık kafa yorup akılcı olursanız olacak bu iş…
Gönlünüze de aklınıza da talibiz, birini yapıp diğerini esirgemeyin bizden.