FUTBOL VE GERÇEKLER

    Şampiyonluk adaylarından biri olan Serik Belediye Spor deplasmanından eli boş döndük. Evet gruptaki takiplerimizden biri olan bir takıma daha yenildik ve büyük bir yara aldık. Ligin tepesinde olan 3 takıma da yenildik ve nispeten bizden çok daha zayıf olan 3 diğer rakibimiz ile de berabere kaldık. Liderden 9 puan gerideyiz ancak oynanmamış tam 21 maç var. Şimdi bu durumda bizler şapkamızı çıkartıp, nerede ne hata yaptık, neleri eksik yapıyoruz diye mi düşünelim? Yoksa önümüze geleni acımasızca yerden yere vurup; yönetim istifa, Bülent Hoca istifa, formsuz oyuncular kadro dışı mı diyelim? Tabiki aklı selim olacağız, tabiki sabırlı ve inançlı olacağız. Çünkü bu takım bizim ve biz, nerelerden geldiğimizi asla unutmayacağız. Futbolda her zaman her şey olur, kimin kimi ne zaman yeneceği asla belli olmaz. Bir takım sezon boyunca sürekli maç kazanamaz, oyuncular tüm sezon boyunca sürekli formda olamaz. Düşüşler olacaktır, puan kayıpları olacaktır. Bunlar bardağın dolu tarafı ve biz asla bu taraftan bakmaktan vazgeçmeyeceğiz.
    Gelelim haftalardır neden başarısız oluyoruz konusuna. İlk yenilgimizi Menemen Spor’a karşı kendi sahamızda aldık ve bu maçtan sonra takımımızda düşüş başladı. Gerek mental olarak gerekse de fiziksel olarak ciddi bir çöküş görüyorum. Tüm takım fiziksel anlamda sürantrane olmuş, rakiplerimiz sahada bizden daha diri ve istekli. Mental olarak konsantre olamayan oyuncularımız dirençli takımlara karşı maalesef çok zorlanıyor. Şu bir gerçek ki forvet hattında ve kalede bu takımı şampiyonluğa taşıyacak kalitede oyuncular transfer edilemedi. Bu konuda tüm Elazığ hem fikir. Geri kalan oyuncu grubumuz da yukarıda belirttiğim sebeplerden dolayı formsuz olunca düşüş kaçınılmaz oldu. Şampiyonluğa oynayan bir takımda iki tane santrafor çok az, üstelik bir tanesi devşirme santrafor. Muhammet ve Melih dışında mutlaka bir tane daha santraforumuz olmalıydı. Yusuf bile kanat oyuncusu iken mecburen santrafor oynatıyoruz. Bu takımda Beykan’a alternatif oyuncu yok ve takımın her oyuncusu bu oyuncunun ayağına bakıyor. Kadro mühendisliğinde eksik kısımların olduğu tartışılmaz.
    Geçen hafta köşe yazımda “takımı toparla hocam“ diye attığım başlıkta da belirttiğim gibi Hocamızın takımı mental anlamda toparlaması gerektiğinden bahsetmiştim ama ne yazık ki bu hafta da Bülent Hoca’yı formsuz gördük. Nitekim maçın ikinci yarısında sahada yokları oynayan Maksut ve Beykan’ın performanslarını görememek ciddi bir eksiklikti. Sol kanatta rakibi karşısında etkili olamayan Beykan’ı en uca forvete çeken Bülent Hoca eminim Beykan’ın ne kadar bitik olduğunu farketmiştir. Mikail’in ikili mücadelelerdeki kayıpları Maksut’un sorumluluk almaktan kaçınması ile oluşan bir durumdu. Mikail kaptan olarak sorumluluk alarak adam eksiltmeye çalışarak oyun kurmaya çalıştı. Takımın en dinamik ismi Yağızcan’ı oyundan alarak da başka bir hata yaptı hocamız. Yenik durumdayken Muhammet yerine yine Alpay’ı tercih eden Bülent Hoca kime mesaj veriyor anlamış değilim. Zira Alpay sadece uzun boylu olması ile o mevkide başarılı olamayacağını yaptıkları ve yapamadıkları ile kaç maç gösterdi bizlere. 13 maçlık periyotta hala bazı oyuncuları ilk 11’de oynatmaya güvenememek yada en azından 45 dakika oynatamamak, bu oyuncuların transfer edilmesinin anlamsızlığını gösteriyor.
    Bu takımın mental olarak güçlenmesi gerekiyor. Fiziksel olarak biraz daha fazla çalışması gerekiyor. Kenetlelen oyuncu grubu taraftarını tekrardan kazanabilir. Ayrıca devre arasına kadar ciddi bir çıkış yakalanamaz ise bu takımın formasını kaybedebileceklerini de düşünmeleri gerekiyor.