FIRAT KENARINDA AHMET YESEVİ

Ahmet Yesevi, 12. yüzyılda Orta Asya’da yetişmiş büyük bir mutasavvıf ve halk şairidir. Türk-İslam dünyasında derin izler bırakan Yesevi, hikmetleriyle hem İslam’ın öğretilerini sade bir dille insanlara ulaştırmış hem de tasavvufi düşüncenin köklerini Anadolu’ya kadar taşımıştır. Anadolu insanının Ahmet Yesevi’ye duyduğu sevgi ve bağlılık, onun manevi mirasının burada nasıl derin bir etkisi olduğunu göstermektedir. Ahmet Yesevi’nin öğretisi, sevgi, hoşgörü ve alçakgönüllülük temelleri üzerine kuruludur. Bu değerler, Anadolu’nun bin yıllık kültürel dokusuna çok uygun düşmüştür. Yesevi’nin “hikmet” adı verilen öğütleri ve şiirleri, halk arasında kolayca benimsenmiş ve Anadolu’ya göç eden dervişler aracılığıyla geniş kitlelere ulaşmıştır. Özellikle Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre gibi Anadolu’nun diğer büyük mutasavvıfları üzerinde Ahmet Yesevi’nin etkisi büyüktür.

Anadolu insanı, Yesevi’nin öğretilerinde kendisini bulmuştur. Onun sade dili, dinin sadece ritüellerden ibaret olmadığını, ahlak ve insan sevgisiyle anlam kazandığını öğretmiştir. Ahmet Yesevi, insanın yaratıcısına olan sevgisini, diğer insanlara iyilikle yaklaşarak göstermesi gerektiğini vurgulamış; bu da Anadolu’nun farklı kültürlerden gelen insanlarını bir arada tutan bir harç olmuştur. Ahmet Yesevi sevgisi, sadece manevi bir bağlılık değil, aynı zamanda kültürel bir miras olarak da yaşatılmaktadır. Anadolu insanı, Yesevi’nin öğretilerini türkü, ilahi ve menkıbelerde yaşatmış, onun adını saygıyla anmaya devam etmiştir. Hatta günümüzde, Anadolu’nun birçok köyünde ve kasabasında Yesevi’nin hatırasını yaşatan dergâhlar ve türbeler bulunmaktadır.

İşte bu Yesevi ekolünün yaşatıldığı mekânlardan biri de Baskil ilçesine bağlı Şeyh Hasan köyüdür. Rivayete göre Yesevi’nin Anadolu’ya gönderdiği binlerce eren, pir ve hak dostu tam da Fırat Nehri kenarındaki Şeyh Hasan köyüne yerleşmiştir. Şeyh Hasan köyünün kurucusu olarak kabul edilen Şeyh Ahmet Yesevi Tavil Hazretleri’nin, Orta Asya’daki Hoca Ahmet Yesevi’nin öz yeğeni olduğuna inanılmaktadır. Bu durumdan dolayı Şeyh Hasan köyünde Yesevi sevgisi bir başkadır. Şeyh Hasanlılar, Yesevi’yi her dem anmış, yaşatmış; hatta çocuklarına Ahmet Yesevi ismini vermişlerdir. Ayrıca Şeyh Hasan köyünde Ahmet Yesevi sevgisine dair şiirler, nefesler ve deyişler yazılmıştır.

Teslim Abdal’ın yazmış olduğu o eşsiz “Fırat Kenarında Ahmet Yesevi” şiiri:

‘’Kendinin olanı görür gözedir

Fırat kenarında Ahmet Yesevi

Koç koyun kurbanlar boynun uzadır

Fırat kenarında Ahmet Yesevi

Işığında ulu divan kurulur

Kurulur da can başlanır durulur

Cümlenin kısmeti anda verilir

Fırat kenarında Ahmet Yesevi

 

Karşısında Hasan Dede ocağı

Gülhenk çeker evliyanın gerçeği

Cenneti alanın yeşil çiçeği

Fırat kenarında Ahmet Yesevi

Alimallah bezirgan şahlar şahısın

Şah ulu bezirgan şahlar şahısın

Müminin müslimin kıblegahısın

Fırat kenarında Ahmet Yesevi

Teslim Abdal şar şehrinin kumaşı

Deryadan denizden aştık der coşu

Doksan bin Horasan pirinin başı

Fırat kenarında Ahmet Yesevi’’

Ayrıca, Şeyh Hasan köyündeki tarihi mezarlığın adı “Hoca Ahmet Yesevi Mezarlığı”dır. Bu mezarlıkta, 800 yıllık tarihi geçmişi bulunan türbede “Piri Horasan Ahmet Yesevi ruhuna Fatiha” ibaresi yazmaktadır. Yine aynı mezarlıkta Hoca Ahmet Yesevi’nin eşi Gevher adına ayrı bir mezar bulunmaktadır. Mezarlığın hemen altında yedi mezar yan yana olup, üzerlerinde “Hoca Ahmet Yesevi’nin yedi muratsız oğlu” şeklinde yazmaktadır.

1902 Şeyh Hasan doğumlu Hatice Gültekin ninemiz, Hoca Ahmet Yesevi ile ilgili olarak şu ifadelere yer vermiştir: “Ben bu köylüyüm. Burada doğdum ama aslımız Nişabur’dan, Horasan’dan gelmedir. Ecdadımız, Garipler Mezarlığı’nda türbesi bulunan Şeyh Ahmet Yesevi ile buraya gelmişler. Şeyh Ahmet Yesevi, Horasan’dan atmış olduğu yanmış köseği (odun), Fırat kenarında bugünkü köyün yerine düşmüş, burada göğermiş; o da ecdadımızla birlikte burayı vatan tutmuşlar.”

Hatice ninemizi rahmetle anarken, son olarak Şeyh Hasan köyündeki Hoca Ahmet Yesevi Tavil Hazretleri’nin efsanesinden bahsedeceğim. Rivayete göre, Ahmet Yesevi ve kardeşi Şeyh Hasan, Moğol istilası sırasında Horasan’dan göç ederek bir Türkmen topluluğuyla Fırat kenarında yer alan bu köye yerleşmiştir. Ahmet Yesevi’nin oğlu bulunmadığından köye kardeşi Şeyh Hasan’ın ismi verilmiştir. Mezarlık, Karakaya Barajı suları altında kalmaması için tescil edildiği alandan bugünkü yerine taşınmıştır.

Evet, belki Şeyh Hasan köyündeki Ahmet Yesevi kabri, Orta Asya’da yaşamış olan Pir-i Türkistan olmayabilir; lakin Anadolu insanının Yesevi’ye olan sevgisi asla yadsınamaz.