Eski Halkevi, Kız Öğretmen Okulu ve daha sonra da Öğretmenevi olarak kullanılan ve şehrimizin ayakta kalan tarihi yapılarından biri olan bu binanın Elazığ Belediyesi’ne devredildiği ve Belediye tarafından değerlendirileceği haberi daha önce Sayın Bedrettin Keleştimur tarafından TURAN Gazetesi’nde dile getirilmişti.
Öncelikle eski Öğretmenevi ve Elazığ Valiliği arasında yer alan ve “Cumhuriyet Meydanı” olarak projelendirilen bu alanın bir çekim merkezi olmasından ötürü şehir için çok önemli bir kazanım olduğunu belirtmek istiyoruz. Bu nedenle adı geçen meydana açılan sözünü ettiğimiz eski Öğretmenevi binasının bir kültür merkezi olarak düzenlenmesini ve bu tarihi mekâna “Fikret Memişoğlu Kültür Merkezi” isminin verilmesinin uygun olacağını düşünüyoruz. Daha önce şehrimize kazandırılan meydan ve mekanlara bu şehrin sanat ve kültür hayatına dokunmuş olan kişilerin isimlerinin verilmiş olmasını bir kadir bilirlik olarak takdir ve tebrik ediyoruz. Bunun devamında da eski Öğretmenevinin kültür merkezi olması ve isminin de “Fikret Memişoğlu” olması çok yakışacak ve uygun olacaktır.
Rahmetli Fikret Memişoğlu; kendi mesleki kariyerinin dışında önemli bir şair, yazar, müzik adamı, halkbilimci ve folklor araştırmacısı olarak Elazığ’ın sanat ve kültür hayatına çok büyük katkıları olmuş, uzun süre Elazığ folklorunun uluslararası tanıtımında etkin bir rol üstlenmiş gönül adamıdır.
Daha önce doğumunun 100’üncü yıldönümü nedeniyle düzenlenen programda da dile getirdiğim gibi, Fikret Memişoğlu’nun 1966 yılında basılmış olan “Harput Ahengi” kitabında yer alan bir temennisini Ankara-Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı “Harput Senfonisi” ile hayata geçirmiştir. Bu temennide;
“Bir gün, gerçek anlamda kendi âlemimize dönersek, musikimizin de özel ve orijinal değeri bilinmiş olacaktır. O zaman usta bestecilerimiz, Batı’dan yalnız teknik ve metot almakla yetinecek, ruhu, heyecanı ve düzeni bizim olan bir sistem kuracak, bizim kaynaklarımızdan, bize, bizim olan eserler sunacaktır. Hatta gözümüzün önünde akıp giden bu hazineyi; keşfetmekte geç kaldıklarına da yerinmiş olacaklardır belki.
O zaman bizim de orijinal operetlerimiz, operalarımız olacak; yerli musikimiz, bütün tazeliği ve canlılığı ile hemen her eserde yer bulacaktır.”
Yaklaşık 60 yıl önce yapılmış olan bu tespit ve öneriden yola çıkılarak bir hayal gerçekleştirilmiş olup, senfonideki müzikal zenginlik, türkülerimizin ruhu, heyecanı ve düzenine çok renkli ve farklı bir heyecan katmış ve ortaya “Harput Senfonisi” çıkmıştır. Bir şehrin geleneksel müziği bu eserle ilk kez senfonik olarak icra edilmiştir. Bu çalışma nasıl bir tarihi görevi yerine getirmek ise eski Öğretmenevinin “Fikret Memişoğlu Kültür Merkezi” haline getirilmesi ve onun ismi ile anılması da bu şehrin vefa borcunu ödemesi anlamına gelecektir.