Fırat Üniversitesi Enerji Müh. Böl. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hikmet ESEN, IEA Ajansı’nın Ocak 2024’de yayımlamış olduğu Yenilenebilir Enerji 2023, 2028’e kadar analiz ve tahmin kitapçığının Biyogaz ile ilgili vermiş olduğu bilgileri TURAN Gazetesi okuyucuları için değerlendirdi.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA)’nın Ocak 2024’de yayınladığı “Yenilenebilir Enerji 2023, 2028’e kadar analiz ve tahmin” başlıklı kitapçığında ilk defa biyogaza özel bir bölüm ayırdığı belirten ESEN, şunları söyledi: ‘’Biyogaz ve biyometan arasındaki temel fark, biyogazın metan ve karbon dioksit dahil olmak üzere bir dizi gazın bir bileşimi olması, biyometanın ise orijinal biyogaz bileşiminden herhangi bir CO2, hidrojen sülfür ve suyu uzaklaştıran bir saflaştırma sürecinden geçmesidir. Biyogaz üretimi 1990’larda artmaya başladı ve o zamandan bu yana da artıyor ancak çeşitli faktörlerin bir araya gelmesi nedeniyle politika desteği son iki yılda güçlü bir şekilde arttı. Birincisi, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve ardından gelen enerji krizinin yol açtığı enerji güvenliği kaygıları nedeniyle, biyogaz artık birçok ülkede doğal gaz ithalatına bağımlılığı azaltabilecek ve enerji güvenliğini destekleyebilecek yerli bir enerji kaynağı olarak görülüyor. İkincisi, küresel sıcaklık artışının 1,5°C ile sınırlandırılmasına yönelik acil ihtiyaç göz önüne alındığında, ülkeler biyogazı kısa vadede karbondan arındırmayı hızlandırmaya yardımcı olabilecek kullanıma hazır bir teknoloji olarak görmeye başladılar ve bu nedenle biyogazı, enerji geçiş stratejilerine önemli bir bileşen olarak dahil ediyorlar.
‘’ELEKTRİKLENDİRİLMESİ ZOR SEKTÖRLERİ KARBONDAN ARINDIRMAK İÇİN KULLANILABİLİR’’
Hedeflenen politikaların yanı sıra piyasa koşulları da biyogaz kullanımını teşvik ediyor. Kombine ısı ve güç üniteleri genellikle biyogazla çalışırken, diğer gaz talebi olan pazarlar (örneğin gaz tesisleri, sanayi ve ulaşım sektörleri), kalite açısından doğal gaza benzer, yüksek metan konsantrasyonuna sahip saflaştırılmış bir biyogaz olan biyometanın kullanımını gerektirecektir. Biyometan, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'da yenilenebilir doğal gaz (RNG), Hindistan'da biyo-sıkıştırılmış doğal gaz veya sıkıştırılmış biyogaz (biyo-CNG veya CBG) ve Çin’de biyo-doğal gaz (BNG) olarak da bilinir. Temiz bir evsel enerji kaynağı olmasının yanı sıra, biyogazlar (biyogaz ve biyometan) başka faydalar da sağlar. Örneğin biyometan, ulaştırma ve sanayi gibi elektriklendirilmesi zor sektörleri karbondan arındırmak için kullanılabilir. Hem biyogaz hem de biyometan kullanımı, yalnızca fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan CO2 emisyonlarını azaltmakla kalmaz, aynı zamanda doğru şekilde yönetildiğinde atık ve tarım/hayvancılık sektörlerinden (insan kaynaklı küresel metan emisyonlarının %60’ından sorumludur) kaynaklanan metan emisyonlarını da azaltır.
‘’ÜRETİMİN YARISI NEREDEYSE AVRUPA MERKEZLİ’’
Bu avantaj, 2021’de başlatılan ve 155 ülke tarafından imzalanan (Ocak 2024 itibarıyla) Küresel Metan Taahhüdünün emisyon azaltım hedefleriyle de uyumludur. Birleşik küresel biyogaz ve biyometan üretimi, 2017’ye kıyasla %17 artışla 2022’de 1,6 EJ’nın üzerine çıktı. Üretimin neredeyse yarısı Avrupa merkezli olup, Almanya küresel tüketimin neredeyse %20’sini tek başına karşılıyor. Diğer %21’lik kısım ise Çin’de üretiliyor, bunu ABD (%12) ve Hindistan (%9) takip ediyor. Ancak bölgesel ve ülkesel farklılıklar önemli olabilir. Her enerji sisteminin özelliklerine bağlı olarak, biyogaz/biyometan gelişimi, enerji matrislerinin geri kalanını tamamlamak üzere farklı hükümetler tarafından farklı şekilde desteklenmektedir. 2017-2022 ile karşılaştırıldığında, 2022-2023’te 13’ten fazla ülkede etkili yeni politikaların uygulamaya konması sayesinde küresel biyogaz üretimi büyümesinin 2023-2028’de hızlanması bekleniyor. Kısmen yerleşik altyapı ve deneyim sayesinde ve beş yıllık bir dönemde hızlı dağıtımı mümkün kılan önceki politikalar sayesinde en fazla büyüme Avrupa ve Kuzey Amerika’da gerçekleşecektir. Çin ve Hindistan’ın da iddialı genişleme planları var ancak altyapı eksiklikleri önümüzdeki beş yıldaki büyümeyi sınırlıyor. Ancak her iki ülke de kayda değer biyogaz üretim potansiyeline, artan enerji talebine ve iddialı karbondan arındırma hedeflerine sahip olduğundan, 2028 sonrasında da hızlı büyümeye hazır olacaklar. Avrupa’da son yirmi yıldır biyogazın yaygınlaşmasının ana itici gücü elektrik üretimi olmuştur, ancak son politikalar biyometan kullanılarak biyogaz kullanımının çeşitlendirilmesini teşvik etmektedir. Bu nedenle, tahmin dönemi boyunca Avrupa’da biyogazlardaki büyümenin çoğunluğunun hem yeni tesislerden hem de iyileştirilmiş mevcut biyogaz tesislerinden gelen biyometandan gelmesi bekleniyor.
‘’BİYOGAZ ÜRETİMİNİN 2030 YILINA KADAR DÖRT KATINA ÇIKMASI GEREKİYOR’’
Almanya gibi bazı büyük pazarlarda, yenilenebilir yakıt kotaları için temiz yakıt sertifikalarından yararlanan biyometan üreticileri için en fazla geliri sağlayan son kullanım ulaşımdır. Halihazırda gazlı araç filoları ve benzin istasyonları bulunan ülkelerde de güçlü bir büyüme itici gücüdür. Buna ek olarak Avrupa Birliği, endüstrinin AB Eğitimsel Test Hizmetine uyum sağlamak için kullanabileceği veya özel şirketlerin kendi emisyon azaltma hedeflerine ulaşmak için kullanabileceği Menşe Garantisi sistemine biyogaz ve biyometanın dahil edilmesini başlattı. IEA Net Sıfır Senaryosuna göre biyogaz üretiminin 2030 yılına kadar dört katına çıkması gerekiyor. Büyümenin 2017-2022’deki %19’dan 2023-2028’de %32’ye çıkmasını beklememize rağmen, Net Sıfır hedefine ulaşmak için daha da yüksek bir hıza ihtiyaç var. Temiz yemek pişirmek için geçerli bir enerji kaynağıdır ve düşük emisyonlu elektrik üretimi için dağıtılabilir bir kaynak olarak kullanılabilir; bu, rüzgar ve güneş gibi değişken yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaşmasıyla birlikte giderek daha önemli hale gelecektir.
‘’BÜYÜK ÇABA SARF ETMEK GEREKİYOR’’
Doğal gazın hemen ikamesi olarak biyometan, aynı boru hattı ve depolama altyapısı kullanılarak kullanılabilir ve ağır sanayi gibi azaltılması zor sektörler (örn. kimyasal ve gübre üretimi). Üstelik üretim maliyeti biyometan şu anda bu sektörlerdeki emisyonları azaltan diğer temiz enerji çözümleriyle rekabet halindedir. Bu nedenle tüm ülkelerin, tahmin edilen biyogaz üretimini aşmak ve Net Sıfır hedefine ulaşmak için büyük çaba sarf etmesi gerekiyor. Çin ve Hindistan’ın tarım, hayvancılık ve şehir atık sektörlerinde hammadde tedarik zincirlerinin gelişimini hızlandırması ve biyogaz üretimini ekonomik açıdan cazip hale getirmek için daha cazip teşvikler sunması gerekecek. Kritik gaz şebekesi altyapısının ve ilgili son kullanım tesislerinin gelişim hızı da büyümeyi belirleyecektir. Son zamanlarda yapılan bazı ihalelerdeki eksik tahsisler göz önüne alındığında, Avrupa ülkelerinin yeni ihale sistemlerinde yatırımcılara yönelik teşviklerin hâlâ cazip olmasını sağlamak için çabalarını yoğunlaştırmaları gerekecek. Latin Amerika ve Güneydoğu Asya gibi güçlü biyogaz potansiyeline sahip diğer bölgeler, sektörün gelişimini başlatmak için yeterli kamu desteğinin alınması durumunda küresel büyümeye önemli katkılar sağlayabilir. IEA Ajansının Ocak 2024’de yayımlamış olduğu Yenilenebilir Enerji 2023, 2028’e kadar analiz ve tahmin kitapçığının Biyogaz ile ilgili vermiş olduğu bu son güncel bilgileri sizler için derlemeye çalıştım.’’