ELFED ve KAYIP HARPUT TÜRKÜLERİ

İnsanların gönlünü fethetmek, aslında göründüğü kadar zor değildir. En duygulu varlık olan insan, ağlamak, gülmek, eğlenmek gibi özelliklere sahip olarak yaratılmıştır. Şehirler de, insanların bu özelliklerine hitap ettikleri müddetçe varlıklarını sürdürebilirler.

Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Harput’u, artık “bir zamanlar” diyerek anıyoruz. Bu, acı verici bir durumdur. Nedenini ve niçinini kendimize göre sorgulayarak bir sonuca varabiliriz. Ancak bilinen odur ki, Anadolu Türk kültür tarihi için Harput’u çıkardığınızda geriye çok az şey kalır.

Harput, Anadolu’da gelişen Türk kültürüne temel teşkil eden yerlerin başında gelir. Pek çok kaynak ve prestijli ilim insanlarının ortak görüşü budur. Dahası, Türk sanatının zirve isimleri de aynı kanaati taşıdıklarını açıkça ifade etmektedirler.

Şanlı bir mazinin hatıraları, ancak günümüze ulaşan kültür ve sanat değerleriyle anlaşılır. Bunda hemen herkes hemfikirdir. Harput ahengi adı verilen icralar ile günümüzde okunan musiki eserleri, içinde yenileri barındırdığı gibi eskilerinin de varlığını bilenlerce bilinmektedir. Günümüzde icra edilen eserlerin yakın tarihi kapsamasını doğal karşılamak gerekir. Nitekim eski ile yeniyi birleştirdiğimizde bir kıymet ifade eder. ELFED, bunun gayretini İstanbul’da, tüm Türkiye’ye örnek olacak bir şekilde göstermektedir.

“Kayıp Harput Türküleri” adıyla düzenlenen etkinlikte, soğuk havaya aldırmadan gelenler büyük bir mutluluk yaşadılar. Salona erken gelenler olduğu gibi, olumsuz hava şartlarından dolayı etkinliğin ertelenip ertelenmeyeceği konusunda endişe taşıyanlar da vardı. Ancak kısa bir süre içinde salon, topraklarını özleyenler tarafından dolduruldu.

ELFED yöneticilerinin yüzü gülüyordu. Kanal 23 ve Fırat TV’nin canlı yayını ve davetlilerle yaptıkları sohbetler, etkinliğe olan ilgiyi artırıyordu. Salon yalnızca Harputlulardan ibaret değildi; musikiye aşina olanlar, türkü aşığı olanlar ve vatan ile millet sevgisini türkülerin ezgilerinde arayanlar da oradaydı.

Yitik bir yakınını ya da yıllardır kaybolmuş bir evladını bulmuş gibi hissettiren “Kayıp Harput Türküleri” etkinliği, sevinç ve neşe kaynağı oldu. Meğer ne eserlerimiz varmış! Düşünüyorum da, ya daha bulunamamış başka değerlerimiz de karşımıza çıkarılsa, onlara nasıl sarılırdık?

“Kayıp Harput Türküleri”, aslında bir zamanlar terennüm edilmiş ve taş plaklarda kaydedilmiş eserlerdi. Ancak hepimizin bildiği sebeplerle zamanla ortadan kaybolmuşlardı. Bu türkülerin yok olmasına gönlü razı olmayanlar arasında eski bir siyasetçinin bulunması, bazılarına garip gelebilir. Eski İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, bu kayıp türkülerin peşine düşmüştü. Gecenin davetlileri arasında ve aynı zamanda ev sahibi olarak, üniversitesinin kocaman salonunu Harputlulara açmıştı.

“Harputlular istedikleri zaman burada etkinlik yapabilirler” cümlesi, davetlilerin sempatisini ve sevgisini kazandı. Yeditepe Üniversitesi İnan Kıraç Salonu, daha önce de ELFED’in etkinliklerine ev sahipliği yapmıştı.

Davetliler arasında yer alan Bedrettin Dalan’a bir plaket takdim edildi. Plaketi, ELFED Onursal Başkanı Faik İçmeli sundu. Bu sırada Dalan bir konuşma yaptı. Genel olarak konserlerde konuşmacıların bulunması, davetliler tarafından sempatiyle karşılanmaz. “İnsanlar musiki dinlemeye gelmişler, bir de eski bir politikacı mı dinleyecekler?” diyenler olabilir. Ancak Bedrettin Dalan’ın konuşması, en az türküler kadar zarif ve etkileyiciydi.

İrfani kelimelerle dolu, vatan ve millet sevgisinin nasıl olması gerektiğini anlattığı konuşmasında, Harputlu olduğunu açıkladı. Osman Bedrettin Dalan isminin tamamının Harput’a ait olduğunu ifade etmesi, salonda büyük bir alkış tufanına yol açtı.

Dalan’ın, Türkiye’nin en kapsamlı musiki arşivlerinden birine sahip olduğunu söylemesi dikkat çekiciydi. Arşivinden çok nadir taş plakları bir gramofon aracılığıyla salonda dinletmesi, görülmeye değer bir sahneydi.

ELFED’in sağlam temeller üzerine inşa edildiğini bir kez daha gördük. Önceki dönem Genel Başkanı Faik İçmeli ve evlatları, ilk günkü gibi heyecanlarını koruyorlardı. Faik İçmeli yaptığı kısa konuşmada, ELFED’i emin ellere teslim etmenin gururunu paylaştı ve başarılarından duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Asıl amaç, elbette ki türkülerdi. Ancak Bedrettin Dalan, Genel Başkan Gökhan Elgin ve Faik İçmeli’nin konuşmaları, geceye derinlik kattı.

Harput Türk Musikisi’nin ekol ismi Enver Demirbağ’ın öğrencileri olan Muzaffer Ertürk, Hasan Öztürk ve Zülfü Demirtaş, gecenin solistleriydi. Seçkin saz ustaları ve Abdülaziz Koç, sahnede adeta birer parlak yıldız gibi parladılar. Kayıp türkülerin izini süren kahraman ise Zülfü Demirtaş’tır.

Harput sadece musikiden ibaret değildir. Bunun en bariz örneği de Zülfü Demirtaş’tır. Halk oyunları ustası olduğunu bilenler bilir. Ancak o, daha çok Kültür Bakanlığı sanatçısı olarak seslendirdiği Harput Türküleri ile tanındı. Bütün Harputlular, rahmetli Enver Demirbağ’ın talebesi olan Zülfü Demirtaş’ı gönüllerinde taşımaktadır.

Hasan Öztürk’ün eski sesine kavuşmanın heyecanını, sanki yalnızca kendisi değil, onu sevenler de hissettiler.

Muzaffer Ertürk’ü musikiyle ilgilenen hemen herkes bilir. Açıklamaları ve icrasıyla dinleyenleri büyüledi. Unutulmuş saba makamındaki eserlerin icrası, muhteşemdi. Kulaklarımızın pası gitti.

Hasan Öztürk’ün, Enver Demirbağ’ın talebesi olduğunu her haliyle belli ediyordu. Zülfü, Hasan ve Muzaffer; inşallah daha uzun yıllar sizleri dinleme şansımız olur. Musiki camiası ile ecdadın ruhu da sizinle beraberdir. Harput’un “üç gülü” olarak yaptığınız icralar, gelecek için umut ışığı oldular.

"Kayıp Harput Türküleri", aslında sadece bir etkinlik değil, Harput’un silinmeye yüz tutmuş izlerini tekrar gün yüzüne çıkarmak için bir çağrıydı. Harput’un ahenkli sesi, tarih boyunca olduğu gibi bugün de bizimleydi, yarın da bizimle olacak."

Harput Kalesi’nde yapılan kazılar gibi sabır ve itina ile, sadece musikide değil, yaşanmış ve unutulmuş diğer değerlerimizde de bir gün gün yüzüne çıkılacaktır. Belki ELFED buna da bir başlangıç yapacaktır.

ELFED, geçmişi geleceğe taşımanın misyonunu üstlenmiş bulunuyor. Kayıp türküleri arayarak ortaya çıkaranlara minnet ve şükran duyuyoruz. 24.11.2024 İstanbul