Bugünlerde bu kanıya varmadık, uzun zamandır dost olmadığını biliyorduk…
Her fırsatta bizim düşmanlarımızın sırtını sıvazlayan, sözde yardımlar ile bizim gelişmemizi engelleyip, bizi kendisine muhtaç bırakan, Türk askerini hedef tahtasına koyan örgütleri açık açık destekleyen, aba altından sopa gösterip, askerimizin başına çuval geçirme cesaretini gösteren sözde medeni özde dünyanın başına bela olan o büyük birleşik devletlerden bahsediyorum…
Aslında korkak bir topluluktur, kanun tanımamazlığına ve çevirdiği dolaplara sırtını dayamıştır. Silah ve teknolojik gücünün etkisi ile dünyanın başına bela olmaya devam etmektedir. Aktif olarak kullandığı sinema sektöründe bir kurtarıcı rolü üstlenmeye çalışsa da aslında ayak bastığı her yere felaketler götürmüştür. Arkasında gözü yaşlı milyonlar bırakan birleşik devletler aslında kendi içerisinde de kaynayan bir cadı kazanı gibidir. Kısacık tarihi utanç örnekleri ile dolu olan bu toplum, aslında barbarlığın liderliğini yapmaktadır. Önce Kızılderililer, ardından kölelik ve Afrika kökenli insanlara yapılan zulümler, günümüzde ise gerektiğinde kendi vatandaşını terör eylemleri içerisinde öldürebilecek kadar gözü dönmüş bir yapıdır…
Sanayisi silah üzerine kurulmuştur. Dünyanın herhangi bir yerinde savaş olmadığı zaman, işler duracağından, dünyanın neresinde olursa olsun her zaman kan akıtmaktan ve savaş çıkarmaktan çekinmeyen bir topluluktur. İkinci Dünya Savaşında milyonlarca sivil insanın üzerine atom bombası atacak kadar gaddar, bunu normal bir savaş hamlesi sayacak kadar da yüzsüzlerdir…
Kuzey Irak’ta kahraman Türk Askerinin başına çuval geçiren bu hadsiz güruh, siyasi idarenin acizliği karşısında Yüce Türk milletinden gerekli cevabı alamamıştır; ancak tarih sahnesinde günü geldiği zaman buz aziz millet kendi ordusuna yapılan bu saygısızlığın hesabını soracaktır.
Son olarak da yazımı kaleme aldığım günün öncesinde, Suriye’de Amerikan F 16’sı tarafından düşürülen Türk SİHA’sının haberi cılız bir şekilde, haber bültenlerinde fazla yer bulmadı… Aslında son derece önemli bir gelişme idi… Bir noktada açıklama yapan Türk yetkililerden hemen sonra yapılan bu hamle, aslında bize açık bir uyarı niteliği taşımaktaydı… Ne diyelim. ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ, ANLAMAYA DAVUL ZURNA AZ…
Türk Milleti tarih sahnesinde binlerce yıldır, belirleyici, yön gösterici bir konumda olmuştur. Mazisi zulüm, sahtekarlık, alçaklık olan bir güruhun, şimdi bize kalkıp uyarı veya ders vermeye çalışması kabul edilemez. Bu millet başına çuval geçirilmektense ölmeyi yeğleyen bir millettir. Benim sınırımın hemen yanı başında, benim SİHA’mı düşürecek kadar babayiğitlik taslayana bunun bedeli ödetilmelidir… Ama bu ara biraz sessiz kalmak durumundayız gibi geliyor. Akdeniz’de İnsani Yardım taşıyan gemimize Siyonist güçlerin yaptığı baskın henüz hafızalardan silinmedi… Ölenler için tazminat almak, tarihimize kara bir leke gibi düşmüştür. Tarih susanları yazmaz. Tarih ona yön verenlerin cesareti sayesinde başarılarla dolu geçmişi hatırlatır.
Şimdi kalkıp bir SİHA için, dost ve müttefik bir ülkeye savaş mı açalım diyeceksiniz? Benim askerim çatır çatır vurulurken bir SİHA’nın lafı mı olur diyeceksiniz? Ben Mehmetçiğimin bir tırnağı için bin tane düşmanın yere düşmesine razıyım. Bir SİHA içinse, gerekirse 10 uçak kaldırır, onu vuran uçağı ne pahasına olursa olsun düşürürdüm.