Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomisi, tarım temelli bir yapıya dayanıyordu. Halkın %80’i kırsal bölgelerde yaşıyor ve geçimini tarım üzerinden sağlıyordu. Ancak 19. yüzyılın ortalarında Avrupa, 2. Sanayi Devrimi ile hızla modernleşirken, Osmanlı kendini uzun soluklu bir savunma mücadelesine kaptırmıştı. Özellikle Kırım Savaşı ile başlayan bu süreçte, devlet bir yandan Rusya ile savaşırken diğer yandan da ağır ekonomik bedeller ödemek zorunda kalmış; insan gücünü, kaynaklarını ve iktidarını yitirmişti.
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, Türkiye ekonomide modernleşme ve kalkınma hamleleriyle yeniden yapılanmaya gitti. 1923 yılında toplanan İzmir İktisat Kongresi, yeni devletin ekonomi politikalarının şekillenmesinde önemli bir rol oynadı. Çiftçi, tüccar, sanayici ve işçi temsilcileri kendi sektörlerindeki sorunları ve çözüm önerilerini dile getirerek, Türkiye’nin ekonomik yönelimine katkıda bulundular. Kongrede alınan kararlar, yerli sermayeyi koruma çabalarını yansıtan, ancak liberal bir yaklaşımla yabancı sermayeye kapıyı tamamen kapatmayan bir denge arayışını ortaya koyuyordu.
1929 yılında ABD’de patlak veren ve tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz, Türkiye’yi de derinden sarstı. Tarım ürünlerinin fiyatları düşmüş, ithalat kısıtlamaları uygulanmaya başlanmış ve dış borçlar ertelenmiştir. Bu dönemde kurulan T.C. Merkez Bankası, para piyasalarında istikrar sağlama görevi üstlenerek Osmanlı Bankası’nın yetkilerini devraldı.
1930’larda düzenlenen Sanayi Kongresi’nde sanayileşmeyi öncelikli kalkınma modeli olarak benimseyen Türkiye, ilk Beş Yıllık Sanayi Planı’nı hayata geçirdi. Ancak 2. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle birlikte ikinci sanayi planı tam anlamıyla uygulanamadı. Bu yıllarda, devletçilik politikaları sadece sanayide değil, pek çok alanda devreye girdi. Millileştirme hamleleri ile demiryolu, liman, elektrik ve telefon gibi altyapı hizmetleri devletleştirildi.
1940’lara gelindiğinde, kurulan Etibank ve Karabük Demir Çelik gibi kuruluşlarla maden ve sanayi alanlarında ilerleme sağlandı. 1950’de ise Demokrat Parti iktidara geldiğinde, devletçi politikalardan liberal politikalara geçiş süreci başladı ve Türkiye halen bu çizgide ilerlemeye devam ediyor.
Günümüzde Borsa İstanbul (BİST), hem Türk hem de yabancı yatırımcılara sermaye piyasasında çeşitli hizmetler sunarak, ekonominin gelişmesinde önemli bir rol üstleniyor. BİST’te 655 şirket işlem görmekte ve yatırımcılara fon, döviz ve altın işlemleri gibi çeşitli yatırım seçenekleri sunulmaktadır.
Bir asırlık Cumhuriyetimizin 101. yılı kutlu olsun. Bu vesileyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Cumhuriyetin kurulmasında emeği geçen herkese saygılarımızı sunuyorum.
CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!