GÜNDEM

CHP’Lİ ÖZKAN USULSÜZLÜKLE SUÇLAMIŞTI, DOÇENT SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Doç. Dr. KAYAOKAY, "Mesnetsiz iftira, yanlış ve uydurulmuş bilgiyi alenen yayma, kamu görevlisini hedef gösterme, kişilerin huzur ve sükunetini bozma gibi suçlardan ötürü Ankara’ya iletilmek üzere Elazığ Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulundum" dedi...

CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Munzur Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde Doç. Dr. İlyas Kayaokay’ın doçentlik unvanını usulsüz olarak aldığı yönündeki iddiaları TBMM gündemine taşıması sonrası, Doç. Dr. Kayaokay, sistemin görüntülerini delil olarak sunarak Özkan hakkında suç duyurusunda bulundu. 
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, geçtiğimiz günlerde Munzur Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde Doç. Dr. İlyas Kayaokay’ın doçentlik unvanını usulsüz olarak aldığı yönünde TBMM gündemine taşıdı. Bunun üzerine Doç. Dr. İlyas Kayaokay, Milletvekili Tuncay Özkan hakkında mesnetsiz iftira, yanlış ve uydurulmuş bilgiyi alenen yayma, kişilerin huzur ve sükunetini bozma, kamu görevlisini hedef gösterme gibi suçlardan ötürü Ankara’ya iletilmek üzere Elazığ Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu sonrası Elazığ Adliyesi önünde açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Kayaokay, doçent olabilmek için öncelikle doçent kurulu, Üniversiteler Arası Kurulun (ÜAK) ön incelemesinden geçilmesi gerektiğini, ardından 7 profesörden oluşan 96 gün süren bir inceleme sürecinin yapıldığını, ayrıca Milletvekili Özkan’ın 'usulsüz' bir şekilde doçent olduğu iddiasına cevaben bahsi geçen maddenin sistemden alınmış ekran görüntülerinin resmi nüshasını dosya içerisinde savcılığa verdiklerini kaydetti. 
Milletvekili Özkan hakkında suç duyurusunda bulunan Doç. Dr. Arş. Gör. İlyas Kayaokay, "Hafta sonları dahil 13-14 saat çalışıyorum. 2022 Ekim ayına geldiğimiz zaman kadrom verilmediği için doçentliğe başvurmak istedim. Zira benim gibi doktorasını bitirmiş ancak mobbing altında, hak ettiği kadroyu alamayan yüzlerce araştırma görevlisinin tek kaderi emeği ile doçent olup ilmi ve akademik cevap vermektir. Daha evvel parayla kitap yazdırma teklifini, intihallerini ortaya çıkarıp bilimsel makale yazdığım kimseler tarafından darp edildim. Doçentliğe müracaat ettim ve ders vermenin zorunlu olup olmadığına dair ÜAK’a mail gönderdim, gerekli bilgileri aldıktan sonra başvurumu yaptım. Biz kimiz ki hukuku, kanunu çiğneyelim YÖK, ÜAK devlet bize iltimas geçsin. Bir doçent adayından 100 puan asgari istenirken, elimdeki belgelerden de anlaşılacağı üzere 514 gibi rekor bir puanla doçentliğe müracaat ettim. Bu 5 defa doçentlik demektir. Dosyamızı çok titiz şekilde hazırladık. Ders verdiğime dair bir belge sunmadım zaten benden de öyle bir belge talep edilmedi. Doçentlik sistemi, siz bir belge yüklemediğiniz takdirde bir sonraki aşamaya geçirmeyecek kadar katı kuralları olan bir sistemdir" dedi. 
 
“DEVLET MAĞDURİYETİMİZİ GİDERDİ” 
 

Adliye çıkışı sonrası açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Kayaokay, “2019 yılından beri bir üniversitede araştırma görevlisi olarak vazifedeyim. Girdiğim seneden itibaren mobbing, baskı ve tacizlerle yüz yüzeyim. 2021 yılında doktoramı bitirdim ancak 50/d kadrosunda olduğum için bin sayfalık tezimi savunamadım. Çünkü tezi sununca işsiz kalacaktım. Devletimiz bu hususta 1+1 yıl kuralıyla mağduriyetimizi giderince 2022 Temmuz ayında doktora tezimi savunabildim. Aradan geçen 1,5 yıllık süreçte de kitap ve makale çalışmalarımı yayımlamadım ve hazır şekilde beklettim. Sonra 2022 Ekim ayında doçentliğe müracaatta bulundum. Müracaatta bulunurken ders vermediğimi zaten beyan etmiştim. Bilgi ve belgeler de ortadadır. Vekil, benim böyle bir iddiada bulunduğumu iddia ederek hakkımda gazi meclisimizde konu ile alakası olmayan Milli Eğitim Bakanlığına bir soru önergesi yöneltmiştir. Milli Eğitim bu konu ile ilgili nasıl bir alakası var, onu da bilmiyorum. Yani konuya vakıf olmadığı buradan da anlaşılmaktadır. Müracaatta bulunurken Üniversiteler Arası Kurula (ÜAK) 'Bu maddeyi kullanabilir miyiz' diye danıştık. Elimizde resmi belgeleri vardır ve onların izni, incelemesi, bütün Doçentlik Kurulu ve ÜAK’ın güvenlik soruşturmalarından geçiyoruz. Bunu 7 tane profesör inceliyor. Neticede ben asgari aldım ve haklı bulundum. Sürecim devam etti ve doçent oldum” diye konuştu. 
 
CUMHURBAŞKANI'NDAN YARDIM İSTEDİ 
 

Büyük bir baskı, sansür, taciz, mobbing ile karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Kayaokay, "İnsanları bu şekilde karalamak kolay mı? Bir milletvekilisiniz, milletin temsilcisisiniz. Okuduğunuzu anlamadığınızı düşünüyorum. Orada maddeyi okumuşsunuz ama kendinizce olmayan bir mevzuat uydurmuşsunuz. Onların da tekzipleri, belgeleri ve ÜAK’ın kendi doçentlik bilgi sisteminden aldığımız ekran görüntüleriyle birlikte ortaya koyduk. Devletin bana verdiği yetkiyle doçent oldum. Biz kimiz ki ilgili kurumları kandıralım. Böyle bir hadsizlik ve saygısızlık olur mu? 15 tane kitabım, 100’den fazla makalem var. Sistemin görüntülerini sunduk. Bunlar, darp ve intihal olaylarının üstünü kapatmak için yapılmış hadiseler. İnsanları karalamak, iftira atmak, alenen yanlış bilgiyi yaymak bu kadar basit olmamalı. Devletimizden, Cumhurbaşkanı'mızdan, bunlara dur denilmesini rica ediyorum. Defalarca kendisine seslendik, darp edildik ve bu olaylar basına düştü. Burada büyük bir baskı, sansür, taciz, mobbing ile karşı karşıyayız, can güvenliğimiz kalmamıştır. CHP milletvekili, işi gücü bırakıp bizim gibi sıradan bir insanla uğraşıyor, vekile gücümüz yetmez, ancak Allah’tan başka kimseden korkumuz yoktur" şeklinde konuştu. 
Elinde bulundurduğu belgedeki resmi evrakı gösteren Kayaokay, "Eğitim-öğretim faaliyeti başlığı altında asgariyi bildiren bir madde vardır. Bağlayıcı unsuru olmayan bu tam ifade ise 'Bu madde kapsamında en az 2 puan almak zorunludur, ancak en fazla 4 puan alınabilir. Yurt içi veya YÖK tarafından tanınan yurt dışı yükseköğretim kurumlarında en az 2 yıl eğitim ve öğretim faaliyetinde bulunanlar 2 puan almış sayılır" yazısının yazıldığını ifade etti.