CELAL BAYAR’IN ŞARK RAPORUNDA KEBAN MADENİ BÖLÜMÜ

                              Merhaba, sizlere Atatürk’ün sağlığında ve cumhurbaşkanlığı döneminde “CHP 15İNCİ YIL KİTABINDA ETİBANK” adıyla yayımlanmış araştırmada, o günlerde İktisat vekili Celal Bayar’dan istediği “ŞARK RAPORU” ve “TÜRKİYE’DE MADENCİLİK ve adlı önemli çalışmada yer alan Keban Madeni incelemesini ve Keban madeni ile ilgili düşüncelerini ve genç cumhuriyetimizde o dönemin maden sorumlularına birtakım serzenişlerini ve kızgınlıklarını aktarmak istiyorum. 

                              1935 Yılında kurulan Etibank’ın ve Türkiye’nin madenlerinin 1936 yılındaki durumu Bayar’ın Şark Raporu’nda ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Atatürk, 1 Kasım 1937 tarihli TBMM Açış Nutku’nda acilen bir madencilik planı istemiştir. 3 Yıllık Madencilik Planı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilan edilmiş 2 numaralı planı, 10 Aralık 1937 tarihinde ilan edilmiştir. Şark Raporu’nun madencilik bölümüne bakalım:        

                 “ŞARK RAPORU’NDA MADENCİLİK KEBAN MADENİ’’                                                          

                                               Bu simli kurşun madeninde yapılmakta olan tetkikat ve taharriyatın neden şimdiye kadar tatmin edici bir netice vermemiş olması üzerinde durdum. Keban simli kurşun madenindeki araştırmalara hâkim olan düşüncelerin bir hususiyeti olduğu muhakkaktır. Bu madende altmış, yetmiş sene evvelîsine kadar yapılmış olan işletmelerin tezahüratına çok ehemmiyet verilmiş ve hariçten zengin bir maden intibaını bırakmıştır. Toprak harmanları içinde dökülmüş bir vaziyette bulunan cevher parçalarından alınan numuneler de fazla gümüş ve altını ihtiva ettiğinden nazarı dikkatimizi ehemmiyetle celp etmişti.

Jeolojik vaziyet

                              Ancak cevherin jeoloji bünyesi ve yatağı hakkında ameli (burada, gerçekçi) bir “done” (veri) olmadığından, (ne bir plan ve ne de bir etüd) kapalı ve göçmüş olan eski ocakların temizlenmesi ve açılması her şeyden evvel zaruri görülmüştür. Bu maksatla takip olunan temizleme ve açma proğramı bir sene evveline kadar devam etmişti. Bu temizleme, madenin hakikaten mazide büyük imalata sahne olduğunu ve büyük hacimde cevher yığınlarının çıkarılmış bulunduğunu göstermiştir. Bu müşahedeler cevher filizlerinin "Calcaire" ve “Schist” tabakatının arasından imtidat (devam) ettiğini ve bu temasın geologique vaz’iyetini meydana koymuştur.

                              Bu temas noktasından daha derin aksama vasıl olmak için daha aşağı bir seviyeden 300 metrelik bir tünel kazılmış “temas sathı” orada bulunmuş ve bir kısım cevhere de tesadüf edilmiştir. Ancak bu cevherin hacmini ve miktarını anlamak için ufki olarak veya mailen açılan hafirler neticesinde maatteessüf yine eski imalata ve hafriyata rastlanmıştır.    

Kullanılacak Etüd Metodu

                              Bu müşahede, eskilerin işletmeyi hiç umulmadık derinliklere kadar şumullendirdiklerini göstermiştir. Bu vaz’iyet karşısında, eski hafriyat ve imalat sahalarının arasında kalmış olan ve hiç bir işletme ve ne de cevher emaresi göstermeyen kısımlarda derinliğine muhtelif noktalardan sondajlar yaptırılacaktır. Bu kararın ittihazında amil olan düşünce de eskilerin bu kısımlara el atmamış olmaları ihtimalidir. Eğer meçhul ve bakir addedilen bu mıntıkalarda yapılan sondajlar neticesinde temas sathı bulunursa ve cevherleşme hadisatı görülürse tetkikat devam edecektir. Aksi takdirde yukarıda bahsedilen tünel vasıtasile bulunan 20 – 30 bin tona baliğ olabilecek cevher küçük bir işletmeye mevzu olacaktır. 

                              Bu teşebbüsün daha çabuk netice vermesi için M.T.A.’nın metal kısmı şefinin daha yakından alakalanmalarına ihtiyaç olduğu görülmüş ve mahallinden çekilen telgrafla mes’eleye nazarı dikkatleri celp olunmuştur.   

                              Çekilen telgraf aynen aşağıya konmuştur: 

Tel 13.10.936

Gencer

Maden Tetkik Enstitüsü 

Müdürü

ANKARA 

 “1. Kuvarshan’ı, Guleman’ı gördüm stop bidayetinden beri bu işte çalışanları takdir etmeyi borç bildim. Enstitü’ye de bundan dolayı teşekkür ederim. 

 2. Bu gün Keban’ı gördüm.  İki senedir devam eden bu işte henüz bir netice yoktur. Gecikmesinin sebebini sondaj makinelerinin bozukluğuna ve tamir ile uğraşılmasına, bu günlerde amele müşkülatının zuhuruna atfettiler. Mazeretlerinin esas kabahatlarından daha ağır olduğunu takdir buyurursunuz. 

               İki sene bizim hayatımız için çok uzundur. Bu işlere nasıl bir emel ile bağlandığımızı, vakit kaybetmeğe tahammülümüz olmadığını ve nasıl bir neticeyi istediğimizi bizimle çalışanlara anlatmaya ihtiyaç olduğunu teessürle gördüm. 

                              Keban için yakın alakanızı büyük ehemmiyetle rica ederim. 

3. Bulgardağı’na uğrayacağım. İktisat Vekili Celal BAYAR” 

                  Celal Bayar’ın 20 Ağustos 1935 tarihli Keban gezisini gösteren bir fotoğraf